Lozan'da "kaybedilenleri" dert edenlere…

Bir "zafer mi, hezimet mi" gününe daha hoş geldiniz sayın seyirciler;

Lozan'ın ne olduğunu 96 yılda anlayamamış kafanın, günlük gazete köşesine çiziktirilmiş iki paragrafla ani bir aydınlanma devrimi yaşama ihtimalini zayıf gördüğümden "izahat"la yer ve zaman kaybetmeyeceğim.

- Lozan'ı, "adaları da İtalya'ya bıraktık" diye "hezimet" varsayanlar, Ege'deki adalarımızın hali hazırdaki işgale karşı konulmayarak Yunanistan'a terk edilmesi hakkında ne düşünüyorlar?

- Lozan'ı, "Mısır ve Sudan'ı teslim ettik" gerekçesiyle "hezimet" varsayanlar, o gün "teslim edilmemiş" görüşülmesi sonraya bırakılmış Irak'ın kuzeyindeki Türk illerinin bugün peşmerge ve terör yapılanmalarına "teslim edilmiş olması" yahut Kuzey Kıbrıs'a dair "ver kurtul" politikası geliştirenler hakkında ne düşünüyorlar?

- "Masada toprak kaybedildiği" gerekçesiyle Lozan'ı imzalayanlara her nevi hakareti "layık" görenler, İtilaf Devletlerini, Osmanlı topraklarını "işgale davet eden" Mondros'u imzalayanlar/imzalatanlar hakkında ne düşünüyorlar?

- Lozan'ı, "azınlıklara tanınan haklar"ı çarpıtarak karalayanlar, Lozan'da böyle bir hak ve yetki tanınmamış olduğu halde Bursa, İzmir, Isparta, Kütahya ve Tekirdağ'a metropolit atayanlar hakkında ne düşünüyorlar?

Bir de unutmadan;

- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin "Lozan" ve "Erzurum Kongresi" kutlama afişlerini "israf" ve "kirlilik" olarak tanımlayanlar, 31 Mart gecesi kazanılmamış bir seçim galibiyetinin kutlandığı malum afişler yahut Türk askerini bir terör yapılanmasıyla neredeyse özdeşleştiren 15 Temmuz afişleri hakkında ne düşünüyorlar?

Bugün, bu soruların -eller vicdandan çekilmemek suretiyle- cevaplanması benim için kafi!

İngilizler düşünsün, bizlik bir durum yok!

Armut bu kadar mı dibine düşer Allah aşkına!

Yıllarca Mustafa Kemal'i, Kuvayı Milliyeyi ve Türk'ün bağımsızlık mücadelesini itibarsızlaştırmaya çalışan, hedef gösteren, nefret kusan Ali Kemal; "bu millici mahluklardan daha iyidir" dediği "düşman" denize döküldüğü ve o "millici mahluklar" İzmir'den zaferlerini muştuladığı gün hatırlamıştı "milli hislerini"; özür dilemişti.

Torunu Boris Johnson da, Müslüman kadınlara dönük hakaretamiz benzetmeleri dolayısıyla diğer "Başbakanlık adayları" karşısında köşeye sıkışıp da başka çıkar yolu kalmayınca hatırladı -dedesi gibi- "Türk ve Müslüman köklerini":

- Türk dedem İngiltere'nin başbakanı olacağımı görseydi çok gurur duyardı!

Ona ne şüphe!

"Avrupa ile başa çıkmayı hangi Asya kavimi başardı ki, biz başarabilelim" deyip teslim bayrağı çeken, kaderini İngiltere'nin merhametine, himayesine bağlayan tescilli bir "İngiliz muhibi" için hayallerinin de ötesindedir elbet torununun bir gün İngiltere Başbakanı olması ihtimali!

***

Çok istirham edeceğim…

Türk'ün Kurtuluş mücadelesini "Medeniyet dünyasını aleyhimize çevirmek için Anadolu'da yapılan havsalaya sığmaz delilikler, cinayetler" olarak tanımlayabilmiş, Mustafa Kemal'le tokalaşmayı "eşkıyaya el uzatmak" varsayabilmiş, Kuvayı Milliyecilerden "kesip atıması gereken hastalıklı bir uzuv", "serseri, "berduş", "başı ezilesi yılan" diye söz edebilmiş bir İngiliz işbirlikçisinin, tam da sekteye uğratmak için elinden geleni ardına koymadığı Erzurum Kongresi'nin yıldönümünde İngiltere Başbakanı olan torunuyla ilgili "Çankırı'da Boris Johnson sevinci" haberi görmeyiz akşam haberlerinde değil mi?

Yahut "10 Numara"nın kapısında bir Türk baklavacısı kuryesi?

***

Suç şahsidir. Öyle olmasa Ali Kemal'in torununun oğlunun İngiltere'de yükseldiği makamlar yerine, aynı Ali Kemal'in diğer oğlunun Türk devleti içinde yükseldiği makamları dolardık dilimize. Halbuki, torun Johnson'un tersine, Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği önemli diplomatlardan oğul Zeki Kuneralp'in kariyerine bir gün düşmedi "ata"sının alacakaranlık gölgesi!

Benim tek derdim;

Kullanışlı ortamlarda, işine gelince "Türk" olan bu adamın bugüne kadar ki "Türkiye karşıtı" tutumu da ortadayken, ne olur, "yabancı mı canıııım; bizim Ahmet emminin kızının, görümcesinin, küçük oğlunun, kayınpederi, elbet bize de bir faydası dokunur" hallerine girip, öyle kıyır kıyır kapısına yanaşmaya çalışıp da, Ali Kemaller'e rağmen kurulmuş bu devletin onurunu iki paralık etmeyin e mi?

Gerisi İngilizlerin meselesi; Trump'ın Londra şubesi halleriyle, "majesteleri"ni kahrından öldürmezse iyi!

Yazarın Diğer Yazıları