Liderlerin net duruşları çerçevesinde Cuellar’ın görevi başladığı gün bitti…
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin (BMGS) Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar Salı günü liderlerle ilk görüşmesini yaptı. Böylelikle herhangi bir sonuç alınması mümkün olmayan, havanda su dövülecek 6 aylık süreç resmen başlamış oldu. Daha önceki birçok yazımda temsilci atamasına karşı olduğumu yazdım. BMGS Guterres, Güvenlik Konseyi’ne verdiği raporlarında taraflar arasında ortak zemin olmadığı ve her geçen gün uzlaşmanın imkânsız hale geldiği tespitini yapmış olmasına rağmen, şimdi müzakerelerin yeniden başlaması için kişisel temsilci atanmasının tek hedefi KKTC’nin tanınmasını engellemekten başka bir şey değildir. Bu konuda, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ve Türkiye yetkililerinin temsilci atanmasına karşı olunduğu doğrultusunda birçok açıklama olmasına rağmen, gelinen noktada BM temsilcisi atanması mevcut iki devlete dayalı onurlu siyasetimize vurulmuş bir darbedir. Kıbrıs’a temsilci atanmasının KKTC’nin tanınması sürecine olumsuz etki yapması muhakkak engellenmelidir. Kıbrıs Türk halkının uluslararası toplum içerisinde çoktan hak ettiği yerini alması daha ne kadar geciktirilecektir? Türkiye bu oyuna daha ne kadar razı gelecektir? BM temsilcisinin atanmasıyla birlikte müzakereler başlıyor algısının yaygınlaştığı bir ortamda KKTC’nin tanınmasının mümkün olabileceğine inanan tek bir yetkilimiz var mıdır? Bu durum, 77 ve 78. BM Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünyaya yaptığı KKTC’yi tanıyın çağrısı ve “tanınma olmadan, iki devletli çözüm ve egemen eşitliğimiz ile eşit uluslararası statümüz kabul edilmeden görüşecek bir şey yok” siyasetimiz ile çelişmiyor mu? Cuellar’ın liderlerle yaptığı görüşmeler sonrasında ilginç, not edilmesi gereken ibretlik açıklamalar yapıldı.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ,Cuellar’la gerçekleştirdiği görüşme ertesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Cuellar’a teşekkür ederken, Mart ayında tekrar bir görüşme yapılacağını kaydetti. Federal temelde çözüm uğraşlarının boşa çıktığını dile getiren Tatar, “Egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüz kabul edilmezse müzakere masasına oturmamız mümkün değil, pozisyonumuz nettir geri adım atmamız söz konusu değildir” açıklamasında bulundu. Cuellar’ın adadaki temasları çerçevesinde 3’lü bir görüşme gerçekleşme ihtimalini de değerlendiren Tatar, “Böylesi bir görüşme federal temelde bir anlaşmayı kabul etmişiz gibi algılanacağı için kabul etmedik. Bunu Cuellar’a da ilettim” dedi. GKRY Başkanı Nikos Hristodulidis ile Cuellar arasında Rum Başkanlık Sarayı'nda gerçekleştirilen görüşmenin ardından Rum Sözcü Konstantinos Letimbiotis gazetecilere açıklamalarda bulundu. Letimbiotis şunları kaydetti: “Görüşme sırasında Hristodulidis, müzakerelere, Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda, iki kesimli iki toplumlu federasyon temelinde kaldığı noktadan devam etmeye hazır olduğumuzu bir kez daha yineledi. Kişisel Temsilcinin atanmasıyla başlayacak bu yeni döneme, müzakerelerin yeniden başlaması için gerekli koşulların yaratılmasına faydalı katkılarda bulunmaya devam etme yönündeki samimi siyasi irademizle girme kararlılığımızı yineledik.” Nikos Hristodulidis’in Holguin’i, Türk askerinin ara bölgedeki eylemleri hakkında bilgilendirip bilgilendirmediği sorusuna Rum Sözcü, “Holguin çok iyi bilgilendirilmiştir, hem BM düzeyindeki tüm gelişmeler hakkında, hem müzakereler ve kamuoyu açıklamaları düzeyindeki tüm yeni gelişmeler hakkında, hem de ülkemizdeki gelişmeler hakkında çok iyi bilgilendirilmiştir” dedi. Holguin’in çalışma arkadaşlarının Kıbrıs'ta daimi olarak kalıp kalmayacakları sorusuna Rum Sözcü şu yanıtı verdi “Niyet budur, Holguin’in çalışma arkadaşlarının Kıbrıs'ta daimi olarak kalması ama aynı zamanda görüşmelerin yapılabilmesi için bizzat Holguin’in birkaç günlüğüne Kıbrıs'a düzenli ziyaretler gerçekleştirmesidir. Başından beri söylediğimiz de buydu, Holguin ile düzenli ve sık temas kurmanın sürece faydalı olacağına inanıyoruz.” Bu çabanın bir geleceği olup olmadığının ne zaman netleşeceğine dair bir takvim belirlenip belirlenmediği sorusuna Rum Sözcü, “herhangi bir takvim yok, herhangi bir zaman sınırı yok. Kesinlikle inanıyoruz ki diğer tarafta da aynı siyasi irade varsa, müzakerelerin yeniden başlaması çok yakında mümkün olabilir” yanıtını verdi. Cuellar ise her iki liderle yaptığı görüşmeler sonrasında kısa açıklama yapmakla yetindi. Cumhurbaşkanı Tatar ile “çok iyi” bir görüşme yaptıklarını ifade eden Cuellar, ortak bir zemin bulunması için elinden geleni yapmaya çalışacağını söyledi. Cuellar, “Burada yapacağım; buradaki insanları, sivil toplumu dinleyeceğim, insanların gerçekten ne istediğini dinleyeceğim. Kolombiya’da müdahil olduğum barış sürecinden sonra öğrendiğim en önemli şey dinlemek idi. Ama sadece liderleri değil, insanları ve sivil toplumu da dinlememiz gerekiyor” dedi. Holguín Cuellar, liderlerin ortak zemin bulmasına yardımcı olmak, bunu kolaylaştırmak için burada olduklarını belirterek, “Bunu yapmaktan çok mutluyum. Liderlerin geçmişteki çabalarını takdirle karşılıyorum. Artık geleceği düşünmeliyiz” dedi. Cuellar Salı sabahı ilk olarak Hristodulidis’le gerçekleştirdiği görüşme sonrasında yaptığı açıklamada “Kıbrıs sorununa iyi bir çözüm bulunması için elinden geleni yapacağı” mesajını verdi. Holguin, görev ve yetkilerinin ne olduğunun sorulması üzerine tatminkâr cevap vermedi; “ne kadar az konuşursam o kadar çok çalışabilirim” yanıtını vermekle yetindi. Açıklamalardan da görüleceği üzere tarafların tutumlarında herhangi bir değişiklik yoktur ve ortak zemin olmadığı oldukça nettir. Yeni temsilci Cuellar bana göre daha ilk günden başarısızlık damgasını yemiştir ve geleceğe yönelik umutlu olmak için zerre kadar neden yoktur. Liderlerin duruşları ve açıklamaları ışığında Cuellar’ın görevi başladığı gün bitmiştir…