Kurtuluş Savaşı, Atatürk, Akif ve diğerleri...
Atatürk’ün Suudi Kralına, “Peygamberimizin mezarının bir taşına dokunursan ordumla üzerine gelirim” mealinde özetleyebileceğimiz bir hadiseyi bu sütunlarda aktarmıştık.
Daha sonra bu hadisenin doğru olmadığına dair muhtelif yayınlar yapıldı. Biz, bu ifadeleri bir zamanların Aydınlar Ocağı Başkanı, yine bir dönem AKP milletvekili olan Nevzat Yalçıntaş’ın verdiği bilgilerden aktardık. Yalçıntaş, “O belgeyi bana Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı gösterdi” dedikten sora, “Görmekle kalma, metni de yaz” dediğini, bütün okuyucular Google girerek “Nevzat Yalçıntaş-Atatürk’ün mezarı” yazıp kendi sesinden dinleyebilirler.
Bu olay doğru ise de Yalçıntaş’a aittir, yanlış ise de Yalçıntaş’a aittir...
Bu ve benzeri konularda yazılarımızla ilgili detaylı bilgi edinmek isteyenler, lütfen telefon açmasın, açtıklarında da görüşmede ısrarcı olmasınlar. Telefonla görüşmek doktor emriyle yasak. Doktor yasaklamasa bile, bu kardeşinizin konuşacak mecali zaten yok. Bir gün içerisinde yirmi cümle kurmuyor, kuramıyorum. Şikâyet değil, güçsüzlüğümü Allah(c.c.)’a itirafımdır.
Diğer bir konu, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Mehmet Akif, Rıfat Börekçi gibi milliyetçi mukaddesatçı kadroya hükümet kurmayı teklif etmesi ve sabaha kadar yalvarılmasına rağmen Mehmet Akif’in Milli Eğitim Bakanlığı’nı kabul etmemesidir... Atatürk’ün teklifi kabul edilmeyince hükümet kurma işinin, sonradan milletin rahatsız olduğu konuların müsebbibi olan gayrimillî unsurlara verildiği o metinde anlatılır...
Bu konuyu da Yenişafak yazarı Abdullah Muratlıoğlu’nun bir yazısından almıştım. Muratlıoğlu işinde titiz bir kalemdir. Sağlığım elverdiği ölçüde dikkatimi çeken konuları okurum. Daha sonra Akif, Rıfat Börekçi ve ekibine Atatürk’ün yaptığı bu teklif hakkında bize bilgiler soruldu. Biz de yine sağlığımız elvermediği için Muratlıoğlu’na telefon açamadık.
Allah razı olsun bir yazımızdan bu bilgiyi okuyan Uludağ Üniversitesi’nden Yardımcı Doçent Barbaros Kemer, sağlık durumumu kendine arz etmem üzerine meselenin aslına ulaştı, bizi de bilgilendirdi:
“Özellikle rahatsızlığınız için ’büyük geçmiş olsun’diyor ve sizin için Allah’tan sağlık ve afiyetler diliyorum. (...) Nihayet aradığım kaynağı buldum sanırım ve künyesini de veriyorum:
Ramazan Yıldırım. Medreseden Üniversiteye Ali Özek, Düşün Yayınları, İstanbul 2012.”
Barbaros Hocama tekrar çok teşekkür ediyorum.
Bazı okuyucularımız da “Muaviye Dönemi Cuma Namazı” hakkında müstakil kitap ismi vermem ricasında bulunuyorlar. Böyle bir kitap olduğu hakkında benim bir malumatım yok. Konu ile ilgili bilgiler döneme ait çeşitli kitaplarda en ince detaylarına kadar anlatılmıştır.
Bir konuda bilgi almak isteyenler mail adresime gönderirlerse, biz sağlığımız el verdiği sürece, kendimizi hazır hissettiğimizde inşallah cevaplarız.
Derdimizi söyledik.
Çünkü siz ailedensiniz.
Saklımız gizlimiz olamaz.
Allah(c.c.) emanet olunuz.