kürdistan şehitleri (!) Öyle mi...

Irak'taki bölgesel yönetimin başkanının yemin töreni..

Hani Cumhurbaşkanı'nın, kendi partisine oy vermeyenlere "Irak'ta kürdistan var, defolun gidin" dediği yer var ya, hah işte orası..

Törende saygı duruşu yapılıyor..

Anons açık ve net;

- kürdistan şehitleri (!) için saygı duruşu..

**

Bu sözü meslek hayatım boyunca çok duydum.. Terör örgütü yandaşlarının gösterilerinde, Nevruz kutlamalarında, korsan gösterilerde, kongrelerde.. Cümle hep aynıydı;

- kürdistan şehitleri (!) için saygı duruşu..

Malumunuz, terör örgütünün ağzıyla, Barzani ekibinin ağzı bir..

Sözünü ettikleri o şehitler (!) bizim tarafımızdan 'terörist' olarak adlandırılanlar..

Ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Dışişleri Bakanı, bu çağrıya uyup, yerine oturmak yerine, saygı duruşuna katılıyor..

**

İstanbul adayı 'kürdistan' der, 'pe ke ke' der, 'rojbaş' der..

Dışişleri Bakanı kürdistan şehitleri (!) için saygı duruşunda bulunur..

Ortakları, zevahiri kurtarmak için "öyle bir yer yok" der geçer..

Bütün bunlar olurken de, yüz hiç kızarmaz ve Millet İttifakı ve ona oy verenler, pkk'lı olur, terörist olur..

**

Her devirde bir yaftaları vardı..

Önceki gün kafayı kaldırana 'Ergenekoncu' derlerdi..

Sonra iki kelam etmeye kalkana 'Balyozcu-darbeci' dediler..

Yıllarca koyun koyuna yattıkları fetö, ülkeye çok kazık attı da, kendilerine kazık atınca, ağzını açanı 'fetöcü' ilan ettiler..

Şimdi de, pkk'yle görüşürken, kürdistan-mürdistan derken, terörist için, sözüm ona şehit ayağına saygı duruşunda bulunurken, 'yanlış yapıyorsun' diyen herkese 'pkk'lı ya da terörist' demeye utanmaz bu kafa..

Tarih böyle bir riya, böyle bir utanmazlık, böyle bir hadsizlik yazmadı.. Yazması da mümkün değil..

Ben size söyleyeyim;

İstanbul seçimi, zaten yağmacılarla dürüstler arasında geçecek de, ona bir de ne eklendi biliyor musunuz;

- Teröriste saygı duruşu yapanlarla, kürdistan diyebilenlerle ve bunlara teşne olabilenlerle, milli güçler arasında geçecek..

Bütün rezilliğin ekran koruyuculuğunu 'Türk Milliyetçileri'ne yaptırmaya kalkan zihniyet de, öyle zannetse de, ne zevahiri kurtarabilecek, ne de haysiyeti..

Biz sussak, tarih susmayacak..

Ve tarih hiçbir şey yazmasa, Türk Milliyetçisiyim diyenlerin, iktidarın teröristle işbirliğine nasıl perde yapıldığını yazacak..

Hem de en basit kumaştan..

Ortak vatan(!)

Bir televizyona konuk olan HDP milletvekilinin 'ortak vatan' vurgusu dikkatini çekmiş..

Milliliğinden şüphe etmediğim gazeteci arkadaşımın da, iyi niyetle ortak olduğu bu tarifin aslında ne olduğunu anlatan bir mesaj göndermiş..

Kim mi?

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, saygıdeğer Büyükelçim Ahmet Kamil Erozan..

Birçoğumuza da sıcak gelen bu tarifin nasıl bir tehlike olduğunu anlatan mesajını, virgülüne dokunmadan bilginize sunuyorum;

"Programınızı seyrederken kullandığınız "ortak vatan" deyimi tüylerimi diken diken etti...

Ağzımdan "Aman... Aman..." sözcükleri döküldü...

Neden mi..?

Bu kavram ABD ve Rusya tarafından üretilmiş "Common State" kavramının Türkçe'ye adapte edilmiş versiyonudur...

Bosna-Hersek aynı formülün ürünüdür...

Yukarı Karabağ için düşünülen de budur... Azerbaycan'ın uluslararası sınırları değişmeyecek ama ülke yavrulayacaktır...

Condoleezza Rice tabiriyle "ülkelerin sınırları değil haritası değişecektir"...

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi de budur...

Abhazya da budur...

Osetya da budur...

Donbass da budur...

Suriye'de olacak olan da...

21. yüzyılda yöntem artık "Böl ve Yönet" değil "Yarat ve Yönet"tir...

Bunun Türkiye'de olmasını istiyor muyuz..?

Biz istemiyoruz ama Dolmabahçe Bildirisi'ni imzalayanlar istiyorlardı...

9. maddesine bakınız: "Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması"...

Öcalan'ın son yayınladığı duyurunun Suriye ile ilgili bölümünü de hatırlatmak isterim...

"Suriye'nin bütünlüğü çerçevesinde Anayasal güvenceye kavuşturulmuş yerel demokrasi perspektifinde çözüm"...

Bana sorarsanız Dolmabahçe Bildirisi ile Öcalan'ın Suriye için çözüm önerisi arasında fark yoktur...

O satırların esas müelliflerinin de Anglo-Saxon olma ihtimali yüksektir...

Ben ihtiyaten aman dikkat demek durumundayım..."

**

Bu kıymetli uyarı ve bilgilendirme için teşekkürler sayın Büyükelçim..

Yazarın Diğer Yazıları