Kur artışının etkileri ne olur?

Merkez Bankası, Aralık 2013 ayı için TÜFE bazlı reel kur endeksini 106.85 olarak açıkladı. Bu rakam Aralık ayında ortalama olarak TL’nin dolar karşısında hâlâ yüzde 6.85 oranında daha değerli olduğunu gösteriyor.
Aralık ayı başında dolar kuru 2.03 idi... Aralık sonunda 2.13 oldu... Aralık ayı için ortalama dolar kurunu 2.10 alırsak, demek ki reel kur endeksine göre Aralık ayında dolar kurunun 2.24 olması gerekirdi. 2014 yılında dolar enflasyonu yüzde 2, TL enflasyonu ise yüzde 8 tahmin ediliyor. Bu şartlarda 2014 yılı sonunda doların kabaca aradaki fark kadar yani yüzde 6 daha artması ve 2014 sonunda dolar kurunun 2.37 olması gerekir. MB Reel Kur Endeksi 2003 baz yılına göre hesap ediliyor. 2003 yılında kurların dengede olduğu varsayılıyor. Gerçekten de 2003 yılında cari açık 7.5 milyar dolar olarak düşük seviyede idi... Zaman içinde TL değerlendikçe dış açıklar da arttı. Kur dengesi cari açığın olmadığı veya düşük olduğu bir dengeyi gösteriyor. Netice olarak 2003 yılı baz yılı için uygun bir yıldır.
Kur açısından sorun, yıllarca düşük kur politikası uygulanmış olması ve şimdi piyasanın, son kertede, kur düzeltmesi yapmaya başlamasıdır.
1. Kur artışı; Türkiye’nin rekabet gücünü artırır. İhracat üzerindeki olumlu etkisi kısa dönemde ortaya çıkar. İthalatı kısıtlaması ise zaman gerektirir. Zira üretimde kullanılan ithal ara malı ve ham maddenin içeride üretilmesi zaman alacaktır. İhracat malı üretimi de için doğal olarak aynı zaman gereklidir. Bu zaman içinde dış açıklar da azalacaktır.
2. Kur artışı; turizm sektöründe Türkiye’nin daha pahalı olmasına yol açacaktır. Bu anlamda Türkiye’yi tercih edenlerin bu tercihlerinin ne oranda elastik olması etkili olacaktır. Eskiye göre daha pahalı olduğu için Türkiye’yi tercihe edenler kur artışından daha fazla oranda azalırsa, turizm geliri de bu azalmaya göre düşer. Aksi durumda artar.
3. Maliye Bakanı; kurlardaki on puan artışın, enflasyonu 1.5 puan artıracağını ifade ediyor. Üretimde ithal aramalı ve hammadde oranı yüksek olduğu için elbette kur artışı girdi fiyatlarını artıracaktır. Ne var ki kur artışı bir defa için maliyetleri artırır. Önce ÜFE artar. Sonra perakendeye yansır. Fiyatlar genel seviyesi bir noktada oluşur. Enflasyon ise sürekli fiyat artışı demektir. Bu durum da istikrarsız bir ekonomide ve rekabet şartları çalışmayan ve oligopol yapıların olduğu bir piyasada oluşur. Kur artışı ve maliyet artışının ne kadarının tüketiciye yansıtılacağı fiyatın talep elastikiyetine bağlıdır. Talep yoksa kur artışının bir kısmı geriye yansıyabilir. Üretici, fiyat artışını, maliyet artışının altında tutar. Fiyatlar daha az artar. Ancak üreticinin kârı azalır. Üretici maliyetleri geriye yansıtarak işçi ücretlerine daha düşük zam yapar veya yapmaz.
2014 yılında, MB ve Hükümet, talep artışını frenleyecek politikalar uygulayacağını açıkladı.
Öte yandan eğer piyasada oligopol yapılar varsa, talep olmasa da üretici maliyetleri fiyatlara yansıtır. Tersi de olabilir... Üretici talep yüksekse, maliyet artışını fırsat bilerek mallarına daha yüksek oranda zam da yapabilir. Ayrıca 120 milyar dolarlık döviz tevdiat hesabı var. Kur artınca bu hesap sahiplerinin TL karşılığı serveti artar. Servet artışı tüketimi artırabilir.
Bütün bu tahlillerden çıkan sonuç şudur: Bugünkü konjonktürde ve bu günkü istikrar sorunu içinde, kur artışının enflasyona ne kadar yansıyacağını hesap etmek imkanı sınırlıdır.
4. 2014 bütçesinde, dış borç karşılığı ortalama 2.00 TL olarak hesap edilmiştir. Kurlar şimdiden bu kur üstünde gerçekleşmiştir. Bu anlamda kur artışı 2014 yılı bütçe açığını artıracaktır.
5. Nihayet kur artışı TL olarak, dış borç yükünü de artıracaktır. Türkiye’nin 130 milyar dolar olan bir yıl veya daha kısa vadeli borcu doğrudan, 372.6 milyar dolar olan toplam borcu da zaman içinde artmış olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları