Krizde ikinci aşamaya girdik
2008-2009 küresel finansal kriz, birkaç finans şirketinin batmasıyla başladı. Ama hemen arkasından ABD ve Avrupa parasal önlemler aldı. Krizin derinleşmesi önlendi.
2001 krizinde Türkiye gecikmeden İMF ile stand-by düzenlemesi yaptı. Krizin derinleşmesini önlendi. 2022 yılında ekonomi büyüdü
2021 Faiz Nas ve Kur şokuyla TL Krizi başladı. Krizi yaratan siyasi kadro 2022 yılında değişmedi. Üstelik hem krizi inkar ettiler, hem de kur korumalı mevduat, bankalara getirilen piyasa dışı önlemler, kara para girişi nedeniyle kriz derinleşti.
Haziran 2023’te göreve gelen Mehmet Şimşek ve MB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın iyi niyetlerine rağmen, Bütçenin ve kamu imkanlarının seçim popülizminde kullanılmasına engel olamadılar. Reel faize geçemediler. İMF ile işbirliği ve istikrar programı yapamadılar. Siyasi popülizmi aşamadılar.
Bu nedenle Türkiye krizin ikinci aşamasına geçti.
İlk aşamada;
1.TL yüzde 42 reel değer kaybetti.
2.TÜFE yüzde 77 oldu. (İTO)
3.Bütçe açığı arttı.
4.Erken sanayisizleşme başladı. Sanayide büyüme durdu.
5.Dış açıklar arttı.
6.Doğrudan yatırım sermaye girişi durdu. Yerli sermaye çıktı.
7.Türkiye’nin Rating notu “yatırım yapılamaz aşırı Spekülatif ‘’seviyeye geriledi.
8.CDS oranları risk sınırı olan 300 baz puan üstünde kaldı.
9.Beyin göçü hızlandı.
10.Bir yıl içinde ödenecek dış borç stoku arttı.
11. Gelir dağılımı bozuldu.
Şimdi krizin ikinci aşamasında, piyasaya, bankalara ve dövize müdahale başladı. Söz gelimi 100.000 dolar dövizinizi bankadan bozdurmakla, döviz büfesinden bozdurmak arasında 80.000 TL fark var.
Eğer bu ikinci aşamada Türkiye IMF’ye gitmez ise, istikrar programı yapmaz ise, müdahale derinleşecektir. Çünkü, MB rezervleri yeniden düştü. Kısa vadeli dış borç stoku arttığı için, dış borçları çevirme zorlaştı.
Bundan sonra kur artışı ve döviz sıkıntısı nedeni ile aramalı ve hammadde ithalatının finansmanı zorlaşacaktır. Üretimde aksama olacak. Büyüme oranı düşecektir.
İç üretimde düşme yaşarsak, ithalat talebi artar. Ancak aynı zamanda döviz sorunu nedeni ile ithalata engeller gelecektir. İnşallah olmaz ama İlaç kıtlığı yaşayabiliriz.
İthal ve üretimin düşmesi arz yetersizliği yaratacak ve mal kıtlığı karaborsa, fiyat artışı daha da hızlanacaktır.
Eğer hükümet aklını başına almaz ve Radikal dönüş yapmaz ise kriz üçüncü aşamada dip yapar. Bu aşamada
Türkiye dış borçlarda temerrüte düşebilir.
Eksi büyüme yaşarız. Enflasyon artar, işsizlik artar.
Sosyal sorunlar tırmanır.
Bu dediklerim Dünyada kriz yaşamış ülkelerde, başarısız hükümetler döneminde yaşanan gerçekler. Kriz dip yapınca herkes kaybeder. Ne var ki, insan menfaatine miyoptur. Kısa vadeli çıkarları tercih eder. Bu tuzaktan kurtulmamız, ekonomik ve sosyal sorunlara daha uzun vadeli bakmamız gerekir. Bakmazsak ne olur?
- Kriz derinleşir, hepimiz kaybederiz.
- Ya Hükümet değişir veya Putin Rusya’sında olduğu gibi Türkiye otokrasiye teslim olur.