Kriz büyüyor (21 Ocak 2008)
Dünya yeni bir finansal krize girdi. Aslında bu kriz öyle üç beş gün önce başlayan bir şey degil. Yaklaşık 6 ay önce başladı ve ogün bu gündür sürüyor.
Biz, sadece krizin faturasını gördük. Fatura kabarık ve piyasalar da bağırmaya başladı.
Kriz şu an için bitmiş değil; sadece ara hesap alındı.
Fatura büyük. İleriki günlerde yeni faturalar bekleniyor.
Şu ana kadar Citigrup ve İntel’in bilançosu, krizin ne kadar büyük olduğunu gözler önüne serdi.
Gelelim Türkiye’ye..
Tıpkı depremde yaşadığımız kaosu bu krizde de yaşadık.
Kimse ne yapacağını bilmiyor. Her kafadan bir ses çıkıyor.
Başbakan’ın borsası çöküyor ama ortada kimse yok.
Dünya Merkez Bankaları olağanüstü toplandı; bizde Merkez Bankası’nda daha büyük bir faaliyet var.
Bu faaliyet kriz toplantısından değil.
Ataşehir’e taşınınca nerede ucuz ev bulurum analizi.
Durum böyle olunca Türkiye alev alev yanmaya başladı.
Dünya bir düşerken biz 5 düştük.
Borsa sıcak para dalgasıyla yükselirken ‘ekonomimiz sağlam. Bakın borsaya’ diyenlerin borsa çökerken sesleri solukları çıkmıyor.
Bundan sonra ne olur?
Öncelikle şunu kabul edelim; artık o dönem bitti.
Yani dünyadaki likidite bolluğu artık yok.
Bu da Türkiye gibi ülkeleri ciddi olumsuz etkileyecektir.
Fon girişi olmayacak; tam tersi ciddi fon çıkışına neden olacaktır.
Türkiye’den çıkabilir sıcak para miktarının 100 milyar civarında olması bekleniyor.
Bu rakam çok ciddi bir boyutta. Girişinde bize nasıl bahar yaşattıysa çıkışında da o kadar can yakıcı olacaktır.
Bazı cahil AKP’liler zurnanın son deliği gibi sanki üzerlerine vazifeymiş gibi kriz yorumu yapıyorlar.
Ortada Başbakan yok, ekonomiden sorumlu Bakan yok hatta Merkez Bankası Başkanı yok ama konuşan konuşuyor.
İddialarına göre kriz bizi fazla vurmaz. Gerekçeleri, eskiden bir kriz oldugunda döviz patlardı şimdi ise dövizde önemli hareket yok.
Kesinlikle doğru!
En son 2001 yılındaki o derin krizi düşünün; dolar para çıkışı ile birlikte bir anda 600 bin liradan 1 milyon 700 bin liraya yükseldi.
Bugün ise dolar 1.14’den 1.18’e yükseldi. Yani ciddi bir yükseliş yok.
Burada küçük bir nüans var ona dikkat edin.
2001 krizinde Türk bankacılık sisteminin yüzde 100’ü Türklerin elindeydi. Bugün ise yüzde 60’a yakını (borsadaki payları ile) yabancıların elinde.
2001 krizinde yabancı, Türkiye’ye 600 bin liradan soktuğu doları çıkarken 1 milyon 700 bin liradan aldı.
Yani Türkiye’yi terk etmenin fa-
turasını çok acı ödedi
Bugün ise dövizi ucuz satın alıyor. Çünkü sistem kendilerinin elinde.
Dövizi bu nedenle frenliyorlar.
Türkiye’yi önümüzdeki günlerde gerçekten bu nedenle sıkıntılı günler bekliyor. Bu sebeple çok dikkatli olmak lazım.
Yalancı bahar bitti, kara kış başladı.