Bir siyasi irade düşünün sadece beton ekonomisini bilsin ve bunun için 80 milyonluk ülkeyi ateşe atsın!
O siyasi iradenin adı AKP!
Beton ekonomisine destek için kendi parasını eritip yok eden bir irade.
İşte bu irade sırf beton ekonomisini canlandırmak için faizleri 3. kez düşürdü.
Üstelik bunu bütün dünyanın faiz artışına gittiği bir dönemde yapıyor.
Pandemi nedeniyle basılan paralar dünyanın tüm ülkelerine enflasyon olarak yansıdı. Dünya bu enflasyonun uzun bir süre kalıcı olduğunu düşünüyor ve paranın değerini korumak yani enflasyonu durdurabilmek için en etkili silahı çekiyorlar. Yani faiz artırıyorlar.
Türkiye bunun tam tersini yaptı.
Sonuç ortada bir yılda yüzde 30 değer yitiren para birimi. Onun adı Türk lirası.
Türk lirasını ateşe atan iktidar beton ekonomisinde başarılı olabilecek mi?
Daha da açık yazmak gerekirse konut satışları patlayacak mı?
Geçen yıl damat Albayrak''ın yaptığı operasyonun tekrarı yapılacak mı?
Şunu peşinen söyleyeyim: Hiçbir zaman geçen yıl yaşananlar yaşanamaz artık!
Albayrak dönemi çok farklıydı. Aklın mantığın iktisat ilminin yok edildiği bir dönem.
Bu dönemin en önemli olayı AR''dı. AR yani aktif rasyo. Bunu Albayrak ve kurmayları icat etti.
Bankalara böyle bir rasyo getirildi ve zorla kredi vermeleri sağlandı.
Belirli oranda kredi vermezsen sana düzenleyici kurum yüksek miktarda ceza veriyordu.
Bankalar yüklü ceza almamak için yüklü miktarda konut kredisi verdi. Kamu bankaları 5 faiz indirdiyse özel bankalar 7 indirdi ve daha fazla kredi vermek için çaba harcadı.
Tabii ki bu da konut kredilerini patlattı.
Bankalar, başta kamular olmak üzere büyük zararlar yazdı.
Bugün o gün değil!
Artık siyasi irade bu utanç rasyosunu kaldırdı.
Merkez Bankası''nın faiz indirme operasyonunu şu an kamuların dışında destekleyen yok. Merkez Bankası''nın 3. kez faiz indirimi özel bankaların konut kredisine hiç ama hiç yansımadı. Hatta bazı özel bankalar oranlarını 3 ay öncesinin de üstüne çekti.
Şöyle bir soru aklınıza gelebilir; Vatandaş özel bankalardan kredi almaz kamudan alır!
Önce şunu çok iyi bilin, kamu bankaları geçen yıl olduğu gibi öyle bol keseden kredi vermiyor. Yani önüne gelen herkese al kredi demiyor.
İnce eleyip sık dokuyor. Kredi taleplerinin yüzde 20''sini ancak karşılıyor. Düşük faizle kredi aldığınızı sanıyorsunuz ama yanında size yüksek rakamlı sigorta poliçeleri ve paketler satıyorlar.
Akla hayale sığmayacak rahat paket adı altında paketler bu kredinin maliyetini ciddi bir şekilde artırıyor.
Sonuç olarak konut kredilerinin gerçek anlamda düşmesi için kamular tek başına yeterli değildir.
Siyasi irade bu işi genele yaymak için özel bankaları da devreye sokması lazım.
Özel bankalar bu konuda siyasi iradeye destek vermiyor ve vermeyecek de.
Belki iktidarın korkusu ile sembolik bir ölçüde indirebilir ama onu vermemek için de kırk dereden kırk kova su isteyecektir.
