Konut alma zamanı mı ?
Ortalıkta bir söylenti almış başını gidiyor. Seçimden sonra emlak fiyatları artacak. İyi de neden artacak? Bilen yok! Ama artacak. Söylenti adeta her sokakta mantar gibi çoğalan emlakçilerden çıkıyor. Emekli olan, işsiz kalan, işini beğenmeyen ve dahası kısa sürede havadan para kazanmak isteyen herkes sokak aralarında emlakçi oluyor. Camlara asılan hayali satılık ve kiralık ilanları ile dikkat çekilmeye çalışılıyor.
Onlara göre, bu işlem tıpkı fotoğrafçılarınki gibi vitrin doldurma. Emlakçilerin vitrini de stoğu da şimdi dolu. Alan yok, satan çok. Ama emlakçilere göre seçim sonrası fiyatlar çok yükselecek. Bu fiyatlara alan yok, seçim sonrası artan fiyata kim alacak? Gerekçesi az önce dediğim gibi yok. Yükselecek işte. Olayın emlakçi cephesini bir kenara bırakıp piyasa açısından baktığımızda konut piyasasında ciddi bir sıkışıklık dikkat çekiyor. İstatistiklere göre, İstanbul’da konut satışları yüzde 6 düştü. Bu rakam çok ciddi bir boyut. Konut satışlarının düşmesinde en büyük etken bankalar.
Bankalar hükümetin baskısına daha fazla direnemeyerek konut kredisi faizlerini yükseltmeye başladılar. Bir ara 0.70’e kadar düşen aylık faiz oranı şu anda yüzde 1’e yaklaşmış durumda. Artık televizyonlarda öyle bol konut kredisi reklamı çıkmaz oldu. Kredi maliyetleri arttıkça sıkışıklık daha da artacaktır. Hükümet konut ve tüketici kredilerine müdahalede kesinlikle haklıdır. Ekonomi yönetiminin korktuğu kredilerin patlaması ve sonunda sosyal bir facia çıkması. Olası bir sosyal facia bankacılık sektörünün de derin yara almasına neden olur.
Bankacılık sektörü yaralı bir ülke ekonomisinin bugünkü Yunanistan’dan hiçbir farkı kalmaz. Bankalar piyasadan çok rahat ve maliyetsiz para topluyor. Yıllık yüzde 12 faizle parayı topla, sonra yüzde 30 ile sat. Yok böyle bir kâr yok, böyle bir ticaret. Bankaların en rahat para sattığı sektör inşaat. Dolayısıyla Türk insanının konuta karşı zaafını bilen bankalar 10, hatta 20 yıl vade ile çok rahat para satıyordu.
Şimdi artık Merkez Bankası korkusu ile rahat para satamıyorlar. Seçim sonrası olası bir AKP iktidarında konut fiyatları öyle emlakçilerin söylediği gibi artmayacak.
Tam tersi konut kredilerinde yüzde 1.50 varan bir oranda artış olacak. Dünya yeniden bir yüksek faiz trendine giriyor. Türkiye’de ise durum daha vahim.
Son bir ayda sıcak para cari açık korkusu ile hızla kaçmaya başladı. Para piyasasında daralma var. Merkez Bankası döviz ile şimdilik oynamıyor. Çünkü seçim öncesi TL’nin değerini düşürmek zam furyasına neden olabilir. Bu da hükümete büyük bir seçim faturası olarak çıkar. Gerek hükümetin baskısıyla, gerekse piyasa şartlarıyla döviz baskı altında tutuluyor. Ancak döviz o kadar çok baskı altında kaldı ki Merkez Bankası seçim sonrası ciddi bir panik ile karşılaşabilir. İşte tüm bu gelişmelere bakıldığında seçim sonrası paranın maliyeti her türlü artacaktır. Artan maliyet özellikle mevcut konut stoğunu öyle kolay kolay eritemeyecektir.
Seçime nakitle girmek her zaman hayırlıdır. Zaten her şeyi bizden aylar önce bilen yabancılar da öyle yapıyor. Borsadan ve bonodan çıkıyorlar. Dolar alıp ülkelerine dönüyorlar.
Seçim sonrası hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir Türkiye bizi bekliyor.