Kimin vatanını veriyorsunuz?

Eğer oy alabiliyorsan ülkenin bir kısmına "Kürdistan" öteki kısmına "Pontus", bir bölümünü de "Lazistan" diyebilirsin.

O da yetmez. Eğer oy alma ihtimalin varsa, ülkenin resmi İli Tunceli'ye "Dersim" demende de bir mahsur olmaz.

Yeter ki iktidarda ol.

Güç sende olsun.

Her zaman kültürel yıkım özgürlüğün de vardır, hata yapma, itham etme ve yalan söyleme özgürlüğün de..

Toplumu dilediğin gibi bölebilirsin..

"Zillet", illet, bunlar Kandil'in adamı" vs. Söyle söyleyebildiğin kadar. Kesinlikle sana inanacaklar olacaktır.

Fakaat!

Baktın ki işler umduğun gibi olmuyor. Millet bu söylemi beğenmiyor, hatta ters tepiyor; keyif senin; istersen çark eder tam tersini söylersin.

Gider Kandil'i bizzat kuran, uzun yıllar kullanarak Türk milletine kurşun sıkan, asker ve polislerimizin şehit edilmesi emrini veren terörist başına avukat izni verir, demeçlerini yayınlar, "analar ağlamasın" günlerine dönersin..

Sen dönersin de, anlı şanlı ortağın ne yapar?

Ayağa kalkıp ortalığı toza dumana mı katar?

Kesinlikle hayır.

Sadece susar.

Görmemiştir, duymamıştır ve bilmiyordur…

Hey gidi dünya!

Yaşadıkça neler görüyor ve neler öğreniyoruz.

Ne diyor şair:

"Duysun yedi iklim, duysun dört köşe!

Bu imandır ziyâ veren güneşe,

Bu iman kuzgunu kondurmaz leşe,

Ölmez bu hareket, ölmez bu dava."

Susanlar dilediği kadar sussun. Siyaset için istediği kadar çamur atsın. İsteyen istediği kılığa girsin. Gün gelir yıldızlar küllerinden yeniden doğar..

Herkesin haberi olsun. Duyan duymayana haber versin:

"Bu vatan, toprağın kara bağrında

Sıra dağlar gibi duranlarındır.

Bir tarih boyu onun uğrunda

Kendini tarihe verenlerindir.

Tutuşup kül olan ocaklarından,

Şahlanıp köpüren ırmaklarından,

Hudutlarda gaza bayraklarından

Alnına ışıklar vuranlarındır.

Ardına bakmadan yollara düşen,

Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,

Huduttan hududa yol bulup koşan,

Cepheden cepheyi soranlarındır."

Dolayısı ile bu vatanın hiçbir yeri ne Pontus'tur, ne Lazistan ve ne de Kürdistan..

Vatan sadece Türkiye'dir.

Seçim kazanmak isteyenlerin istediği yeri, dilediği gibi yağmalayacağı veya bir kısım toprakların adını koyup, adına değiştireceği yer değildir. Vatanın gerçek sahipleri "onun uğrunda ölenlerdir"

Son sözü rahmetli Ozan Arif'e bırakıyorum:

"Ülküdaşım; hicret denen göç budur.

Bu dava ki devlet budur, taç budur.

Bizi böyle birleştiren güç budur.

Ölmez bu hareket, ölmez bu dava."

Yazarın Diğer Yazıları