Kimin sözüne güveneceğiz

Her fırsatta bizi sallamayan Amerika'nın ciddiye aldıklarına dikkat ettiniz mi? Hepsinin nükleer gücü var. Özellikle balistik füze üretenlere diş geçiremiyor. Önce baskı ve tehdit tarafını öne çıkarıyor. Uğraşıyor, didiniyor ve sonunda kulvar değiştiriyor; "Müzakere yolu". Kuzey Kore'ye uyguladığı "yerle bir ederim" politikası da şişti.

İzlediğiniz gibi Trump-Kim görüşmesi Mayıs sonu gerçekleşecek. "Roketman" ve "Yaşlı Bunak" nerede buluşacaklar. Masaya oturulacak yer mutlaka üçüncü bir ülke olacak. Fazla uzun sürmeyecek müzakereler sonunda olacakları şimdiden yazalım. Kuzey Kore lideri, nükleer başlıkların etkin mesafesini daha fazla uzatmama sözü verecek. El altından ise çalışmalarını sürdürecek. ABD Başkanı, yüzbinlerce ton yiyecek yollayacak. Bu bir yerde, San Fransisko'ya düşebilecek nükleer başlıklar için tedbir. Tabii, Güney Kore'nin paspas olmasına, Japonya'nın tepesinden geçen füzelere de engelleme.

Tuhafıma giden

Beyaz Saray sözcüsünün yaptığı son açıklamalar komik. Sarah Sanders "Görüşmelerin olması için Kuzey Kore'nin sözlerini tutması şart" dedi. "Bu ülkeden somut ve doğrulanabilir adımlar bekliyoruz" diye ilave etti. Bu konuşmayı yapanın temsil ettiği zihniyeti bilmesek, inanacağız.

Çok fazla geçmişe gitmeye gerek yok. Membiç'teki gelişmeleri incelemekle başlayabiliriz. Bu PYD/YPG'lileri "kısa zamanda tahliye edeceğiz" diyen kimdi. Yetmedi "silahları emaneten veriyoruz" diyen babamız mıydı. Bu tip örnekler çok. Say, sayabildiğin kadar. Böylesi sabıkalara sahip bir ülkenin kalkıp "sözlerin tutulmasından bahsetmesi" biraz tuhaf.

Baş düşman

Öte yandan bölgemizdeki dengeleri bozacak bir başka gelişme haberi Londra'dan geldi. Suudi Arabistan'ın perde arkasındaki lideri Veliaht Prens Muhammed bin Selman İngiltere'den 48 savaş uçağı alımı anlaşmasını imzaladı. Türk düşmanlarının lideri durumundaki prensi öğrenmeyen kaldı mı? Hani şu, son olarak Körfez'de Türk televizyon dizilerini yasaklatan isim. Birleşik Arap Emirlikleri ile Bahreyn'i de "uzaktan kumanda"yla yöneten kişi. Özetlersek, petrodolarlarla İslam dünyasına hükmetmenin peşinde.

Türkiye, bütün bu tezgahların içinde daha dikkatli olmak zorunda. Zayıfladığımızı hissettikleri an, toplu saldırıya geçmeleri kesin.

***

Bir belgesel

Eleştirmenlerin öve öve bitiremediği "The Post" filminin benzeşenini Dıgıturk'te izledim. O da 2017 yapımı. Dünyanın en önemli kablolu kuruluşu Hbo'nun finanse ettiği ve John Magaio'nun yönettiği yapımın adı The Newspaperman -The Life and Times of Ben Bradlee-. Washington Post gazetesinin efsane editörünün, ekibiyle ABD yönetiminin mücadelesi anlatılıyor.

Aslında CIA'nın sakladığı Vietnam savaşı belgelerini ilk deşifre eden. New York Times oluyor. Nixon'un adli mekanizmayı kullanarak yaptığı baskı karşısında pes ediyorlar. Devreye Washington Post giriyor. Asıl mücadele bu defa başlıyor. Vietnam'dan Watergate'e uzanıyorlar. İnsanüstü bir mücadeleyle dünyanın en önemli teşkilatına havlu attırıyorlar. Her türlü zorbalığa direnerek bu işi hallediyorlar. Sonuçta medya eliyle istifa ettirilen ilk ABD Başkanı Nixon oluyor.

İzlemesi gerekenler

Bu belgesel filmin basını eleştiren bölümlerini ve de sahtecilikle kazanılan Pulitzer'e girmek istemiyorum. Tek dileğim bu yapımı hukuk düzenimizde görevli tüm savcı ve yargıçların izlemesi. Özellikle de Cumhuriyet gazetesi davasına bakanların...

***

Üsküdar Musiki Cemiyeti

TRT Müzik, önemli bir TSM kuruluşunun 100. yılını kutlamayı ihmal etmedi. Bu büyük kültür ocağının birinci asrını 7 ayrı koroyla ekrana taşıdılar. Amir Ateş'in, Yıldırım Bekçi'nin Ahmet Özhan'ın söyleyip, yönettiği bölümler güzeldi.

TRT'nin ses ve saz anlamında verdiği desteği sevdik. Bu irfan ocağından yetişen Selahattin Pınar ve Avni Anıl dahil, emeği geçenler unutulmadı.

Üsküdar Musiki Cemiyeti, benim için de özeldir. Rahmetli annem TSM eğitimini almayı, keman çalmayı burada öğrendi. Üstad Fahri Kopuz'un öğrencisiydi. Bu asırlık çınar, yaşayan pek çok özel koronun ışığı olmayı sürdürüyor. Nice asırlar diliyorum.

Makam Farkı

Mehmet Barlas-Oğuz Haksever ikilisinin programı NTV'nin yayınları arasında en önemli "ara sıcak". "Keman sesli" Sabite Tur Gülerman'dan Nasibin Mehmet Yürür bestesi "Görmezsem eğer sevdiceğim/hüsn-i miratın"la başlandı. Öyle bir fasıl yayınladılar ki inanılmazdı. Ekiptekilere bakın; Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, İnci Çayırlı ve daha kimler kimler.

Sonunda da Sophia Loren'in kendi sesinden gitar eşliğinde Yunanca bir şarkı yayınlandı; "Tin afto agapo". Ünlü yıldızın tam karşısında da bir dönemin şöhretlerinden Alan Ladd. Tam bu noktada bir şey dikkatimi çekti. CNNTURK mensubu 15 Temmuz kahramanı Hande Fırat'ın yüzünün inanılmaz şekilde Sophia Loren'e benzediğini fark ettim. Kasılmak serbest.

...

USTADAN İSTEKLER'den de not düşmek istiyorum. Mustafa Keser "Kelle-i hümayun"dan okumalara devam etti. Tabii daha önce söylediğim gibi bant yayın. Bu böyle devam edecektir.

Yazarın Diğer Yazıları