Kılıçdaroğlu teminat verdi!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sürecinde, ayrıntı vermesi istenilen konulara, seçimden sonra, daha sakin bir ortamda, “seçim gezilerini takip eden muhabirlerle yaptığı kahvaltı”da açıklık getirdi. Geç oldu ama yine de iyi oldu.
Kılıçdaroğlu, yeni anayasa ile ilgili olarak “İlk 3 madde bizim için kırmızı çizgi. Kurucu iradenin, iradesini gösterdiği için orada da hiç bir tereddüdümüz yok” dedi.
Toplantıda bulunan arkadaşlardan birinin, “O halde Süheyl Batum’un açıkladığı Anayasa çalışması sizin bilginiz dışında mı kamuoyuna sunuldu? Zira bu çalışmada ilk üç madde değiştiriliyor” diye sormasını beklerdim.. Ayrıca Kılıçdaroğlu, seçim bildirgesinde bulunan bu teminatı, seçimden önce, güçlü biçimde tekrar tekrar dile getirseydi, partisi adına da Türkiye adına da daha iyi olurdu..
***
“Yerel yönetimlere özerklik” gibi konuların yanlış anlaşılıp anlaşılmadığının ve bunların oy oranına etkisinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bizim söylediğimiz yerel yönetimlere özerklik şartı, 1988’de parlamentodan geçen bir düzenleme. Bazı maddelerine çekince konulmuş, o çekinceleri kaldırma konusunda da Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiş. Bizim söylediğimiz de ‘Bu şartı zaten parlamento kabul etti, biz hükümet olursak bu çekinceleri kaldıracağız..’ Bu sadece Hakkâri, sadece Diyarbakır için geçerli değil. İzmir için de geçerli, İzmir yatırım yapmak istiyor, merkezi yönetim engelliyor... Belediye başkanlarının ömürlerinin yarısı Ankara’da geçiyor. Niçin? Para bulmak için.. Biz yerel yönetimlerin gerçekten sağlıklı mali kaynaklara kavuşturulmasını istiyoruz. ‘Vay efendim, yerel yönetimler özerk olacak’; arkadaşlar, yerel yönetimler zaten özerk. Hakkâri’deki belediye başkanını, İstanbul’daki vatandaşlarımız mı belirliyor? Kendi meclisi, kendi bütçesi var. Dolayısıyla biz bu özerkliği güçlendirmek istiyoruz. Ama bu şu anlama gelmesin, merkezi yönetim tamamen dışlansın. Hayır, merkezi yönetimin denetimi olacak. Sayın Erdoğan o kadar çarpıttı ki, ‘Efendim eyaletler kurulacak’; Ne eyaleti! Ağzımızdan çıkmayan şeyler, seçim sürecinde bunlar çok yanlış bir şekilde kamuoyuna aktarıldı.
Bilinçli olarak bizim düşüncelerimiz, özellikle yandaş medyada çarpıtıldı.”
***
İşte Diyarbakır Havaalanı’ndaki sohbette bir kadın gazeteci ile birlikte Kılıçdaroğlu’ndan ayrıntı getirmesini istediğimiz konular bunlardı.. Evet Kılıçdaroğlu, “Bu sadece Hakkâri, sadece Diyarbakır için geçerli değil. İzmir için de geçerli” sözlerini mitinglerde de kullandı ama bu yeterli olmadı..
İmralı ile yapılan görüşmeler hakkında da Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’a hitaben “O görüşmeler nedir? Görüşmelerde hangi pazarlıkları yaptın, hangi sonuçlara ulaştın? Neden ikide bir bu eylemsizlik kararları erteleniyor?” diye sordu.
***
Kılıçdaroğlu, seçim sırasında Denizli’de Trabzon’da, Konya’da ve daha pek çok yerde dağıtılan bölücü, etnik kimlik, inanç üzerine bildiriler, gazeteler hakkında hiçbir işlem yapılmadığını, dolayısıyla bunun arkasında AKP’nin bulunduğunu belirterek, “Yine söylüyorum, Recep Tayyip Erdoğan bu ülkede bölücüdür. Ülkeyi toparlayan bir insan değildir, ülkeyi ayrıştıran bir insandır. Siyaset üslubu bölücülük üzerine, toplumu ayrıştırma üzerine inşa edilmiş” dedi.
Evet, Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliği üzerinde olumsuz propaganda yapan bizzat Tayyip Erdoğan idi. Esasen, seçimler sırf bu sebeple hukukçu vicdanında yok hükmündedir!
Atı alan Üsküdar’ı geçti ama yine de Kılıçdaroğlu’nun bu tutumu Türkiye için hayati derecede önemli ve değerlidir..