"Kıbrıs" olmazsa olmazdır
Kıbrıs Türkiye için tarihi mirastır. Kıbrıs Türkiye’nin güvenlik ve güvenirlik konusudur. Kıbrıs deyince Türk Milleti heyecanlanır, duygusallaşır. Onun için Kıbrıs, sadece adadaki Türklerin güvenliği, can ve mal emniyeti, yönetimdeki hak ettikleri konumda bulunması değil, onunla birlikte ve onun da ötesinde Türkiye’nin meselesidir. Hata kaldırmaz.
Umarım AB’den müzakere tarihi almak için, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) gemi ve uçaklarına, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıma anlamına gelen, limanlarımızın açılmasını öngören anlaşmaya imza atma gibi yanlış bir daha yapılmaz. Ne olursa olsun bu anlaşma uygulamaya konmaz. AB için feda edilme anlamına gelen böyle bir tutuma bir daha rastlanmaz. Daha sonra da KKTC’ye uygulanan izolasyonların kaldırılmasının karşılığında bunun uygulamaya geçirileceği gibi daha da vahim bir yanlış içine düşülmez.
Bu iki konunun birbirinin alternatifi olmayacağı aşikârdır. Birisi GKRY’i, adanın egemen gücü sıfatıyla, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanımak, diğeri ise zaten olmaması gereken bir fiili durumu ortadan kaldırmaktır. Şimdi de, Ankara’ya ek protokolün kısmen hayata geçirilmesi karşılığında AB ile duran müzakerelerin bazı başlıklarda açılabileceği ve birkaç iyileştirme de sağlanabileceği teklif edilmektedir. Umarım bu teklife de olumlu cevap verilmez.
Adada BM gözetiminde yıllardır yapılan görüşmelerden bugüne kadar bir netice alınamamıştır. Son görüşme de BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un öncülüğünde yapılmış ve taraflara, görüşmelerin sonsuza kadar devam etmesinin mümkün olamayacağı, Ocak 2011 sonuna kadar görüşmelerin yoğunlaştırılarak devam ettirilmesi ve tekrar bir araya gelineceği bildirilmiştir. Bu durum Rum tarafının pek işine gelmemiştir. Onlar hâlâ, BM ve AB’nin Türkiye’yi zorlayacağını ve çözümün Kıbrıs Cumhuriyeti şemsiyesi altında ve Rumların hâkim olacağı bir düzenle sonuçlanacağını beklemektedir.
Esasen bu durum, Annan Planı adı altında ve maalesef Türkiye’nin de, KKTC’nin de mutabakatı alınarak referanduma sunulmuştur. Bu plan adanın hâkimiyetinin zaman içinde, Rumların eline geçmesine imkân tanıyan bir plandı. Ancak Rumlar beklemeye tahammül edememişler, AB üyesi olmanın avantajlarını kullanıp, Türkiye’yi ve KKTC’yi zorlayacaklarını ve kendilerini tanımak mecburiyetinde kalacaklarını ümit etmişlerdir. Plan, Türk kesimi tarafından kabul edilmesine rağmen Papadopulos’un da diretmesiyle GKRY tarafından kabul edilmemiştir. Hatta son olarak bu planın Rum yetkililer tarafından okunmadığı dahi itiraf edilmiştir.
Gerek Papadopulos’ın, gerek şimdiki Rum lider Hristofyas’ın tutumu Türkiye ve KKTC için bir şanstır. Bizim yapamadığımızı onlar yapmışlar ve Türk tarafına avantaj sağlamışlardır. Devam eden müzakerelerden, tarafların derin görüş ayrılıkları nedeniyle bir sonuç alınması beklenmemektedir. Hatta Hristofyas, elinde başka bir enstrüman kalmadığı için “Türkiye’nin AB üyeliği elimizde” kozunu kullanmak istemektedir. O zaman KKTC için yeni bir dönem başlayacaktır.
Yeni dönem KKTC’nin, Türkiye’den başka ülkeler tarafından tanınmasını sağlayacak girişimlerde bulunulmasını gerektiren bir dönem olacaktır. Artık adada iki devletten söz edilmektedir. Kosova örneği önümüzdedir. Türkiye’nin dış politikada ağırlığı olan bir ülke olduğu ifade edilmektedir. Türk dış politikası artık ağırlığını, kendisini çok yakından ilgilendirmeyen konular yerine, kendisini doğrudan etkileyen KKTC’nin, güç odağı ülkeler başta olmak üzere tanınmasını sağlayacak tarzda hissettirmesi, ulusal menfaatlerimiz açısından gereklidir.
KKTC’nin tanınması konusunda ortaya çıkabilecek zorlukları aşabilmek için, bizim de KKTC’nin tanınması karşılığında, GKRY’yi mevcut fiili sınırları içinde, Kıbrıs Cumhuriyeti adı ile tanımamızın bir sakıncası olmayabilir. O zaman adada, KKTC ve Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında iki ayrı egemen devlet bulunur. Ancak bu durumun BM tarafından da bir daha sorun olmayacak şekilde tescil edilmesi gerekir. Neticede kendimizin yaratamadığı, ancak Rumların açmaza düşerek sunduğu ortamı akıllıca değerlendirmemiz gerekir. Türkiye için AB olmasa da olur. Hatta çok da iyi olur. Ama Kıbrıs olmazsa olmaz.