Kendi ayağına kurşun sıkmak
Suriye istikametine giden TIR ve otobüslerin aranmasından sonra yeni bir TIR olayıyla karşı karşıya kalınmış ve 3 TIR daha durdurularak aranmak istenmiştir. Bu operasyonların, ihbarlar sonucu savcılık talimatıyla güvenlik güçleri tarafından yapıldığı, ancak hükümetin, bunların MİT faaliyeti olduğunu belirterek soruşturulmaması yönünde mülki makamlara talimat verdiği bilgileri kamuoyuna intikal etmiştir.
Bakıldığında, devletin bir unsurunun yaptığından diğerinin haberdar olmadığı görülmektedir. Ancak bunun hem devlete olan güven açısından, hem de uluslararası alanda yaratacağı algılar nedeniyle büyük sorunlar yaratacağı bir gerçektir.
***
Bilindiği üzere çatışmaların uzaması Suriye’de bir otorite boşluğu yaratmış, bunun sonucunda kuzeyde Kürt gruplar ve özellikle PKK destekli PYD, Türkiye sınırında belirli bir bölgede kontrol sağlayarak özerklik ilan etmiştir. Diğer taraftan da El Kaide destekli Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) kurulduğu ilan edilmiş, Suriye’nin ve Irak’ın bir bölümünü kapsayan bölgede kontrolü ele geçirmiştir.
Radikal dinci bir terör örgütünün bölgede hâkimiyet sağlaması, tehdidin yönünün sapmasına neden olmuş ve bu durum, çatışmanın boyutlarında değişiklik yaratmıştır. Muhaliflerden önemli bir bölümünün bir araya gelerek oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), yakın bir zamana kadar Esad güçleriyle çarpışırken, şimdilerde kontrol ettiği bölgeleri elinden almaya çalışan ve yeni bir tehdit olan IŞİD’e karşı mücadele vermektedir. Bugüne kadar Esad’ın devrilmesi için ÖSO’ya destek veren Türkiye de, bu gelişmeye paralel olarak yine ÖSO’ya olan desteğini sürdürmektedir.
Türkiye’nin bu desteğini, devlet politikası olarak gerçekleştirdiği ve uygulamada MİT’i de kullandığı, ortaya çıkan durumdan anlaşılmıştır. Ancak Türkiye’ye giriş çıkışlarda ve sınırın öbür tarafında kimin ne olduğunu anlamak gittikçe güçleşmektedir. Bu nedenle içinde silah ve mühimmatın da bulunduğu söylenen yardımların, sağlıklı bir şekilde ÖSO’nun eline geçtiğine ilişkin şüpheler bulunmaktadır. IŞİD’in ÖSO’ya karşı başarı sağladığı, hatta ÖSO’nun bazı mensuplarının Türkiye’ye sığındığı bilindiğinden, bu yardımların IŞİD’nin eline geçmesi de mümkündür.
Cenevre-2 görüşmelerinin hemen öncesinde, Esad’lı bir çözüm ihtimalinin önünü kesmek amacıyla, insanlık dışı vahşeti ortaya koyan görüntülerin ortaya sürülmesi, Suriye’deki tablonun daha uzun bir süre değişmeyeceğini göstermektedir.
***
Hatalı da olsa, yapılan yardımların ve verilen desteğin benimsenen devlet politikasının gereği olarak icra edildiği dikkate alınmalıdır. Bir kısmı örtülü destek niteliğindeki bu operasyonların gizliliğinin açığa çıkmasının önlenmesi hususunda hassasiyet gösterilmelidir. Aksi takdirde Türkiye’nin, özellikle uluslararası ortamda, yanlış algılanması söz konusudur.
Yapılan yardımlarda gizliliğinin muhafaza edilebilmesi için, ya çok profesyonel hareket edilerek yakalanılmamalı, ya da operasyon zinciri içinde, bilmesi gerek prensibine uygun olarak, gerekli yerlere önceden bilgi verilerek operasyonun açığa çıkması önlenmelidir. Bu şekilde hareket edilmediği anlaşılmaktadır.
Ancak usulüne uygun davranılmasına rağmen, yapılan ihbar ve icraatların, iç siyasi çekişmeler veya etkinlik mücadelesi nedeniyle hükümeti zor duruma düşürmek için yapılması düşünülmüşse, bu davranışın devleti sıkıntıya sokacağı bilinmelidir. Hatta uluslararası ortamda ülkemizi, “teröre destek veren devlet” konumuna sokacak kadar ileri boyutlara ulaşabilecek bir süreç içine sürüklemesi de mümkündür.
Yardımın MİT’in görevi olup olmadığı önemli değildir. Bir başka birim de görev alabilir. Bu tip görevlerde herhangi bir nedenle gizlilik ihlal edilir, olay ortaya çıkarsa buna devletin sahip çıkması da ayrı bir hatadır. Olayın başka bir şekle dönüştürülerek devletten uzak tutulması gerekir. Örtülü operasyonların doğası böyledir.
Ne olursa olsun kendi ayağımıza kurşun sıkılmamalıdır. Ulusal çıkarlar, devletin itibarı ve imajı korunmalıdır.