Kaybetme duygusunu kaybetmek!
On yedi yıldır seçim kaybetmemiş bir iktidar var.
Türkiye, kaybetme duygusunu kaybetmiş bir iktidarla karşı karşıyadır.
Kaybetme tehlikesi Ankara özelinde kapıyı çalınca iktidar partisinin yöneticileri paniklediler. Bunca aşağılama, öfke, hırs, hakaret, isnat, tehdit ve ithamın nedeni budur.
Seçimler iktidarın aleyhine sonuçlanırsa bu herşeye hakim olan bir iktidarın hiç bir şeye sahip olmayan muhalefet karşısında yenilgi alması anlamına gelecektir.
Mahalli idareleri kaybetme merkezi yönetimi kaybetmenin işaret fişeği olacaktır.
İktidarın kaybedebilir olduğunun anlaşılması mevcut güç odakları için sonun başlangıcı olacaktır.
İnanılmaz bir algı yönetimi, beyin yıkama faaliyeti ve propaganda mekanizmasının devreye sokulmasının nedeni budur.
Bir yanda kaybetme duygusunu kaybetmiş bir iktidar, diğer yanda kazanma duygusunu kazanamamış bir muhalefet var.
Bu yönden seçim sonuçları merak edilecek kadar önemlidir.
Bay Beka!
Türk Milletinin istiklali, istikbali, ebed müddet varlığı iktidarın bir numaralı sorumluluğudur.
İktidarlar bekayı baki kılmak için vardır.
17 yıldır iş başında olan iktidar geldiği noktada Türk Milletinin bir beka sorunuyla karşı karşıya kaldığını söylüyor.
Demekki iktidar görevini yapmamış!
On yedi yıldır CEHAPE ve "Bay Kemal" ülkeyi yönetmediğine göre ülkeyi var olma yok olma noktasına kim taşımış olabilir?
Süleyman Şah Türbesini taşırken hiç mi iktidarın aklına beka sorunu gelmedi?
FETÖ'ye 'her istediği verildiğinde' bunun bir gün beka sorunu yaratacığını kimin düşünmesi gerekiyordu?
FETÖ'ye iltisaklı çete TSK mensuplarını CIA adına Ergenekon/Balyoz/Askeri Casusluk adı altında içeri tıkarken bu davaların savcısı olduğunu kim ilan etmişti?
Ha eğer beka sorunu tarihi haçlı seferlerine dayanıyorsa o bugünkü iktidar yokken de vardı ve şimdiye kadar yapılan hiç bir seçim beka üzerine kurulu değildi.
Hele hele seçilecek yerel yöneticileri beka sorununun çözümü olarak sunmak da halkı hafife almanın da ötesinde hafifliktir.
Beka beka diye bağıranlar şu sorulara fikir namusu içinde cevap vermeliler.
- 31 Mart seçimlerinde yerel yönetimler bütünüyle iktidar partisinden olursa beka sorunu çözülmüş mü olacak?
- Gerçek beka sorununu soğanı, samanı, patatesi, angusu Türk halkının ithal etmeye mecbur kalması üretmiş olmasın?
- Beka sorunu toprakların ekilmemesi, hayvanların çoğaltılamaması, meyvelerin toplanamaması değil midir?
- Acaba üretimsizlik, yatırımsızlık, istihdamsızlık, yolsuzluk, taraftarlık, muhalefeti bütünüyle bölücü ilan etmekle beka sorunu arasında bir ilişki olmuş olabilir mi?
- Kutuplaştırmayla, ötekileştirmeyle, ayrıştırmayla beka sorunu arasında bir ilişki var mıdır? Varsa bunu kim yapıyor?
Ya açılımcısın ya da değilsin!
Adam "Bu seçim, uçurumdan önceki son çıkıştır" diyor!
Bu resmen insan zekasıyla dalga geçmek, halkla alay etmek, akla karşı şaka söylemek gibi bir şeydir.
Yetmiyor adam, Mansur Yavaş'ı hedef alarak "Eski ülkücüymüş, eski MHP'liymiş, bunların hepsi masal, hepsi fasa fisodur. Ya ülkücüsündür ya değilsindir."
Adam, Mansur Yavaş'ın CHP'den millet ittifakının adayı olmasından dolayı ülkücü olamayacağını söylemiş oluyor.
Ancak kendisinin bugün için Beka'nın tek garantisi olduğunu söylediği Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı CHP ile birlikte Ekmeleddin İhsanoğlu'nu çıkardığını unutuyor.
Tamam buna "iyi uykular" diyelim ama asıl "ya MHP'lisin ya değilsin" diyor ama bir Molla Kasım da çıkar şunu söylerse cevap ne olabilir ki?
Ya Türk Milliyetçisin ya da Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına alanlasın!
Ya ülkücüsün ya da "ülkücüler fatiha bilmez" diyenlerlesin!
Ya ülkenin birliğinden yanasın ya da çözüm süreci için baldıran zehirini içenlerdensin!
Ya "Türküm, doğruyum" diye başlayan andı okuyanlardansın ya da onu yasaklayanlarlasın!
Sonuç: Ya MHP'lisin ya da AKP'lisin!