Karbon ve enerji piyasası

Günlük yaşantımızı yönlendiren piyasalar herkesin dilindedir.
Zengini-fakiri, genci-yaşlısı, kadını-erkeği bilerek bilmeyerek sohbetlerini, anlatılarını “piyasalar” tanımlaması ile süsler.
Herkesin piyasası farklıdır.
Fakir için önemli olan; pazar piyasasıdır.
Domatese, hıyara, bibere, ekmeğe gelen zammın tartışması, aile bireyleri ile başlayıp, kahvede ve iş yerlerinde sürer.
Ayın ilk haftası açıklanan DİE’nin enflasyon rakamları da fakirin efkarına endekslidir.
Zenginin piyasası, fakire göre daha zengindir.
Say say bitmez;
Altın piyasası,
Tahvil piyasası,
Hisse senedi piyasası,
Konut piyasası...
Ve benzerleri.
Yurt dışı tahsil gören bir de parası bol olanlar için;
Yurt dışı piyasalar vardır. Bu piyasalar öylesine zengindir ki, al-satı yapılan ürünleri ansiklopediler almaz. Bakırdan, kahveden, tütüne akla gelen her türlü emtia dış piyasalarda satılır.
Ekonomilerin hal ve gidişi de piyasalardan sorulur. Bir ülkede bankalar sıkıntıda ise, halk sokağa dökülmüş ise, bilin ki; o ülke piyasalarında kaos vardır. Olumsuzluğun ilk etkisi borsada görülür.
2000 yılı Türkiye ekonomisi bunun en büyük örneğidir. Borsa çökerken, faizler tavan yaptı.
Yakın tarih olarak Rusya, İzlanda ve Yunanistan örneklerini verebiliriz. Bugüne dönecek olursak; borsanın tarihi rekorlar kırması, fizikteki etki tepkiye eşit ters yönlüdür kuralı; diğer piyasalarda, örneğin döviz, örneğin faiz piyasalarında ciddi düşüşlere eden oldu. Borsaların canlı ve dinamik, ülke ekonomisinin sürükleyici motoru olması için güven unsurunun öncelikli olduğunun bilincindeki Sermaye Piyasası Kurulu bir dizi yeni karar aldı. Radikal bir adım atarak, borsada yıllardır dile getirilen ancak bir türlü gerçekleşmeyen ‘beyaz sayfa’yı açarak, borsa yasaklılarını af etti.
Ardından da manipülasyonu azaltacak, borsa oyuncularının manipülasyon yapma imkanlarını kısıtlayan kararlara imza attı.
Çünkü; SPK, bir iki yıl içinde piyasaların genişleyeceğini, büyük projelerle uğraşırken üç-beş manipülasyoncu için zaman harcayamayacağı mesajını veriyor. Ve cezaları can yakıcı şekilde maddi olarak artırarak, borsa oyuncularına daha açık tarifle manipülasyonculara ‘hodri meydan’, diyor. SPK’nın ufukta gördüğü gelişmeler neler, diye bakacak olursak. Karbon ve enerji piyasalarını görürüz. Yani; bir iki yıl sonra hisse, tahvil, altın borsalarına, karbon ve enerji borsaları eklenecek.
Türkiye enerji köprüsü olduğu için ‘Enerji Borsası’ sizleri şaşırtmaz.
Enerji borsasının kurulması için güçlü isimler iştahlı. Hükümet kulis ve alt yapı çalışmaları başlattı. Merak edilen ‘Karbon Borsası’nın mı yoksa ‘Enerji Borsası’nın mı önce açılacağı. Piyasaların beklentisi her iki borsanın birbirinden ayrılmaz ikili gibi açılış yapacakları.
Ne de olsa, ‘Karbon Piyasası’nın aktörleri ile ‘Enerji Piyasası’nın aktörleri neredeyse aynı. Sabancı, Dinçkök Grubu, Ciner Grubu, Aksa... aktörlerden bazıları. Karbon Piyasası’na girmek isteyenler www.karbonkayit.cob.gov.tr adlı adresten kayıt yaptıracaklar. Proje geliştiricileri, kayıt yaptıracaklara karbon sicili verecekler. Bu sicil, ileride oluşturulması planlanan karbon borsasına temel oluşturacak. Böylece sicile kaydı yapılacak projeler aracılığıyla, Türkiye’de üretilen karbon sertifikalarına güven artırılacak. Gönüllü Karbon Piyasaları, bireylerin ve kuruluşların, firmaların etkinliklerini faaliyetle, dengelemesine imkan sağlayan bir pazar.
Bu pazar nasıl çalışır;
Organizasyonlar faaliyetleri çerçevesinde oluşturdukları-atmosfere salımını gerçekleştirdikleri sera gazlarını hesaplayarak) bu emisyonlarını azaltmak ve dengelemek için emisyon azatlımı sağlayan projelerin üretmiş oldukları karbon kredilerini satın alırlar. Peki satın alma ne işe yarar. İşte, işin sırrı burada. Kısaca özetleyelim; aktörler; her alanda liderliklerini sürdürecekler. Kurumlarına imaj, markalarına olumlu katkı sağlayacaklar.
Pazar değerlerini yükseltecekler.
Elde edecekleri tecrübe ile kapasite ve teknolojilerini artıracaklar.. Çevreci duyarlılık sloganı ile ileride ulusal ve bölgesel planlamalardan pay kapacaklar. Alıcılar, elde edilen sertifikalardan dolayı maliyetlerini düşürecek, satıcılar ise; zorunlu piyasasındaki karbon kredilerinin satılmasıyla gelir elde edecekler. Türk yatırımcılar için yabancı olan karbon piyasasında pasta oldukça büyük.
2007 yılında toplam karbon kredileri 2,7 milyar tona dünya karbon piyasasının değeri de 40,4 milyar avroya ulaştı. Analistler; dünya karbon piyasasında önümüzdeki 12 yıl içerisinde ABD’nin katılması ile büyük bir patlama yaşanacağını öngörüyor. Karbon ticaretinde yapılan işlemler aslında, karpuz yetiştiriciliği ve alım satımından farklı değil.
Türkiye’de 2005 yılından itibaren başlayan yenilenebilir enerji kaynaklı projeler yıllarla birlikte ivme kazandı. Türkiye bu pazarda en hızlı büyüyen ülkelerden birisi haline geldi. 50’den fazla rüzgar, jeotermal, biyogaz ve HES projesi emisyon ticaretinde yer aldı. Carbon ticaretinde en iyi haber ise; 2018 yılına kadar sera gazı salımının 1990 yılına nazaran yüzde 10 azalacak olması.

Yazarın Diğer Yazıları