Karaman Hoca canımızı acıtıyor!

Hocaların hocası Prof. Dr. Hayrettin Karaman Yenişafak’ta kaleme aldığı “Türkiye’nin Suriye Politikası (30 Ocak 2015)” başlıklı yazısına bakın nasıl giriş yapıyor:
“Her şeye kara diyen ve bu yüzden inanırlığını kaybetmiş bulunan muhalefet ile destekçileri, baştan beri AK Parti iktidarının Suriye politikasının yanlış olduğunu söyleye geldiler.”
Bir İslâm Hukuku Profesöründen bu satırları okuyunca donduk kaldık. AKP’nin Suriye politikasını eleştiren herkes meğer “Her şeye kara” diyormuş ve tamamı “inanırlılığını kaybetmiş” kalemler, akıllar, politikacılar(mış)... İslam’da böyle “toptancı” olmak var mı Hocam?
Sayın Karaman’ın “Her şeye kara dediği için inanırlılığını yitirenler” hükmü “Herkes günahkâr doğar” demeye ne kadar da benziyor. Muhalefetin kendini tezkiye edebilmesi için İslâm hukukçularının ve iktidar partisi yöneticilerinin “tezkiyesi” mi gerekiyor? Türkiye’nin yarısının ve dünyada pek çok bu işleri bilen insanın inandığı bir şeye inanan insanlara “inanırlılıklarını yitirdi” demek doğru olursa, iktidarın her dediği, her yaptığı olumsuz işi kabul etmeye ve hele İslâm’dan bir kılıf bulmaya çalışanlar için ne dememiz gerekir? Sonra biz “inanılır olabilmek için” bu hükümetin “PKK ile görüştüğümüzü söyleyen şerefsizdir” demesine mi inanacağız, “görüştük” demesine mi? Her gittikleri ülkede Gülen okullarını övmelerine mi inanacağız “güvenilir olabilmek için” yoksa ülke ülke gezip, “Bunlar MOSSAD yuvası, kapatın” demelerine mi?
Meselâ bizler hükümetin sigara ile ilgili aldığı kararlara ve pek çok sağlık politikasına “kara” demeyenlerdeniz. Amma ayakkabı kutularını, bakan evlerindeki içi yabancı para dolu kasaları ve “Bakara-makara” ları, rüşvetçinin hayırsever sayılmasını ve bakanların önüne yatmalarını içimize sindiremiyoruz...
İslâm Hukuku Profesörü Sayın Karaman, hükümetin Suriye politikasını Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir gereği görüyor ve Erdoğan’ın BOP Eş Başkanı olduğunu bildiği için BOP’u da kendince şöyle izah ediyor:
“Takip edebildiğim ve anlayabildiğim kadarıyla bu politikayı özetleyeyim:
Arap Baharı meşru olmayan, zalim, diktatör yönetimleri devirip yerine halkın istediği ve razı olduğu yönetimi (olabildiğince İslam’a uygun bir demokrasiyi) ve yöneticileri ikame etmek üzere başlatılmış bir hareket idi...”
Bir Haçlı Projesi’nin bir İslâm Profesörü tarafından aklanması olsa olsa ancak bu kadar olur?
Sayın Hocamız, ABD adına bu projeyi oluşturanlar Donald Rumsfeld, Dick Cheney, Paul Wolfowitz, Richard Perle ve bunlar paralelindeki İsrail lobisi değil midir?
Proje’nin ikinci ayağının “bu ülkelerin sınırlarının da değiştirileceği” hakikatini siz hiç duymadınız mı?
Zamanın ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde 22 devletin sınırlarının değişeceğini bir makalesinde kaleme almamış mıydı?..
Yine Condoleezza, ABD Dışişleri Bakanı olarak İsrail’in Lübnan’a saldırı başlatmasının hemen ardından Tel Aviv’e inip, “Orta Doğu’da artık yeni haritaların oluşma zamanı geldi!” denerek Washington ve Tel Aviv’de planlandığı şekilde İsrail’in Lübnan’a saldırısı başarıya ulaşabilirse olacaklara hazırlıklı olunması için dünya kamuoyu hazırlanmamış mıydı? Siz bizim herhalde zamanın ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack’ın, “ABD’nin Orta Doğu’ya yönelik çabalarının, sınırların değişmesini öngörmediğini” söylemesine inanmamızı bekliyorsunuz?
Aynı kişiler Irak’a “Saddam’ın nükleer silahı var” yalanı ile çullanıp, camileri Haçlı kışlası haline getirmemişler miydi? Bölücü hiç “Böleceğim” diyerek gelir mi? Peki hem İsrail askeri ofislerinde hem ABD Dışişleri arşivlerindeki o bölünmüş Türkiye haritaları ne idi? Diyarbakır niye BOP’un yıldızı olsun? Gaziantep daha gelişmiş değil mi?
Hadi bütün söylediklerinizi iyi niyetle kabul edelim? Suriye, Libya ve Mısır, BOP devreye girmeden mi daha iyi idi, şimdi mi daha iyi? Nerede BOP varsa orada kan gövdeyi götürüyor ve o ülke bizzat BOP eliyle bölünüyor? Ve BOP ve “Arap Baharı” niye Suudi Arabistan’ı içine almadı acaba? Suudi Arabistan çok mu demokrat?
Sonra, Haçlıların İslâm dünyasını dizayn etmede başrol almalarını bir Müslüman’ın kabul etmesi Haçlıyı “Veli tayin etmek” değil midir?
Velhasıl Türkiye’nin Suriye politikası, BOP öncesi mi Türkiye ve Suriye için iyiydi, şimdi, yani BOP devreye girince mi daha iyi oldu?
Şimdi biz gördüğümüze inandığımız için mi inanırlılığımızı yitirdik?
Bir âlim olarak insanları suçlamakta ne kadar cesursunuz?

Yazarın Diğer Yazıları