Kara Cuma
İlk Amerika'da başladı Kara Cuma, yani zararına satış.
Ben şahsen zararına olduğuna inanmıyorum en az kârla satış olarak görüyorum.
Türkiye'deki alışveriş siteleri de yaptı. Cuma gününün Müslümanlar için kutsal bir gün olması nedeniyle gelen tepkiler üzerine adını Efsane Cuma yaptılar.
Günlerce yapılan reklamlar sonunda Efsane Cuma satışı başladı. Bazı ürünlerin fiyatında indirim vardı. Ama o da sınırlıydı. Ya eski model, artık içinde 1 GB ram bile bulunmayan tablet ya da modası geçmiş bir ayakkabı.
Sosyal medyada bu konuda çok yazıldı çizildi. Ürünün önceki ile son fiyatı arasındaki aldatmacalar paylaşıldı.
Ben bunları bir kenara bırakıp Türkiye'nin internet altyapısına değinmek istiyorum.
11.11 Bekarlar Günü ve Kara Cuma gibi tamamen tüketime yönelten ticari oyunlar Türkiye'de internet altyapısının ne kadar kötü olduğunu gösterdi.
Doğuş Grubu'nun en iddialı şirketi olan alışveriş sitesi N11.com 11 Kasım da resmen çöktü. Sorun yoğunluk. Saatlerce çalışmadı.
Hemen arkasından sadece Türkiye'nin değil aynı zamanda Avrupa'nın da en büyük bankaları arasında gösterilen bir banka yurtdışından 100 gigabaytlık siber saldırı ile saatlerce hizmet veremedi. İnsanlar benzin bile alamadı.
Tüm bu gelişmeleri bir toplantıda bölgesel bir alışveriş sitesi olduklarını iddia eden Hepsiburada şirketinin CEO'su Murat Emirdağ'a bir soru sordum.
Bu internet altyapısı ile nasıl bölgesel bir marka olup dünyaya açılacaksınız?
Murat Emirdağ kendinden emin bir şekilde iddialı olduklarını ve çok sayıda mühendis çalıştırdıklarını belirterek güçlerini anlattı.
Bu toplantıdan 10 gün sonra yani bu cuma gecesi Hepsiburada Efsane Cuma indirimi yaptı.
Site ilk yarım saatte ağırlaştı. 40. dakikada ödeme yapılmadı ve 50 dakikada işleminizi gerçekleştiremiyoruz uyarısı geldi. 1 saat olduğunda ise site tamamen çöktü. Ulaşılamadı.
Orhan Emirdağ Türkiye'nin internet altyapısını eleştirmedi. Çünkü bu mevcut altyapı üzerinden e-ticaret yapıyor.
Türkiye'nin internet altyapısı maalesef bu.
Dünya internette altın yılını yaşarken hatalı bir özelleştirme bizi sanal dünyada çok gerilerde bıraktı.
Türk Telekom'u alan Öger, yatırım yapmadı ama bol bol reklamla Türkiye'nin gözünü boyadı.
Sonunda olanlar oldu.
Türk Telekom stratejik bir kurum. Şu anda bankaların elinde. Alacaklarına karşılık yönetimde oturuyorlar. Bankalar batık krediyi kurtarmak için imtiyaz hakkının uzatılmasını istiyor.
Çünkü 2005 yılında 21 yıllığına verildi bu hak. Şu anda fazla bir süre kalmadı. Bankalar 5,5 yıl bir süre kalmışken bunu kimseye satamazlar. Kendileri de işletemez. O halde devlet imtiyaz hakkını uzatsın istiyorlar.
Bu kesinlikle yapılmamalı.
Bankalar bu kuruluşa kredi verirken riskini bilerek verdiler. Ve sonuç olarak risk gerçekleşti.
Bankalar bunu ticari zarar olarak yazmalı.
Devlet ise 2026 yılında Türk Telekom'un yönetimini ele almalı ve Türkiye'yi diğer ülkeler seviyesine getirmek için yatırım yapmalı.
Öger ile gördük ki, Telekom sektörünün özelleştirilmesi son derece yanlış.
Özetle hükümetin başarısız ve yanlış özelleştirmesinin faturasını bankalar ve şirketler ödüyor ve daha da ödeyecek gibi görünüyor.