Kâr var ama itibar yok
Önceki gün bankaların elini nasıl müşterisinin cebine attığını yazdım.
Bazı bankaların yöneticilerinin müşterilerin parasının vadesiz de yani faizsiz kalması için nasıl baskı yaptığını yazdım.
Bir bankanın işi bellidir. Parayı belirli bir faizle alır, üstüne masraf ve karını koyar ve kredi olarak satar.
Türkiye'de son yıllarda bu maalesef böyle olmuyor.
Banka bu karla da yetinmeyip daha fazlasını kazanmak için akıl almaz yöntemlere başvuruyor.
Vatandaşın parasını hafta sonu ve bayram tatillerinde vadesizde bırakmak sadece bu yöntemlerden biri.
Ama en ahlaksız yöntemlerden biri.
Şube personeli üst yönetimden gelen baskıyla işini kaybetmemek için kırk takla atarak vatandaşın parasını boşta bırakıyor.
Zaman zaman dikkat çektiğim bu konu ile ilgili çok sayıda elektronik posta aldım.
Bu kez şube çalışanlarından.
İşte bir tanesi:
"Vadesiz ile ilgili yazdıklarınız bire bir yaşadıklarımız. Vadesiz bunun baskı mailleri artık psikolojimizi bozmuş durumda. Zafer Bayramı tatili öncesi yüzlerce mail geldi diğer şubelerden şu kadar parayı vadesizde bıraktım diye. Aralarında 1 milyon üstü para bile var. Sen yapmaz isen hemen uyarı geliyor. Yapan nasıl yapıyor diye. Yani sistem seni zorla müşterini kandırmaya pardon ikna etmeye zorluyor. Artık müşteriye karşı yüzümüz yok. Bazı müşteri bizi potansiyel hırsız gibi görüyor. Bir müşterim 10 bin lira parasını sana kıyak çekeyim bugün vadesizde kalsın dedi. Ne kadar onur kırıcı bir davranış. Yaptığım işten utanır ve nefret eder hale geldim. Artık bu işe bir son verilsin"
Lüks plazada oturup şubedeki personele vadesiz yarat demek kolay. Bu yöneticilik mi?
BDDK ve Türkiye Bankalar Birliği bu rezalete el atmalı.
Komisyon konusu
Bankaların ilk yarı bilançoları geldi. Ne kadar kar etmiş ve nasıl elde etmiş bilançoda görülüyor. Bazı bankaların en büyük kârı komisyondan elde ettiği görüldü. Öyle ki, birkaç banka işi iyice abartmış ve ücret ve komisyon gelirlerini yüzde 100'e yakın arttırmış.
Söylenecek hiçbir şey yok. Normal sağlıklı bir sistemin çalıştığı ülkede kıyamet kopardı.
Türkiye'de ne oldu?
Sadece birkaç internet sitesinde haber oldu.
İktidarın bir sözü var sık sık kullanır: Büyük resme bakın diye.
Banka karlarında da büyük resim bu komisyonlar. İşte bu büyük resmi Türkiye'yi yönetenler görmüyor ve dahası görmek istemiyorlar.
Bankacılık dünyasında büyük bir oyun oynanıyor. Bu oyunun herkes farkında. Herkes biliyor ama kimse ses çıkartmıyor. Çünkü iktidarın iki derdi var. Birincisi bankaların kredi vermesi ikincisi ise faizlerin düşürülmesi.
Banka faizi bir-iki puan düşürüyor ama yanında aldığı ücret ve komisyonlarla o iki puanlık faizin acısını çıkartıyor.
Bunu bilmiyorlar mı?
Elbette biliyorlar. Bilmemeleri imkânsız ama dedim ya bu bir oyun.
Sen kredi ver ve faizi düşür gerisini anlarsın ya…
İşte bu hesap. Tıpkı dönemin başbakanı Turgut Özal'ın memura düşük zam verip, "benim memurun işini bilir" demesi gibi.
Maalesef iktidar da "benim bankalarım işini bilir" diyor.
Bankaların işini nasıl bildiğini artan yüzde 100 komisyon gelirleriyle gördük.