Cumhur İttifakı sözcüleri muhaliflerin iş birliğine "zillet ittifakı" diyerek aşağıladıkları gibi bir de onları HDP ile ortaklık yapmakla suçlamaktadır. Halbuki iktidar kanadı, çözüm süreci, Dolmabahçe/Oslo/İmralı görüşmeleri ve baldıran zehiri söylemleriyle bu konuda çifte şerbetlidir.
Dahası iktidar kanadı, HDP ile PKK'yı -haklı olarak- özdeş görmektedir. Buna karşın HDP'yi kapatmayıp TBMM'ye girmesine izin vererek PKK'nın bölücü ve yıkıcı unsurlarının küstahlaşmalarına neden olmaktadır.
HDP'nin sözde milletvekili (!)şunu söylemektedir: "Hiçbir zaman çaresiz olmadık. Çünkü PKK var. PKK bitmez. PKK nicelerini bitirdi. Sıranızı bekleyin. Sizi de bitirecek."
Bu zevat bu sözleri ettiğinde hakkında derhal yasal işlem yapılmış olsa ardından da onu TBMM'ye taşıyan parti hakkında gereği yapılsa o bu küstahlığı yapamaz.
Bu HDP'li vekil müsveddelerinin ilk icraatları da değil. Bir zamanlar bu partinin "PKK sizi tükürüğüyle boğar" diyen bir vekili "keleşi size çevirmesini biz çok iyi biliriz" diyen başka bir vekili daha vardı. "Sırtımızı PYD'ye dayadık" diyerek sözde temsil ettiği halka değil terör örgütüne sırtını dayayan bir vekili vardı. Şu sıralarda sırtını ranzaya dayıyor.
HDP'liler hangi hainliği yaparsa yapsınlar partileri bundan zarar görmüyor. Onlar da yıkıcılığa, bölücülüğe devam ediyor.
Sözde vekil özde terörist!
Adam sözde milletvekilidir ama milletin değil PKK'nın vekilliğini yapmaktadır. Adam sözde siyasetçidir ama siyasetin değil şiddetin övgüsünü yapmaktadır. Adam sözde sivildir ama çareyi sivillerden değil terör örgütünden beklemektedir. Adam sözde milletvekilidir ama sırtını millete değil terör örgütüne dayamaktadır. Adam sözde vekil özde teröristtir!
Adamın kutsadığı, sırtını dayadığı, önünde diz çöktüğü, umut bağladığı PKK kuralsız şiddet uyguluyor. Kan içiyor, kan döküyor, katlediyor sonuçta da kan kusuyor ve kusturuyor. Bunu emperyalizmin emrinde ABD/Batı/İsrail hesabına Türkiye'yi bölme adına yapıyor.
HDP işte bu emperyalist bölücü örgütün siyasi sözcülüğünü yapıyor. HDP, siyasi partiden ziyade PKK'nın dokunulmazlık zırhına bürünmüş siyasi aparatıdır. PKK'nın olduğu her yerde HDP vardır ve terör örgütünün verdiği talimatlara uygun hareket etmektedir.
Bu vekil taslakları temsil ettiklerini ileri sürdükleri halkı katleden, yerinden yurdundan eden ve onların evini barkını mahveden teröristlere kahraman muamelesi yapıyorlar. İçlerinde insanlık düşmanı PKK'ya araçlarıyla silah, mühimmat taşıyanı da, onlarla birlikte hendek kazanı da var.
PKK militanı gibi hareket eden HDP'li vekillerin PKK'nın tükürüğünü siyasete dahil etmeleri, Öcalan'ın heykelini dikeceklerini söylemeleri, sırtlarını PYD'ye dayamaları, PKK üzerinden halkı tehdit etmeleri partilerinin kapatmalarına neden olmuyor. HDP'li vekil taslaklarının söylem ve eylemlerinden parti zarar görmediği için adamlar devlete, millete ve yasalara karşı meydan okumayı sürdürüyorlar.
Kapatma davası niçin açılmaz?
Dünyanın hiçbir yerinde ülkenin bağımsızlığını, egemenliğini ve anayasasını tanımayan, şiddeti meşru gören, silahla siyaset arasında tercih yapmayan herhangi bir yapıya izin verilmiyor.
HDP'nin ve vekillerinin görevi bellidir. Kim tarafından yönetilip yönlendirildiği de bellidir. Teröre destek vermenin de ötesinde terörün içinde olduklarını da bas bas bağırıyorlar.
HDP'nin görevi manipülasyon, ajitasyon ve tahrikle toplumu birbirine düşürmektir. Onca olan bitenden sonra hâlâ bu siyasi görünümlü bölücü yapı hakkında kapatma davası açılmaması bu güruhu şımartıyor.
Kimse geri dönüp de "Parti kapatmak çözüm değil", "Kapatırsanız dağa çıkarlar", "Kapatma radikallerin işine yarar" demesin.
Yasa tanımayan, silahı siyasete tercih eden, şiddeti kutsayan, terörden medet uman bir partiyi kapatmamanın mantığı yoktur.
HDP'yi kapatmayanlar HDP'yi ve dolaysıyla da PKK'yı meşrulaştırmaya katkı sağlıyorlar.
Terörün değirmenine su taşımakla görevli olan HDP'ye ya kapatma davası açın ya da susun!
