"Kanton" inşaatında son durum!..
Ben diyeyim "pazarlık" siz diyin "karar"; masanın kenarına bile yanaştırılmadık. Yine milletin aklıyla alay ediyorlar... Yandaş medya organlarından tartıştırıyorlar. Vay efendim, neymiş?.. ABD'nin Rusya'ya sunduğu Suriye planına "Başbakan" Ahmet Davutoğlu, ne cevap vermiş miş.. Mesele, Esad'lı geçiş miymiş yoksa Esad'ın gidiş formülü müymüş. Zurnanın son deliği görevi verilenler, sanki kendi fikirleri soruluyormuş gibi iç siyaset oyunları ile milleti aptal yerine koyuyorlar. Bu arada Rusya'nın sıcak müdahalesi ile bölgede dengeler yeniden kuruluyor. ABD, Rusya ile kavga ediyormuş gibi yapıp Türkiye tarafında duruyormuş rolünde. Yarım kalan iş, Rusya'nın desteği ile devam ediyor. PKK/PYD Ayn-el Arap'ta yeni bir kanton daha ilan etti. Tel Abyad da kantonlara dahil edildi. Kapımıza doğru hızla yaklaşan Halep'ten büyük göç dalgası da sıkıntılarımızı iyice büyütecek. Kürt koridorunun kaldığı yerden hızla inşası devam ediyor. İyice köşeye sıkıştırılıyoruz. Türkiye'yi yöneten iktidar ise AB'den gelecek rüşvetin, ABD'den Obama, Rusya'dan Putin'den gelen ve gelecek telefonların peşinde. Yedikleri fırçaları saklayıp seçim öncesi imaj yapma peşindeler. Telefon bağlantıları üzerinden ortaya saldıkları yalan haberlerle, algı operasyonlarıyla seçimi, saltanatlarını kurtarmak için debeleniyorlar.
PKK/PYD, Suriye sınırımızda Kürt koridorunu tamamlarken, iktidar bir yandan, terör örgütleri diğer yandan şantaj ve tehditlerle inim inletilen Türkiye'de son durum ne?.. Hemen bir hatırlatmada bulunacağım. 9 Ekim'de kaleme aldığım "NATO/PKK 1 Kasım'dan sonrasına hazırlanıyor" başlıklı yazımı lütfen tekrar okuyun. PKK'nın "Cizre kantonu" hazırlıklarını hatırladıktan sonra bu yazının devamına dikkat kesilin!..
Bölgedeki üst düzey bir güvenlik kaynağına bölgedeki son durumu sordum. Aynen şu cevabı aldım;
"Silopi özellikle çok zor durumda, mahalledeki hendekler olduğu gibi duruyor, dışarı çıkan polisi vuruyorlar, kimse görüntü vermiyor dışarıda. Keskin nişancılar ve zırhlı araçlar olmadan dışarı çıkmak imkânsız.
Silopi'de teşkilatın 67 zırhlı aracı vardı 27'ye düştü. Zırhlı araç olmazsa operasyon kabiliyeti kalmıyor. Mahallelerdeki durum şu; hendek kazılmış, bombalar konulmuş, özel harekâtın amirleri de 'gidin o hendekleri kapatın' diyorlar. Hendekleri kapatmaya gidildiğinde de bombalar patlıyor ve zayiat veriliyor. Hiç operasyon kabiliyeti olmayan kişilerin kararlarıyla zayiat büyüyor. Vali ile teşkilatın müdürleri ve amirleri arasında ciddi sorunlar yaşanıyor
Şu an Silopi'de zayiat olmaması, hendeklere müdahale edilmemesinden kaynaklanıyor. Terör örgütü mensupları evlere küçük küçük delikler açmışlar, o deliklerden ateş ediyorlar. Kurallar gereği sen de elinde silah olmayan birine terörist olduğunu bilsen de ateş edemiyorsun. Duvarın dibine koymuş roketatarı, sen araçla yanından geçiyorsun sonra arkadan roketatarla seni uçuruyor adam, operasyon kabiliyetimiz kalmıyor."
Devam ediyor kaynağım;
"1 Kasım seçimlerinden sonra, 750 kişilik bir terörist grupla, Cizre ve Silopi özelinde ilçeyi düşürüp orada özerk bir bölge oluşturacakları bilgisi geldi, arazide ve ilçede örgütün hakimiyeti muhakkak. Yeterli zırhlı araç yok, müdahale imkânı bu sebepten dolayı pek mümkün olmuyor. Çözüm süreci sebebiyle çok ciddi donanım sağlamışlar ve ilçelerde konuşlanmışlar, her yere bomba yerleştirmişler, dolayısıyla ciddi bir istihbarat hâkimiyeti ve operasyonel güç ile ancak etkili olunabilir."
Birileri, gerçeklerin söylenmesinden, yazılmasından çok rahatsız olup tepki gösteriyor ama ne yapalım bu da bizim vatan borcumuz. Güvenlik kaynağımızın anlattıklarından son özet;
"Asker, kendisine saldırı olmadığı sürece ilçede hiçbir şeye karışmıyor. Eğer kendisine saldırı olursa, sadece ona karşılık veriyorlar, olaylara müdahale yapmıyorlar... Sadece kendi savunmalarını sağlıyorlar... Cizre ve Silopi'nin yüzde 90 hâkimiyeti, devletin binaları haricinde terör örgütünde. Bu bilgi resmi makamlarca da biliniyor. Çoğu sokağa girilemiyor."
Bu anlatılanlar, aynı zamanda iktidarın, devlet mekanizmasını ne hale getirdiğini gösteren acı bir fotoğraf.
Şu hale bakın!..
"Ankara patlamasının ardından AKP'nin oyu arttı" diyen "Başbakan" Van'da çıkıp "AKP iktidardan inerse, Beyaz Toroslar geri döner" dedi. Bölücü terör örgütlerinin, Ankara düşmanı Brükselci Siyasal İslamcıların, bölücü Kürtçü akımların, bir zamanlar devlet mekanizmasını çökertmek için, devleti "karanlık ve pis bir yapı" olarak göstermek için kullandığı argümanlara yeniden sarıldı Davutoğlu. Eski günlere özlemi depreşti herhalde!..
Davutoğlu, devlet içinde karanlık yapılar arıyorsa Ankara Yenimahalle civarında şöyle bir gezindikten (müsaade edilirse) sonra Osmanlı Ocakları'na bir gitsin. Beyaz Torosların yerini hangi marka araçların aldığını görünce, herhalde küçük dilini yutacaktır!..