Kantarın topuzu kaçtı
Gün geçmiyor ki yabancı bir kuruluş veya bir kişi Türkiye için uyarıda bulunmuyor... ABD’de faaliyet gösteren Freedom House (Özgürlükler evi) çeşitli ülkelerde İnsan Hakları, demokratik özgürlükler ve basın özgürlüğü konusunda araştırma yapıyor ve endeks düzenliyor. 2014 raporunda Türkiye’yi basın özgürlüğü konusunda, kısmen özgür ülkelerden özgür olmayan ülkeler kategorisine düşürdü. Endekse göre, Lübnan, Kuveyt, Endonezya gibi ülkelerde bile basın bizden daha özgür.
İnsan hakları ve demokratik özgürlükler konusunda da daha önce yayınlanan bir diğer 2014 raporunda, Türkiye’nin yarı özgür ülke konumunda olduğunu açıklamıştı.
Ekonomik açıdan da Türkiye sürekli baskı altında tutuluyor. ABD Merkez Bankası FED, Türkiye’yi dünyanın en kırılgan ülkesi ilan etti. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s, kredi notunu düşürmek üzere Türkiye’den on bankayı incelemeye almıştı. Türkiye’nin yatırım derecesini bir basamak aşağı çeken Standard and Poor’s önceki ay, ülke değerlendirmesini, artan siyasi riski gerekçe göstererek, durağandan negatife çevirdi.
Avrupa Birliği’nden sürekli baskı var.. Başbakanın Alman Cumhurbaşkanını haşlaması da işin tuzu biberi oldu. Almanya Başbakanı “Biz de Cumhurbaşkanımız gibi düşünüyoruz” dedi.
Rusya da hapis yatan Rock müzik grubu “Pussy Riot” üyeleri de Rusya’da olduğu gibi Türkiye’de de ifade özgürlüğünün tehdit altında olduğunu söylediler.
3-5 yıl önce Türkiye’nin karşısında olan kimse yoktu. Ne oldu da birdenbire dünya karşımıza geçti.. Orta Doğu ülkeleri, Kuveyt dışında diğer İslam ülkeleri de bizden hoşnut değil.
Dünyaya rağmen kimse uzun yol alamamıştır. Kaldı ki artık global dünyada iç politikada yapılan yanlışlar da dünyadaki diğer insanları ilgilendiriyor. Özellikle insan hakları, demokratik özgürlükler ve basın özgürlüğü, insanların yeme-içme kadar önem verdikleri ve aç kalmaktan daha fazla rahatsız oldukları olaylardır.
Türkiye’nin Orta Doğu politikası, Suriye politikası, basında tartışılan El Kaide gibi örgütlerle ilişkisi dünyayı rahatsız ediyor. Bunun içindir ki her vesile ile Türkiye’nin üstüne geliyorlar. Gelmeye de devam edecekler.
Dünya denge üstüne kuruludur. İnsan sağlığı denge üstünde duruyor. Denge bozulunca hastalık oluyor. Siyaset de denge üstüne kuruludur. Dışarıdan gelen tepkilere baktığımız zaman Başbakanın ve hükümetin bu anlamda dengeyi bozmuş olduğu anlaşılıyor.
Bu dengeyi yeniden kurmak, gelinen bu noktada imkansızdır. Ok yaydan çıkmıştır. Siyasette değişim olacaktır. Ancak alternatif bulmakta herkes hayli zorlanmaktadır.
YSK, 30 Mart yerel seçiminin kesin sonuçları açıkladı. Büyükşehir adayları ve belediye başkan adaylarının parti dışında kendi oyları var. Siyasi partilerin oy oranlarını, 29 ilde Belediye Meclis üyelikleri ve 51 ilde İl Genel Meclisi üyelikleri gösteriyor. Muhalefet aşağıdaki tablonun gereğini yapmadıktan sonra, denge için alternatif yok demektir.