Kaçak çay içmeyin!..
Kafadan başlığa itiraz edebilirsiniz. Üslubu eleştirebilirsiniz... Fakat önce bir sorun, "Neden böyle sert daldın?" diye.. Anlatmaya çalışayım;
Terör örgütlerini yok etmenin tek geçerli yolunun hainleri sadece toprağa gömmek olmadığını çok acı tecrübeler yaşayarak öğrendik. Kahpelerin, finans kaynaklarını kurutmak da en az verilen silahlı mücadele kadar önemli. Para kaynaklarını kurutamazsanız mücadele yalnızca sivrisinekleri öldürme düzeyinde kalıyor. Bataklık üretiyor da üretiyor!..
Kahraman Mehmetçiğimiz, bölücü terör örgütü PKK'ya karşı mücadelesini amansız bir şekilde yürütüyor. En son Çukurca'da mevzi çatışmalarının ardından terör örgütüne verdirilen ağır kayıplarla askerimiz Yüksekova/ Çukurca arasındaki bölgede alan hakimiyetini tekrar ele geçirdi. JÖH'lerimize ne kadar dua etsek azdır.. Göğüs göğüse kadar varan bu çarpışmaların yanı sıra terör bölgesinden uyuşturucu ve kaçak sigara operasyonlarına da sütunlarımızda yer vermeye çalışıyoruz. Kış şartlarında bölgedeki son durumu öğrenmek üzere konuştuğum üst düzey askeri bir yetkilinin önce anlattıklarına sonra da çağrısına kulak vermek en başta biz Türk milliyetçilerine düşen görevdir. Şunları söylüyor kahraman subayımız;
"Uyuşturucu ve kaçak sigaraya düzenlediğimiz başarılı operasyonlarla çok önemli darbeler indiriyoruz bölücü örgütün finans kaynaklarına. Ama bitmiyor!.. Kaçak çay da bu hainlerin en büyük gelir kaynaklarından. İskenderun limanına gemilerle gelen kaçak çaylar oradan kamyonlarla Yüksekova'ya getiriliyor. Paketlenip bir de üstüne sahte bandrol basılarak ithal çaymış gibi piyasaya sürülüyor. Bunu milletimize iyi anlatmamız lazım..."
Sadece millete mi anlatmak lazım?.. Devleti yönetenlerin yapması gerekenler yok mu?.. Mersin Limanı ile birlikte İskenderun Limanı'nı üzerinden dönen rant tezgahları, iktidar destekçisi sözde iş adamları ve Barzani'nin yakınları, "çözüm süreci" nin dokunulmazları ve h‰l‰ dokunulmayanları!..
Yine de biz üstümüze düşeni yapalım. Unutmayalım!.. Demliğinize koyduğunuz bir tutam kaçak çay, siz çay bardağınızı elinize alıp keyifle yudumlarken, o bardak PKK'ya yardım olarak geri dönüyor. Mehmetçiğimizin göğsüne kurşun, birliğine roket oluyor. Bir yerlerimizden bir şey mi eksilir kaçak çayı evimiz sokmayınca?..
***
"Çözüm süreci" !.. Başkanlık senaryoları ile en yüksek perdeden tartışmaya devam ettiğimiz; "teröre yardım ve yataklık"... Cumhurbaşkanlığı görünümlü başkanlığı her derde deva diye sunanlara, projeye ortaklık edenlere ;
* 20 Eylül 2011, R.T. Erdoğan - Dönemin Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı: "PKK ile biz değil devlet görüştü, görüşecek!" (Oslo görüşmeleri ses kayıtlarının 13 Eylül 2011'de internete düşmesinin ardından yapılmıştır)
* 26 Eylül 2011, R.T. Erdoğan - Başbakan: "Biz İmralı olsun, Oslo olsun çok açık, net bu adımları attık. MİT Müsteşarı Emre Taner zamanında başlattık bu görüşmeleri, Hakan Fidan zamanında da sürdürdük."
* Nisan 2012, R.T.Erdoğan - Başbakan: "MİT Müsteşarımızı İmralı'ya gönderen benim, Oslo'ya gönderen benim. O benim sır küpüm."
* 27 Eylül 2012, R.T. Erdoğan - Başbakan: "PKK ile görüşme talimatınıbizzat ben verdim."
* 18 Ekim 2012, R.T. Erdoğan - Başbakan: "PKK ile görüşülmesini ben istedim, sıkıntısı olan bana söylesin. MİT her an her türlü hareketi yapabilir. Mesela yarın İmralı'ya gitmek gerekiyorsa Müsteşarıma gerekeni yap derim."
* 28 Aralık 2012, R.T. Erdoğan - Başbakan: "Ben risk alıyorum, müsteşarım risk alıyor. Ben siyasetçi olarak bu görüşmeyi yapamam, ama onların eli ayağı durumu olan devletteki ajanları, temsilcileri vardır ve bunları yapar."
* 26 Ocak 2013, Sadullah Ergin - Adalet Bakanı: "Öcalan bölgenin reel politiğini sağlıklı değerlendiriyor" (CNN Türk, Eğrisi Doğrusu programı)
* 1 Mart 2013, Galip Ensarioğlu - AKP milletvekili: "Ne PKK'nın, ne devletin çözümden başka şansı yok. Öcalan Türkiye için bir şanstır."
* 28 Haziran 2013, Abdurrahim Boynukalın - AKP milletvekili: "Barışı ne uğruna harcamak istiyorsunuz? En azından Abdullah Öcalan kadar ilkeli olun." (Twitter mesajı)
* 18 Temmuz 2013, Yiğit Bulut - Cumhurbaşkanı Danışmanı: "Abdullah Öcalan, Ortadoğu'da Türkiye'nin önünü açıyor." (A Haber, Deşifre Programı)
* 28 Kasım 2013, Bülent Arınç - Başbakan Yardımcısı: "Sayın Öcalan demeyi, Öcalan posterleri taşımayı ve PKK bayrağı açmayı suç olmaktan biz çıkardık."
* 7 Haziran 2014, Efkan Ala - İçişleri Bakanı: "PKK ile AKP doğrudan görüşüyor."
* 8 Haziran 2014, Yalçın Akdoğan - Başbakan Yardımcısı: "Öcalan'ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var. Mesajlarında sürecin geleceğini düşünen bir hassasiyeti var..."
* 5 Ağustos 2014, Beşir Atalay - Başbakan Yardımcısı: "Öcalan ile direkt diyaloğumuz var"
* 24 Kasım 2014, Bülent Arınç - Başbakan Yardımcısı: "(HDP'ye) Öcalan'ı zor duruma düşürdüğünüzü bilmiyorsunuz. Siz kimin sözcülüğünü yapıyorsunuz da Öcalan'ı itibarsız hale getirmek istiyorsunuz?" (Bakanlar Kurulu sonrası açıklama)
* 10 Ocak 2016, Efkan Ala - İçişleri Bakanı: "Çözüm sürecinde müsamaha gösterdik, örgüt ise bunu istismar etti." (AKP Afyon kampındaki açıklaması)
* 31 Mayıs 2014, Hasan İpek - Şırnak Valisi: "Çözüm sürecini bu aşamaya getiren Başbakanımız Tayyip Erdoğan'ı ve bu konuda ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan'ı takdirle karşılıyorum.
* 9 Ocak 2015, Muhammed Dervişoğlu, MİT eski Müsteşar Yardımcısı, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı: (Öcalan'a) " Siz buradan örgütü yönetiyorsunuz. Buna müsaade ediyoruz. Bir Öcalan imajı adeta yeniden oluştu. Daha önceki değerlendirmelerden çok farklı olarak burada yürütülen çalışmalarla bugün kamuoyu sizi çok farklı değerlendiriyor " ('İmralı Notları' kitabında yayınlanan Öcalan ile görüşme tutanaklarından) "
Aklıyla alay edilen millet olduğumuzdan, aksini ispat için; yukarıdaki tarihli alıntıları, CHP'nin "AKP teröre yardım ve yataklık ediyor" adlı kitapçığından alıntıladım. Daha neler var neler!..