İstiflenen cephane nereye gönderilecekti?

Afyonkarahisar’da Kocatepe eteğinde bulunan askeri mühimmat deposunda meydana gelen ve 25 askerin şehit olduğu patlama, yurdun dört bir köşesine dayanılmaz acılar dağıttı. Onlar yurdun dört bir köşesinden gelmiş, orada buluşmuştu.. Şimdi memleketlerine cenazeleri dönüyor. Aslında Türk Milleti’nin birliğine sosyolojik olarak katkıda bulunan birinci kurum Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. Çünkü orada, Trabzonlusu, Muğlalısı, Edirnelisi, Hakkarilisi, Konyalısı, Erzurumlusu aynı karavanadan yemek yer, aynı koğuşu paylaşır ve yanaşık düzenden silah kullanmaya kadar her türlü eğitimi birlikte alır, terhis olduğunda oradan aldığı kültürü ömür boyu benliğinde taşır..

***

Afyonkarahisar Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Mühimmat Depo Komutanlığı’nda el bombası depolanan bir depoda sayım ve tasnif işlemleri sırasında kaza eseri bir el bombasının patlaması sonucu seri patlamaların olduğunu bildirdi.
Genelkurmay Başkanlığı açıklamnasında, “el bombalarının depolandığı bir cephanelikte yapılan çalışma esnasında, henüz bilinmeyen bir nedenle meydana gelen patlama” denildi.
Olay yerine giden Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ise “Olay terör saldırısı değil. Hindistan, Pakistan’da sıkça yaşanan olaylar gibi bir olaydır. Bir el bombasının yere düşmesi sonucu meydana gelmiş” dedi.
Ne demek Hindistan, Pakistan gibi! Gelişmişlik ölçüsünü mü kastediyor Eroğlu?
Üstelik Hindistan, Pakistan ordularında, Türkiye gibi NATO mevzuatı da uygulanmıyor!

***

Emekli Tuğgeneral Haldun Solmaztürk olayı değerlendirirken “Kaza demek mümkün değildir. Kaza ise bu nasıl kaza. Bir kere patlamanın yaşandığı saat 21.45’de o sayım yapılmaz. Orada daha çok uzman askeri personel bulunur. Uzman personel de bu tür olaylara karşı eğitimlidir. Erlerin bulunması mühimmatın bir yerden bir yere taşınması içindir. O saatte 25 asker orada ne yapıyordu? Şemdinli, Beytüşşebap gibi yerlerde olabilir, sıcak çatışma var mühimmat lazım olabilir ama Afyon’da niye o saatte bu yapılıyor. Oradaki patlamaya PKK saldırısı demek ne kadar mümkün değilse bu bir kaza demek de o kadar mümkün değil” diyor.
Emekli Tümgeneral Erdal Sipahi de sayımın gece yapılmasını ve fünyeler ile el bombalarının birlikte bulundurulmasını eleştirerek, “Ortada harp yok, darp yok gecenin 21. 45’inde cephanelikte tasnif, sayım işlemi ne diye yapılır? Gündüz çuvala mı girdi. Bu tür sayımlar prensip olarak gündüzleri yapılır” dedi.
Emekli Tümgeneral Osman Özbek ise “Sayım niye gece oluyor sorusu akla geliyor. Şöyle sebepleri olabilir. Havalar sıcak olduğu için akşam serin oluyor diye sayım yapabilirler. İkincisi Güneydoğu Anadolu bölgesinde olaylar oldukça ihbarlar gelir. Askeri bölgelerden çalınan mühimmat var diye. Bizim bilemediğimiz ihbarlar gelmiş olabilir. Gelse de gelmese de artık depolarda bir tedbir olarak sayım yapıyorlar. Denetlemeden dolayı bir sıkışma olabilir. Kendiliğinden birliğin iç düzeninde rutin bir sayım olabilir. İhmal olacağını sanmıyorum” diye farklı görüş bildirdi.

***

Bence o gecenin sırrı yaralı askerlerden Hasan Boncuk’un gazetecilere yaptığı açıklamada mevcuttur. Boncuk, “Biz cephane istifliyorduk. Ben de 50 metre ileride namaz kılıyordum. O esnada büyük bir patlama oldu. Arkadaşların nerede olduğunu bilmiyorum, 30’a yakın arkadaşım vardı. Biz cephane istiflerken ters giden bir olay oldu. Sanırım onunla ilgili bir durum” dedi.
Gece saaat 21.45 civarında cephane istifleniyor! Ne için? Hava karardıktan sonra mühimmat depolarında çalışma yapmak ilgili talimatlara uygun mudur? Olağanüstü bir durum vardı ki gece çalışması yapılıyordu. Bu anlaşılıyor. Ve cephane istiflemekte olan bir asker görevini bırakıp 50 metre ileride bir yere neden namaza gönderildi? Garip bir durum değil mi?
Şehitlerden iki assubay ve iki uzman çavuş dışında kalan erlerin orada el bombası sandıklarını taşımak için bulunduğu belli.. Cephaneler nereye gönderilecekti?

Yazarın Diğer Yazıları