İşte cinayet!

Tatilin sırası mı ki Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildiğinin kesinleşmesi üzerine apar topar kendini sahile attı?
Yapacak o kadar iş var, meselâ IŞİD var.. Amma Erdoğan tatilde, çünkü, Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir kademesinde Erdoğan diye biri yok.. Yani tatile çıkmayıp bir şeyler yapsa, bir şeyler imzalasa bu sokaktan birinin bir şey yapması, sokaktan birinin bir şey imzalaması gibi bir şey olacak...
Günlerdir tartışıldığı için sıradan vatandaşlar olarak bizler bile öğrendik...
Erdoğan Cumhurbaşkanı mı?
Hayır!
Çünkü Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı süresi 28 Ağustos’ta doluyor!
Aynı anda iki Cumhurbaşkanı olamayacağına göre Erdoğan Cumhurbaşkanı değil..
Peki, Erdoğan Başbakan mı?
Hayır, değil. Anayasa hukukçularının ortak görüşü “YSK tarafından seçim işleminin kesinleştirilmesi, Anayasa’nın 101 ve 102, Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nun 20. maddesine göre adayın seçilmişlik anının saptanmasıdır. Bunun da sonucu, başbakanlık görevinin sona ermesi, partisiyle ilişkisinin kesilmesidir. Bu tarih de 15 Ağustos’tur” da birleşiyor..
AKP’li hukukçular ise, “Erdoğan’ın istifasına gerek yok” diyorlar, doğru söylüyorlar. Çünkü zaten görevde olmayan birinin istifa etmesi de söz konusu olamaz...
Ve onlar da biliyor, Cumhurbaşkanlığı yeminini ederek göreve başlamasına kadar Erdoğan’ın devletin hiçbir kademesinde görev ve yetkisinin kalmadığını...
Öyle olduğu içindir ki Yüksek Seçim Kurulu, “Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilmiştir” dediği anda, Meclisi tatile soktular.
Oysa, “Torba yasa” diye tutuşuyor, bu yasadaki aksaklıkları ortaya koyan muhalefeti “Meclisi çalıştırmamakla” suçluyorlardı..
Hemen Meclisi tatile soktular, çünkü Başbakan düştü. Başbakan düşünce hükümet de düştü. Hükümet olmayınca Meclis komisyonlarına hükümeti temsil edecek milletvekillerinin atanması da mümkün olamaz hale geldi.
Onun için Erdoğan tatile çıktı, Meclis tatile çıktı. Ne zamana kadar? Erdoğan’ın yemin ederek hukuken Cumhurbaşkanı olacağı güne kadar..
Şu anda Başbakanı, hükümeti olmayan bir Türkiye ile yönetiliyoruz. Kaptansız gemi gibiyiz yani. Cumhurbaşkanı olarak Abdullah Gül tutup bir Başbakan atasa, onu engelleyecek hiçbir hukuk yok. Amma biliyoruz ki Gül, böyle bir karar alsa bu kararı hayata geçirecek hukuka saygılı bir mekanizma da kalmadı...
Buraya kadar olanlar aşağı yukarı herkesin bildiği ve konuştuğu şeyler..
Pek altı çizilmeyen bir şeyi de sizlerle biz paylaşalım, bakalım bu konuda hukukçular ne diyecek?
Erdoğan yemin edip Cumhurbaşkanı olunca, diyelim ki Başbakan olarak Ahmet Davutoğlu’nu atadı. Davutoğlu da Erdoğan’ın gözünün içine bakarak bir iki bakan değiştirdi ve yeni bakanlar atadı...
İyi de, bu yetmez ki...
Bakanlar Kurulu’nun tamamının yeniden atanması, Cumhurbaşkanı’na takdimi, Cumhurbaşkanı’nın yeniden onayı ve bu onayın yeniden Resmi Gazete’de yayımlanması hukuki bir mecburiyet...
Başbakan düşünce hükümet düşüyorsa, bakanların tamamı düşmüş oluyor. Tamamı düşen bir Bakanlar Kurulu için de yukarıda işaret ettiğimiz sürecin işlemesi hukukî bir mecburiyet halini alıyor...
Bu süreç bizim dediğimiz gibi yaşanırsa Erdoğan ve cümle AKP’liler Türkiye’yi 13 gün hükümetsiz bıraktıklarını itiraf etmiş olacak, bu süreci olduğu gibi hayata geçirmezlerse hükümetin bir bölümünün hiçbir hukuki dayanağı olmadan icraatına izin vermiş duruma düşerek yeni bir hukuk cinayetine imza atacaklar...
İşte asıl cinayet bu!
Hukuku bu kadar çiğneyebilen bir yönetimden kendi hayatımız ve vatandaşlık haklarımız için endişe duyarak yaşamak, 2014 yılında bu millete reva mıydı?..

Yazarın Diğer Yazıları