İstanbul'da Maskeli Balo...

Fatma Betül Sayan Kaya'yı gördüm dün ekranda..

Eski Bakan.. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı..

İstanbul Büyükşehir Belediyesi önündeki eylemde, havuz medyasının çok sayıdaki kamerası önünde, canlı yayındaydı..

İBB'de işten çıkarılan bir grubun protestosunu şereflendirmiş (!)

**

E normal tabi.. Ailesinin hemen hemen tüm fertlerini devlete yerleştirmiş bir Fatma hanımın, ne olduğu ayan beyan ortada da olsa, İBB'deki eylemde boy göstermesi gayet normal..

Kardeşi büyükelçi yapılmış, bir başka yakını Bakan yardımcısı yapılmış, bir başka yakını özel kalem müdürü, diğeri danışman.. Allah'tan devletimiz büyük de, Fatma hanımın sülalesine yetecek kadar yer var..

Samimiyetle ve inanarak Ak Parti için çalışan binlerce insan geçim derdi yaşarken, Fatma hanımın bütün sülalesinin ballı maaşlı makamları işgali, camianın kendi sorunu..

Benim sorun gördüğüm noktaysa şu;

Bakın, 31 Mart seçiminden önce, siyasi bir yatırım olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerinde binlerce kişi işe alınmış..

Dikkat buyrun, işe adam alınmamış, adama iş bulunmuş..

Belediye ihtiyacın ötesinde bir personel alımıyla, siyasi hesaplarla arpalığa çevrilmiş..

Peki sonra?

Bitmemiş.. Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasının gasp edildiği dönemde, kayyum döneminde de bu alımlar devam etmiş..

Peki şimdi ne oluyor?

İstanbulluların bütçesine yük edilen siyasi hamle, İstanbulluların sırtından alınıyor..

İşten çıkarmalar var evet.. Ama bu kadrolar hiç işe başlamamış kadrolar.. Siyasi hesaplarla milletin sırtına bir yük bindirilmiş, şimdi o yük alınıyor..

Elbette hüzünlü bir durum.. Ancak, bu hüznün hesabı, bugün gereğini yapana değil, sorumsuzca bu tabloya neden olanlara sorulmalı..

**

Vicdansızlık diye sunulan bu uygulamada ciddi bir vicdan eleği var üstelik..

Mesela, iştiraklerden birinde sözü edilen dönemde ihtiyaç fazlası 70 personel alınmış..

Çıkarılmaları gerekiyor.. Ancak iştirakin başındaki isim, içlerinden 22 tanesinin 3 ya da 4 çocuğu olduğunu öğrenince, o 22 kişiyi tutuyor..

"Evet yanlış bir iş yapılmış" diyor, ancak, evdeki o 3-4 çocuk vicdanına dokunuyor..

Binlerce kişiyi vicdansız hesaplarla bu işe alet edenler hiç utanmayıp, bir de bugün işçi yanlısı pozlarındayken, işin vicdani hesabını yapmak, bugünkü yönetime düşüyor..

**

Yazının başında değindin, sülalesini devlete yerleştirmiş eski Bakan Fatma hanım da, kameraların karşısına geçip, başka vicdan öykülerini tekrarlıyor..

Mesela, iki konu özellikle öne çıkarılıyor..

"İstanbul'daki selde 50 kişiyi kurtaran güvenlik görevlisi işten çıkarıldı" deniyor ya, güvenlik kamerası kayıtlarına bakıyorsunuz, böyle bir kahramanlık öyküsü yok.. Diz kapağına kadar suda bir vatandaşı karşı tarafa geçiren biri var.. Hah işte, kahramanlık öyküsü uydurulan arkadaş, o arkadaş..

**

"Engelli çocuğu olan vatandaşı işten çıkardılar" deniyor ya.. Çağırıp soruyorlar o vatandaşa, "Engelli çocuğun olduğunu şahsi bilgilerine neden yazmadın"

Ne diyor biliyor musunuz;

- Kendimi acındırıyor gibi olmak istemedim..

Bu saygı duyulacak bir tercih ve tavırdır..

Ancak, işten çıkarıldıktan sonra da, "Hani engelli çocuğu olanlar çıkarılmayacaktı?" diye sormak da aynı oranda çirkinliktir..

**

Derdim "İşsizliği" savunmak değil, olamaz da..

Ancak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin yeni yönetiminin, önceden hazırlanmış bir siyasi tuzakla yıpratılmaya çalışıldığını görüyorum..

Seçimden önce işe alırken siyasi hesap yapanlar, seçimden sonra bunların yaşanacağını bilerek, aslında ikinci bir hesap daha yapmış, belli..

Nitekim, İstanbul'daki selde, köprü altında hayatını kaybeden vatandaşımızla ilgili mesele de buna bir örnek..

Yoğun yağış başladığı anda bir vidanjörün adeta nöbet tuttuğu o noktada, bu kez vidanjör yok..

Neden?

İşte ben de onu diyorum, neden?

**

Şuraya not edeyim, siz de takip edin, Ekrem bey ve ekibinin yolu "Bürokrasi üzerinden kurulan tuzaklarla dolu"

Meselenin özü şu, seçimden önce kurulan tuzak seçimden sonra işlemeye devam ediyor..

Partizanlıkla atılan adımların bedeli, şimdi o insanlara ödeditiliyor..

Ve devletin hemen tüm makamlarında ailesinden birini yerleştiren eski bir Bakan da, bu gerçeği bildiği halde, gidip İBB önünde eylem yapanların yanında röportajlar veriyor..

Ben size bir şey söyleyeyim mi;

Oraya, siyasi hesaplı kadrolaşmanın mimarı bir partinin, bu yanından en çok nemalanan ismi gitmeyecekti de, ben mi gidecektim Allah aşkına ?

SELAM OLSUN !

Sivas Kongresi'nde;

"Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır.. O satıh, bütün vatandır" diyen milli iradeye selam olsun..

Yazarın Diğer Yazıları