İşsizlikte spekülasyon çocuğu

Yapılan açıklamalardan, ABD’de 23 milyon kişinin işsiz olduğu ve 3 milyon kişinin de işsizlik sigortasından maaş aldığı anlaşılıyor. Bu sene ilk çeyrekte 28 üyeli AB’de işsizlik oranı yüzde 10,9’la tarihi seviyelere çıktı. 17 üyeli Euro Bölgesi’nde ise bu oran yüzde 12,1oldu.
Spekülasyon tuzağına giren Küreselleşmenin getirdiği ve birbirine bağlı iki sorun var. Birisi işsizlik artışı ve diğeri de aynı paralelde yoksullaşma.
Türkiye ise bu süreçten yine en zararlı çıkan ülke oldu. İşsizlik oranında sıçrama yaşadı.1993-1997 yılları ortalama işsizlik oranı yüzde 7.7 iken, bu oran 2001 IMF ve Kemal Derviş programı ile, AKP’nin de bu programa sıkı sıkıya yapışması nedeniyle hızla artmaya başladı ve 2007-2012 arasında ortalama yüzde 11.2 oldu.

Türkiye 2001 programından sonra küreselleşmeye körü körüne uydu. O kadar ki ülke çıkarlarını korumak için gereken Ulusal İktisat Politikalarını suç unsuru gibi görmeye başladı. Sonuçta cari açıkta, dış borçta olduğu gibi, işsizlikte de gelişmekte olan ülkeler arasında en fazla sorun yaşayan ülke durumuna geldi.
Küreselleşmenin istihdam üzerindeki olumsuz etkileri :
* İmalat sanayisinde istihdamın daralması,
* Düşük nitelikli iş gücüne olan talebin gerilemesi,
* Ücret eşitsizliğindeki artışlar şeklinde oldu.
Küreselleşme sürecinde istihdamda kol gücüne dayanan klasik işçi azalmış, buna karşılık teknoloji ağırlıklı ve özellikle bilgi teknolojilerine dayanan istihdam şekli daha yaygınlaşmıştır. Bu hızlı değişme, istihdamda intibaksızlık sorunları yaratmıştır.
Öte yandan, istihdamda küreselleşme ile birlikte üretim artışı, verimlilik artışı getireceği gerekçesi ile özellikle gelişmekte olan ülkelerde, esnek çalışma, yarı zamanlı istihdam, geçici istihdam gibi çalışma koşullarının değişmesi de gizli işsizliğin artmasına neden oldu. Dünyada, özellikle de Türkiye’de gençler arasında işsizlik oranı artı. Bu durum sosyal olayların tırmanmasına neden oldu.
İLO 2012 istihdam raporunda, Küresel işsizlik oranının 2013 yılında yüzde 6,2’ye yükseleceğini, Avrupa’da işsizliğin artacağını, ayrıca birçok ülkede uzun süre işsizliğin iyileşmeyeceğini vurgulamıştır.
Yine raporda, “Küresel finansal krizin çıktığı 2008 yılından sonra istihdam piyasalarında iyileşme tam olarak sağlanamadı. Kriz öncesi durumla karşılaştırıldığında hâlâ 50 milyon kadar istihdam açığı bulunmaktadır. Önümüzdeki yıllarda mevcut istihdam açığını kapatmak ve bu sürede istihdam piyasasına girmesi beklenen 80 milyondan fazla kişiye istihdam sağlamak için küresel ekonominin yeteri kadar hızlı büyümesi mümkün görünmüyor” denildi.
ILO, Küresel istihdam krizinin yeni ve daha yapısal bir döneme girmesini, Küresel krizin ardından istihdam piyasası dengesizliklerinin daha yapısal hale gelmesine bağlıyor.
1988-1989 Küresel krize karşı, ABD ve AB’de alınan parasal önlemler de istihdamın canlanmasına yetmedi. AB’de yaşanan borç krizi ve bu krize karşı birçok üye ülkenin tasarruf önlemleri alması da, istihdamda daralmaya neden oldu.
ILO ,2012 raporu da bu tespiti yapıyor ve “İzlenen politikada değişiklik olmadığı sürece Avrupa’da istihdam piyasasının 2016 yılı sonuna kadar bastırılmış kalmaya devam edecek ve ekonomik büyümenin daha fazla yavaşlayabilecektir” deniliyor.
ILO raporunda çözüm olarak, gelişmekte olan ülkelerde yoksulluğu ve gelir eşitsizliğini azaltmak için sosyal koruma programları yapılması kamu yatırımlarına önem verilmesi, gelişmiş ülkelerde ise özellikle gençler olmak üzere işsiz kişilerin yeni iş bulmada eşit destek almasının sağlanılmasına odaklanılması gerektiği ifade ediliyor.

Yazarın Diğer Yazıları