İşsizlik yalama oldu

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekim 2014 işsizlik oranını yüzde 10.4 olarak açıkladı. Bir ay önceki Eylül döneminde de bu oran yüzde 10.5 olmuştu. Gençlerde işsizlik oranı ise yüzde 19.7 oldu.

TÜİK’in ilan ettiği işsiz sayısı 3 milyon 43 bine yükseldi. Yine TÜİK, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar sayısını da 2 milyon 384 bin kişi olarak açıkladı. Yani Ekim ayında fiilen Türkiye’de toplam 5 milyon 427 bin kişinin işsiz olduğu anlaşıldı.
İş aramayıp çalışmaya hazır olan işsizler, iş gücüne katılmıyor. Bunları iş gücüne katar ve fiilen işsiz olan 5 milyon 427 bin işsiz sayısını oranlarsak, Türkiye’de ‘Fiili İşsizlik Oranı’ Ekim 2014’te yüzde 17.2 olarak çıkmaktadır.
Eğer Türkiye’de bir istihdam politikası olacaksa, her şeyden önce tespiti, yani işsiz sayısını doğru yapmak gerekir.
Türkiye’de hane halkı iş gücü anketi, Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından belirlenen norm ve standartlara uygun yapılıyor. Ne var ki söz gelimi iş aramaktan usandığı için iş aramaktan vaz geçenleri, bu örgüt nereye koyuyor? Yakınları vasıtasıyla el altından iş arayanları nereye koyuyor? Bu nedenle; eğer çözüm üstünde çalışacaksak, biz yine bu standartlar yanında kendi sosyal yapımıza göre de yukarıda yaptığım gibi bize özgü işsizlik oranını hesaplamalıyız.
İşsizlik açıklamasında dikkat çeken bir diğer husus, kadın çalışan oranlarıdır.
Ekim 2014’te kadınlarda işsizlik oranı yüzde 13.3 oldu. Türkiye’de toplam istihdam 26 milyon 138 bin kişidir. Bunun 7 milyon 758 bini kadın çalışandır. Kadın çalışanların oranı ortalama yüzde 29.7’dir.
Üstelik ekonomik faaliyetlere göre, sanayide kadın çalışan oranı yüzde 16.3 ve inşaatta yüzde 1’dir. Tarımda ise yüzde 32.5’tir. Ancak tarımda çalışan kadın nüfusun üçte biri ücretsiz aile işçisidir. Bunlar kadın çalışan sayısını suni olarak artırıyor. Kadın çalışan sayısını en doğru, sanayide çalışanlar sayısı ve oranı veriyor.
Aslında Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) İş Hayatında ve Yönetimde Kadın Raporu, Türkiye’de kadının çalışma hayatında yeterince yer bulamadığını öne sürüyor.
Kadın istihdamı, hazırlanmakta olan doğum teşvikleri ile daha da düşecektir. Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan taslağa göre kadınlar, ilk çocukta 2 ay, ikinci çocukta 4 ay, üçüncü çocukta 6 ay boyunca yarım gün çalışıp tam maaş alabilecek. Hâlihazırda 16 hafta olan doğum izni ise 24 haftaya çıkıyor. Ayrıca doğum sonrası çocuk teşviki için parasal destek de veriliyor.
Bu uygulama, kadın sosyal hakları açısından savunulabilir ve fakat uzun dönemde kadın çalışanların sayısını azaltır.
Bir önemli sorun da gençlerde işsizlik oranının daha yüksek olmasıdır. Bu oran hep yüzde 20’ler dolayında çıkmaktadır. Gençlerin istihdamı ile ilgili Avrupa Birliği projeleri var. Türkiye’nin ise derli toplu bir politikası yoktur. Gerçekte gençlerde işsizlik, onları yanlış ideolojilerin hedefi yapabilir. Anarşi ve terörün kucağına itebilir.
Siyasi iktidar ,Avrupa’da da işsizlik oranının yüksek olmasını mazeret olarak gösteremez. Aksi halde özrü kabahatinden yüksek olur.
2013 yılında dünyada işsizlik oranı ortalama yüzde 6 oldu. ABD’de bugün yüzde 7’dir.
Sonuç olarak işsizlik, üstü örtülerek veya vatandaşa üç beş kuruş dağıtılarak çözülecek bir sorun değildir. Toplumun ve ülkenin geleceğini belirleyen önemli bir sorundur. Siyasi iktidarların da öncelikli ve ciddi sorunu olmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları