İşsizlik ve yoksulluk oy tuzağı oldu
Geçen hafta açıklanan işsizlik oranı dolayısıyla, ikinci defa yazıyorum. Borsanın düşmesi doların artması halinde kıyametler koparan medya, işsizlik oranları arttığında, bunu kısa bir haber olarak veriyor. Gerçekte ise ekonomi, üretim, istihdam ve bölüşüm demektir. Üretim yapamayan bir ekonomi istihdam da yaratamaz. İşsizlik artarsa, gelir dağılımı bozulur.
Hükümet zaman zaman, acil önlem diyor, paket diyor, günübirlik önlemler açıklıyor. Ancak bunlar, hiçbir zaman üretim ve yatırımların, istihdamın önündeki yapısal sorunları çözecek güçte olmuyor. Bunun içindir ki işsizlik artıyor. En son açıklanan fiili işsiz sayısı 5.4 milyondur.
Aşağıdaki tabloda, filli işsiz sayısı ve fiili işsizlik oranı hesaplanmıştır.
Türkiye eğer işsize iş yaratmak istiyorsa, fiilen işsiz sayısının 5 milyon 400 bin kişi olduğunu bilmeliyiz. Eğer bu işsizlerin bir kısmını aramadıkları için işsiz saymazsak, yanlış tespit ve teşhis koymuş oluruz Çözümü de aynı şekilde yanlış yaparız.
Geçmişteki büyüme oranları ile işsizlik oranlarına bakarsak, ikisi arasında çok yakın bir ilişki olmadığını görürüz. Özellikle inşaat sektöründeki hareketlilik daha yüksek işsizliği önlemiştir. Tarım sektörü de bir kısım işsizi absorbe etmiştir. Sanayi sektörü tarım sektörünün 5 katı katma değer yaratmasına rağmen tarımda çalışanların sayısı 5.4 milyon, sanayide çalışanların sayısı ise 5.3 milyondur.
Ancak son yıllarda büyümenin iyice düşmesi, doğal olarak işsizliğin artmasına yol açmış ve son olarak fiili işsizlik oranı yüzde 17.2 olmuştur.
2002 yılında yüzde 11 olan filli işsizliğin bu kadar hızlı artmasına, büyümenin düşmesi, kırılganlığın artması nedeniyle yatırımların azalması, imalat sanayisinde kapasite kullanım oranının düşmesi ve son ayda kayıt dışı istihdamın artması neden olmuştur.
Türkiye kendi işsizine iş bulmazken, Suriye’den gelen milyonları beslemeye çalışmaktadır. Bunu vicdan yapanlar önce kendi açlarını doyurmalı ve kendi işsizine iş bulmalıdır.
Bu anlamda bir kötü niyet olduğuna inanıyorum. İşsiz sayısının artması, çalışmayan kadın sayısının artması, siyasi iktidarın oy tuzağı haline gelmiştir. Bütçeden ve bütçe dışı yardım dağıtarak siyasi iktidar bunları kendisine bağlıyor. Bu yardımlar da dönüp işsizliği artırıyor. İş sahibi daha bağımsız düşünerek, başka partiye kayabilir. İşsiz olanlar ise başka parti aynı yardımları yapar mı, diye tereddüt ediyor ve oy tuzağına düşmüş oluyor.
Yapılması gereken; bu yardımlarla devletin yatırım yapması ve ilk işi de yardım alanlara dağıtmasıdır. Ücretlerinden her ay kesinti yaparak, yerine hisse senedi dağıtırsa, uzun dönemde bu yapılmış olan yatırımlar da halkın ortak malı olur.