Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

İsrail, Gazze’den kolay çıkamaz

İsrail’in, Gazze’den Hamas’ın füze attığını, bunun da güvenliğini tehdit ettiğini bahane ederek kendini savunmak amacıyla Gazze’ye başlattığı saldırıları devam etmektedir.
İsrail bu saldırılarda Hamas militanlarını hedef aldığını söylese de, saldırılarda çok sayıda çocuk, kadın ve militan olmayan sivilin öldüğü görülmektedir. Bugüne kadar 1000 kadar Filistinlinin öldüğü ve 5000’den fazlasının da yaralandığı tespit edilmiştir. Saldırılarda hedef gözetilmediğine, çeşitli bahanelerle hastanelere dahi ağır silahlarla ateş edildiğine şahit olunmaktadır. Hastaların, hatta doktorların öldüğü görülmüştür. Kaçacak yerleri dahi bulunmayan Filistinlilerin evlerine ateş edilmekte, yıkılmakta, insanlar enkaz altında dahi kalmaktadır.
Gazze zaten abluka altına alınmış, dış dünyayla ilişkisi kesilmiş, nüfus yoğunluğu açısından son derece sıkışık, yaşam şartları insanlık dışı olan bir yerdir. Böyle bir yerde insanlık dışı bir vahşet yaşanmakta, maalesef BM başta, uluslararası güçler, bu vahşeti yaşatan İsrail’i haklı görmektedir. Hal böyle olunca da İsrail fütursuzca bu vahşete devam etmektedir.

***

İsrail esasen bölgede Filistin Kurtuluş Örgütü(FKÖ) ve Hamas’ın bulunmasını ve gerçek bir Filistin devletinin kurulmasını kendisi açısından çok tehlikeli bulmaktadır. Filistin Devleti’nin oluşumuna güç katacak olan FKÖ ile Hamas’ın yakınlaşması ve iş birliği içinde hareket etmesini istememekte ve buna tepki göstermektedir. Filistinlilerin bir kısmının Batı Şeria’da, bir kısmının da Gazze’de yaşamasını ve aralarında coğrafi bağ olmamasını kendisine avantaj olarak görmektedir.
Başta ABD olmak üzere, İngiltere, Almanya ve Fransa, bu katliamda hâlâ İsrail’i haklı görebilmektedir. BM dahi barışçıl bir tavır takınıp, bir an önce akan kanı durdurmak yerine, İsrail’i yüreklendirecek bir tutum içinde Hamas’ı kınamaktadır.
Bu durum bölgede bağımsız bir Filistin Devleti kurulması çalışmalarının göstermelik olmaktan ileri gitmediği, bölge güvenliğinin ancak İsrail’in sopasıyla sağlanabileceği zihniyetinin hâkim olduğu anlayışını çağrıştırmaktadır. Ateşkes çağrıları çok cılız kalmakta, ateşkesi sağlamak için acil ve etkin bir faaliyet gözlenmemektedir. Adeta katliama göz yumulmaktadır. Ancak bütün bunlar İsrail’in uygun bir gelecekte uluslararası mahkeme önüne çıkmasını engelleyemeyecektir.

***

Ateşkes görüşmelerinde Mısır, Ürdün, Katar, İsrail ve FKÖ’nün muhatap olarak alınması ve bölgeyle yakın ilgisi olduğunu her fırsatta gösteren Türkiye’nin bu tabloda yer almadığının görülmesi üzüntü vericidir. Bu durum Türkiye’nin bölgede ağırlığının kalmadığının bir göstergesi olarak algılanmaktadır.
Filistin’e bu kadar destek verdiğini meydanlarda haykıran Türkiye’nin, tek bir Filistin devleti kurulması için çaba sarf etmesinin, bu konuda hem FKÖ tarafına hem de Hamas tarafına gerekli telkin ve tavsiyelerde bulunmasının faydalı olacağına inanılmaktadır. Bu arada Gazze’nin dolayısıyla Filistin’in haklı davasına hizmet açısından, bu davaya destek olabilecek İran, Rusya ve diğer ülkelerle iş birliği içinde hareket ederek, İsrail’i haklı görenler karşısında bir mutabakat anlayışı oluşturmasının da doğru bir yaklaşım olacağı değerlendirilmektedir. Türkiye’nin başta Orta Doğu olmak üzere dış politikasını yeniden gözden geçirmesi zamanının geldiği, hatta geçtiği düşünülmektedir.

***

Ateşkes girişimlerinin önümüzdeki günlerde hız kazanacağı beklenmektedir. Ancak Hamas’ın haklı olarak, Gazze’ye olan ambargo kaldırılmadan ve esir olan Filistinliler serbest bırakılmadan bir ateşkese yanaşmayacağı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan İsrail’in de Hamas’ı askeri anlamda çökertmeden geri çekilmeye niyetinin de olmadığı görülmektedir. Bu durumda savaşın devam edeceği, ancak maalesef Gazze’deki masum insanların ölümlerinin de bu kapsamda artacağı kıymetlendirilmektedir.
İsrail’in Gazze saldırısında mümkün olduğu ölçüde askeri birlikleriyle şehir içine girmekten kaçındığı gözlemlenmektedir. Hava Kuvvetleri, helikopterler, topçu ve uzaktan tank atışlarıyla sonuca gitmeye çalışmaktadır. Ancak bu arada çok sayıda masum insanın kanına girmektedir.
İsrail’in önümüzdeki dönemde sonuç almak için şehirlerin içine girdikçe, Hamas’ın pusu, sabotaj, misilleme, hatta intihar saldırısıyla karşılaşması ve bugüne kadar vermediği zayiatı bu safhada verebileceği değerlendirilmektedir. Zaten verdiği zayiat gittikçe de artmaktadır. Hamas’ın daha sonra yapılacak müzakerelerden istediği sonucu alabilmesi için, olası ateşkese kadar direncini artırarak mücadeleye devam edeceği ve bundan sonuç alacağı beklenmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları