İşini kötü yapan insanlar ülkesi!
Adam servis şoförüdür.
Taşıdığı on-on beş çocuktan birini unutuyor araçta!
İzmir'in Çiğli İlçesi'nde araçta emniyet kemeri takılı ve baygın şekilde bulunan Alperen Sakin, hayatını kaybediyor!
Çocuk havasızlıktan ölüyor!
İstanbul'da Ecrin adlı bir başka çocuk yine serviste unutuluyor.
Aynı okulda 3 öğrenci de sınıfta unutuluyor.
Neyse ki, bir başkası orada onun unuttuğu çocukları buluyor!
Ne de olsa burası Türkiye, yani işini birinci sınıf yapmayan insanlar ülkesi!
Bedava yaşıyoruz bedava!
Belki şaka gibi gelir ama birkaç zaman önce dalgın bir adam, acele içinde hareket eder.
Bu yüzden un ile fare zehrini karıştırır.
Dalgınlığından hamur teknesine boca etmiş zehri şöyle bir el ucuyla yavaştan.
Sonuçta kendisi dahil yüz altmış kişiyi kavurmuş mideden.
İşi yaparken de, yaptığını yerken de itina göstermemiştir.
Bir başka adam kafayı sonuna kadar çekiyor, ardından babalar gibi direksiyona geçiyor.
Hani yiğitlik, mertlik var ya serde!
Adam cesaretini gösterecek!
Dalıyor yola çarpıyor bir başka arabaya, parçalıyor adam ve adam gibileri.
Sonuç; beş ölü, üç yaralı!
Şairin dediği gibi "bedava yaşıyoruz bedava!"
Herkes solundan kalkmış!
O sabah sanki herkes solundan kalkmış.
Adamın irisi pikniğe gidiyor, yakıyor mangalı, atıyor izmariti, döküp saçıyor etrafa artıkları sonra dönüp geliyor.
Ardından yanıyor cayır cayır orman.
Üzülmüyor da değil adam.
Kravatlı adam sınıfa giriyor; üzerine dikilmiş onca gözü, yüzü, zihni görmezlikten gelerek girdiği gibi boş çıkıyor.
Herkes sınıfta gözünü dört açarak onu beklerken adam bir başka gün evde uyuya kalıyor.
Doktor olur adam teper çoğu kez insanların sağlığını.
Unutur adam gazlı bezi bir başka adamın karnında.
Burada adamlar kömürden gece, mantardan öğle üzere zehirlenir.
Adam gibi adamları satan adam!
Adamın sağlığı yerinde, adamın karnı tok, adamın iyi de statüsü var.
Elleri eldiveninden, gönlü geceden kara adamın.
Adamın saygınlığına diyecek yok.
Ünü, şanı ve cüssesi yerinde adamın!
Bağırsakları Süveyş Kanalı gibi çalışıyor, iştahı dağı-taşı kıskandıracak kadar yerinde.
Düşüncenin canı cehenneme adam arzularıyla yaşıyor.
Boş ve bön bakışları maruf olan adam, geğirir de arada bir.
El ucuyla dokunur, göz ucuyla bakınır, arada bir de kalem ucuyla yakınır adam.
Her şeye kızar, bağırır, onu, bunu herkesi suçlar.
Atar adam, tutar adam, sırt üstü yatar adam.
Yeri gelince de adam gibi adamları satar adam.
Üç kuruşa davasını satan adam!
Dünyanın varlığı da yokluğu da ırgalamaz adamı.
Üç kuruşa davasını, beş kuruşa Roma'yı yakar adam.
Tepeye yapışık yaşayanlar!
Kafası boş adam tepeye yapışıp kalmıştır.
Yaratılıştan ne aptal, ne de akıllıdır.
Yüzünde hiçbir anlam ifade eden çizgi yoktur.
Koltuğuna yapışık yaşar adam!
Bulunduğu makama hiçbir şey ilave edemez, ayrıldığında ise hiçbir şey eksilmez.
Varlığıyla yokluğu aynıdır adamın!
Yalnızca koltuğu tehdit altına girince kükrer adam!
Anlamadığını anlıyor, inanmadığını inanıyor gibi yutturur adam.
Ey Türk Halkı!
Bil ki ne çekiyorsan işini birinci sınıf -adam gibi- yapmayan insanlardan çekiyorsun.
Görevlere işini iyi yapmayan insanların getirildiği bir yerde felakete uğramak için başka hata yapmaya gerek yoktur.
Birinci sınıf olmayan insanlar siyasetçi ise mensuplarını, doktor ise hastalarını, şoför ise yolcularını, patron ise sermayelerini israf ederler.
Onlar ne işi doğru yaparlar ne de doğru iş yaptırırlar.
Yalnız kendilerini değil başında bulundukları kurumların ve ülkenin zamanını, kaynaklarını, yetenek ve yaratıcı gücünü de heba ederler.