IŞİD niye Türkiye'yi hedef alıyor?
Atatürk Havalimanı saldırısından sonra IŞİD'in, Türkiye'yi neden hedef aldığı sorusu, gündeme getirilmedi. Yapılan tartışma programlarında, haberlerde; havalimanının güvenliği, polislerin kahramanlıkları, ölenlerin hayat hikayeleri üzerinde duruldu.
Öte yanda ise tam yasımızı tutacağız derken Osman Gazi köprüsü şenlik ve kutlamalarla açılınca gündem her zaman olduğu gibi unutulmaya başlandı.
Türkiye'de kamuoyu gerçekten neyi, ne zaman, nasıl tartışacağını bilmiyor. Bilmediği için de ülkeyi yönetenler, iç ve dış politikalarında hesap vermeyi hiç düşünmüyorlar. Liderlerine kutsal bir anlam yükleyerek, dün siyah dediklerine bugün beyaz diyebiliyorlar. İşte bu yüzden de Türkiye hedef olmaya devam ediyor.
IŞİD'in Türkiye'yi hedef alması Suriye'deki gelişmelerle yakından alakalı. Davutoğlu'nun çizdiği dış politika bölgede etkili ve kader belirleyici olan bir Türkiye'ydi… Oyunun figüranı değil, aktörü olacak, Ortadoğu'ya şekil verilecekti. Ancak unuttukları en önemli konu, I.Körfez müdahalesinden beri Ortadoğu'da fiilen bulunan Amerika'ydı… Sonrasında İngiltere ve Rusya…
Bunların hiçbirisi hesaba katılmadan, Suriye'de Esad'ın devrilip yerine Türkiye ile yakın ilişkileri olan sünni bir yönetimin başa getirileceği sanıldı. Planların hiçbiri tutmadığı gibi, dış politikada bu denli büyük hamleler yapıldığında iç güvenliğe yönelecek tehditler de hesaba katılmadı.
Dış politikada dünyanın en etkili ülkeleri olan ABD, İngiltere, İsrail ve Rusya'nın iç güvenlikleri, istihbaratları en üst düzeydedir. Dikkat edilirse dünyanın en etkili istihbarat örgütlenmeleri de bu ülkelere aittir, CIA, MOSSAD, IM5 ve KGB…
Ancak Ortadoğu'da aktör olmak için her konuya atılan Türkiye'de durum ne yazık ki öyle değildir. Çözüm sürecinde ve son 2 yılda meydana gelen terör olaylarında bine yakın insanımızı kaybediyorsak orada iç güvenliğin ve istihbaratın güçlü ve etkili olduğundan bahsedemezsiniz.
Türkiye, Davutoğlu sonrası dönemde dış politikada tam aksi hamleler yaparak, eski yöntemlere geri dönmeye başladı. Bunu bizzat Erdoğan sürdürüyor. Ancak geçmişin hataları fena halde Türkiye'yi hedef ülke haline getiriyor.
IŞİD'in Suriye'deki ilerleyişini durdurmak için İncirlik Üssü'nün koalisyon güçlerinin kullanımına açılmasıyla, IŞİD Türkiye'yi doğrudan hedef almaya başladı. Çözüm sürecinde Suriye'de PYD'nin desteklenmesi de IŞİD'in Türkiye'yi ikinci kez hedef almasına yol açtı. Suruç ve Ankara Garı saldırılarının arkasındaki mesajlar da buydu.
Havalimanı Saldırısının Arkasında Membic Var!
Türk kamuoyunun tartışmadığı, siyasilerin üzerinde pek durmadıkları en önemli gelişme ise Membic'te yaşanıyor. IŞİD'in kalbi bilinen Rakka'nın Kürtlere teslim edilmesi için büyük bir operasyon başlatıldı. Rakka'yı ele geçirebilmek için de öncelik, stratejik önemi olan Membic'in alınması gerekiyor.
Operasyona; ABD öncülüğünde, PYD'nin silahlı gücü olan HPG ve Türkiye de katılıyor. HPG karadan, ABD havadan, Türkiye ise topçu ateşiyle sınırdan bu operasyona dahil olmuş durumda. ABD, Türk kamuoyu eleştirmesin diye PYD-HPG yerine operasyonu yapanlara Suriye Demokratik Güçleri (SGD) adını verdi. Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı'ndan yapılan son açıklamaya göre SGD Membic'e girmeye başlamış durumda. Bundan sonraki hedefin Rakka olması bekleniyor ki, IŞİD'in bölgeyi HPG'ye teslim etmeye hiç niyeti yok.
IŞİD de bu durumda ABD'yi hedef alamıyor, karşısına güçlü bir CIA çıkıyor. Kürtlerle zaten bölgesel bir çatışma halinde, geriye kolay lokma olarak Türkiye kalıyor.
Sonuç olarak havalimanının giriş çıkışlarını tartışmak yerine, ülkenin giriş-çıkış noktalarına bakmak, dış politikayı denetlemek çok daha mantıklı olacak. Özellikle dış politikada ve iç güvenlikte birilerinin hesap vermesi gerekiyor. Yok yere ölmeyi hiç kimse hak etmiyor!