Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Halil Kağan ÖYKEN
Halil Kağan ÖYKEN
Çalışma Gündemi

İşçinin istifa etmesi, işverenin iznine bağlı olabilir mi?

İş sözleşmesinin işçi tarafından istifa yoluyla sona erdirilmesi yolu işçiler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Özellikle hizmet sektöründe işe giriş ve çıkış sayılarının diğer sektörlerden fazla olduğunu görüyoruz. Bu durumda işletmeler, hizmet sürekliliğini sağlamakta ve iş verimliliğini korumakta zorlanmaktadırlar. İş gücünde bir anda yaşanan boşluk, mal ve hizmet akışında aksaklıklara yol açmaktadır. Bu da işverenlerin yakınmalarına yol açmaktadır. Son günlerde gündeme taşınan işverenin onayı olmadan, işçi istifa edemesin ya da ederse belli bir süre çalışamasın önerisi sorunu çözebilir mi?

Elbette işletme, iş gücünde yaşanabilecek potansiyel boşluktan endişelenmekte haklı. Ancak bunun çözümü işçi istifasının işverenin onayına bağlı olması, onay vermemesi durumunda da başka bir işte çalışamaması vb. önlemler olması beraberinde birçok sorunu getirecektir. Öncelikle istifa eden işçi; iş güvencesi hü­kümlerinden yararlanma hakkını, kıdem ve ihbar tazminat­larını zaten geride bırakmaktadır. Diğer bir ifade ile işten çıkışını kendi istifası ile yapmasının bedellerini ödemektedir. Bunların yanı sıra çoğu zaman alacaklarını da alamadan işten ayrılmaktadır. Mahkemeler, kıdem, ihbar tazminatları, yıllık izin ücreti, ücret ve fazla mesai alacakları davalarından geçilmemektedir.

Zorla güzellik olmaz. İşçiler neden iş değiştirmektedir?

Sorunun çözümünü, sorunun nedenlerini irdelemeden yapabilmek olanaksızdır. Diğer türlü getirilecek çözümler belki sorunu; sizin için avantajlı bir konuma taşıyabilir ancak ortadan kaldırmayacağı gibi derinleştirebilir de. Bu nedenle sıklıkla iş değişikliği ile muhatap olan işletmelerin aşağıdaki hususları gözden geçirmeleri faydalı olacaktır.

*Ücretlerin düşük olması, iş değişikliğinde ilk başta gelen neden olarak karşımıza çıkmaktadır. Asgari ücretin esas ücret yerine geçmesi çalışanları az da olsa daha yüksek maaşlı işlere çekmektedir. Bu noktada verilen ücretin; işçinin geçimini sağlamakta yeterli gelmemesi önemli rol oynamaktadır. İşçi emeğini verirken diğer yandan ulaşım yardımı, yemek yardımı ve benzeri katkıları da gözetmektedir. Ayrıca nitelikli iş gücünü bünyenizde taşıyabilmeniz ve katma değeri yüksek mal ve hizmet üretmeniz ile işçilik maliyetleriniz arasında ister istemez doğru orantı olacaktır.

*Bir başka neden olarak; çalışma ilişkileri içinde rastladığımız aşırı davranışlar öne çıkmaktadır. Örneğin iş yerinde baskı görülmesi, yönetici pozisyonundaki personelin aşırı otoriter tutumu, yapılan işten dolayı hissedilen stresin yüksekliği, çalışanlar arasında zorbalık ve benzeri tutumlar işçiyi iş yerinden ayrılmaya iten unsurların başında gelmektedir. Bu tip nedenleri incelediğimizde; çoğu zaman iş yerinde iş yükü dağılımının yapılamadığı, iş organizasyonu sorunlarının yaşandığını, görev tanımlarının net olmadığı ve çalışan ile yönetici arasında iletişim sorunları yaşandığını tespit ediyoruz.

Görülmektedir ki; iş değişikliği nedenlerinin birçoğu menfaatler dengesi içinde işverenin ortadan kaldırabileceği ya da iyileştirebileceği konular etrafında toplanmaktadır. Söz konusu iyileştirmeleri yapmadan işçiyi iş yerinde çalışmaya zorlamanın sonuçları, istenilen yararın ötesine geçebilecektir. İşçinin istifası hâlihazırda kendisi için dezavantajlı sonuçlar doğururken buna yenilerini eklemek çalışma ilişkilerine zarar verecektir. Şayet böyle bir uygulama hayata geçer ise; hukuki zorlukların yanında, iş verimliliğinde düşüş, çalışma ortamında huzursuzluk, iş isteksizliği doğacaktır. Diğer yandan çalışanlar her halükarda işten ayrılacak ve kayıt dışı çalışmaya yöneleceklerdir.

////////////////////////

BİR SORU - BİR YANIT

+++

Almanya’nın çifte vatandaşlık düzenlemesi üzerine yeniden Türk vatandaşlığına başvuru yapmayı düşünüyorum. Çifte vatandaşlık alırsam, yurt dışı borçlanması yaparak Türkiye’den emekli olmam önünde engel var mı?

Türkiye’den emeklilik koşullarınızı belirleyen ilk defa sigortalı olduğunuz tarihte geçerli bulunan yasal düzenlemelere göre tespit edilecek emeklilik koşullarını sağlayıp sağlamamanızdır. Genel olarak bu koşullar; belli bir prim ödeme gün sayısına ulaşmanız, sigortalılık süreniz ve belli bir yaşı doldurmuş olmanız hâlinde emekliliğe başvurabilmektir. Diğer yandan Türkiye - Almanya arasındaki sözleşmelerde de çifte vatandaş olanlar için emeklilikte bir özel düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla çifte vatandaş olmanız Türkiye’den emekliliğinize engel olmayacaktır. Eksik günleriniz için; Türkiye’de fiilen sigortalı olup bildirim sağlama, askerlik, doğum veya yurt dışı borçlanmaları yolları tercih edilebilir.

Sorularınız için e-posta adresi: hkaganoyken@gmail.com

Yazarın Diğer Yazıları