Irak filminin ikinci bölümü daha dehşet...
Suriye’de bir şeyler oluyor. Parasını verdiğimiz Patriot füzeleri geldi. Parası bizden, ama kumandası NATO’da olacakmış. Bizi, Suriye’nin saldırılarından(!) koruyacakmış. Füzelere Malatya’da yer aranıyor. Aynen NATO’nun emrine verilen, Malatya Kürecik radar üssü gibi.
Resmi gerekçeler böyle. İyi de, güvenliğimizi Suriye tehdit etmiyor ki. Ayrıca Allah’a şükür buna da ihtiyacımız yok.
Herkes biliyor ve yazıyor ki, bu ciddi tahkimat, İsrail’i korumak; egemen güçlerin bölgede nüfuz hakimiyetini tesis etmek içindir. Suriye meselesinin de buradan kaynaklandığı anlaşılıyor.
***
Bu filmin Irak’taki birinci bölümünün özeti şöyle: Savaşta Irak’tan sonra en çok zararı gören biz olduk. Himaye altında cinayet işleyen kanlı PKK’nın, bugün tepemize çıkmasının hikayesi buradadır.
Hatırlayalım. ABD’nin şımarttığı zalim Saddam rejimi İran’la 8 yıl savaştırıldıktan sonra, bir kışkırtma ile Kuveyt’i işgal etmişti. 1991’de ABD-İngiliz koalisyon güçleri, BM Güvenlik Konseyi kararı ile bu işgali kısa zamanda kaldırmış ve görev tamamlanınca geri çekilmişti. O tarihte Cumhurbaşkanı olan Özal, işbaşındaki yetkili olan Akbulut hükümetine haber vermeden, TSK’nın kuzeyden Irak’a girmesi için Genelkurmay Başkanına emir vermişti. Hiçbir hazırlığın olmadığı bir sırada, yasalara da aykırı olan bu emri kabul etmeyen Orgeneral Torumtay istifa etmişti de, ülkemiz bu maceradan kurtulmuştu.
O tarihteki ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Başbakan Akbulut’u ziyaretinde “Kuzeyden Irak’a girmek istiyorsunuz. Siz bilirsiniz ama Saddam devrilirse İran’ın önü açılır, bölge kaosa sürüklenir. Biz isteseydik Bağdat’a gider Saddam’ı indirirdik” der...
Bunun üzerine kendisini “tek tabanca” gibi gören Özal, ABD-İngiliz planı “Çekiç gücü” devreye soktu. Çekiç Güç; Temmuz 1991’de, Kuzey Irak’tan Türkiye’ye iltica eden mültecilere koruma kalkanı oluşturmak üzere Amerikan, İngiliz ve Fransız birliklerinden oluşuyordu. İncirlik ve Pirinçlik’e konuşlanmış 77 uçak ve helikopteri ile 1862 kişilik personeli vardı.
Güvenli bölge 36. paralelin kuzeyi yalanıyla tarif edildi; aslında Talabani ve Barzani aşiretlerini kapsıyordu. Bu durum 2003’te Irak’ın işgaline kadar devam etti. Bu 12 yıllık dönemde, bağımsız bir devletin alt yapısı tamamlandı. İşgalciler ve bizimkiler, “Burada ayrı bir devlet kurulmayacak. Irak’ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğü korunacak” diye milletimizi uyutmuşlardı.
Bu bölümün sonu:
* İşgalle beraber; Irak çökertilip bölünmüş, enerji kaynaklarına el konulmuş, bir milyondan fazla insan öldürülmüş,
* Emperyal güçleri Irak’a davet edenler tasfiye edilmiş,
* Sahipsiz bırakılan Türkmenler katledilerek sindirilmiş ve Türkiye’nin desteğiyle kurulan Barzani Yönetimi’nin azınlığı yapılmış,
* Burada ülkemizi bölmek isteyen PKK terör örgütüne, “güvenli bir üs verilmiş” ve binlerce insanımızın kanına girmesi, tavizlerle azgınlaşan ve legalleşen PKK’nın tepemize çıkması sağlanmış,
* “Büyük Kürdistan” rüyaları gören, her fırsatta Türkiye’yi tehditten çekinmeyen, AKP Kongresi’nin “şeref konuğu” olan Barzani Kukla Yönetimi 2. İsrail yapılmıştır.
***
Filmin ikinci bölümü:
Irak ve Afganistan’da ağzı yanan emperyalistler doğrudan işgal yerine, Büyük Orta Doğu Projesi’nin özü olan, ülkedeki “iç dinamikleri tahrik” ederek çatıştırmak ve “taşeron” bir ülkeyi öne sürerek parçalama siyasetini benimsemiştir.
Buna göre Suriye’de 1.5 yıldır iç çatışma yaşanıyor. Ölenler 40 bini bulmuş. İsyancıların en hararetli destekçisi Türkiye görünüyor. Ülkemize “125 bin sığınmacı” gelmiş. Bunların içinde silahlı olanlar var.
İkinci bölüm şöyle devam ediyor:
* Suriye’nin kuzeyinde “güvenli bölge” hazırlığı başladı. Zaten Davutoğlu önceden muhaliflere “tampon bölge” oluşturma sözü vermiş.
* Irak gibi Suriye de önce fiilen, sonra resmen üç parçaya, kuzeyde Kürt, doğu ve ortada Sünni Arap ve batıda Nusayri federe devletine ayrılacakmış.
* İsrail’in güvenliği için iyi bir durum.
* Bu, Erbil’den Akdeniz’e uzanan bir Kürt devleti ortaya çıkacak demektir.
* Böyle bir gelişme, “Türkiye’nin parçalanmasını” hızlandıracaktır. Bu ise bütün bölgeyi kaosa sürükleyecektir.
* Devrede yeni aktörler var; İran, Rusya, Çin ve Irak. Suriye’nin bütünlüğü yolunda her şeyi göze almış görünüyorlar.
* İktidar, “Türksüz anayasa” ile “egemenliği milletimizin elinden almakla” meşgul.
Film devam ediyor...