İnanmışlar Ordusu Ankara'da Buluşuyor
Milliyetçi Hareket Partisi'nde bugün kurultay günü… Türkiye'nin dört bir yanından Ankara'ya akın akın gelen delegeler ve partililer birçok oteli kapatmış durumda…
Uzun, stresli ve gergin geçen süreç, ramazan ayına denk gelen tarihi kurultay ile büyük bir mesafe kat etti, adeta taçlandı.
Yola ilk çıkıldığında birçok kişi "başaramazsınız, uğraşmayın, ne değişecek, müsaade etmezler, sana mı kaldı ülkeyi kurtarmak" gibi sözler sarf etmişlerdi. Çok geçmeden o kişiler de değişimci olup, haklarını aramaya başladılar. Gönüllülük esasıyla büyüyen coşkunun Anadolu'nun birçok noktasına yansıdığını gördük.
MHP tarihinde, değişim ve gelişim isteyen en büyük ve en tutkulu hareket doğdu.
Çünkü MHP'de lider tartışılmaz, sorgulanmaz, eleştirilmez, söz verilmeden konuşulmazdı. Adeta bir "tanrı kut" anlayışıyla yönetilen MHP vardı. Oysa onun bir insan olduğu unutulmuştu…
Yapılan her sorunlu hamle, her başarısızlık; hiçbir özeleştiri yapılmadan, nasıl daha iyiye gideriz diyenlere tüm kapılar kapatılarak geçiştirildi.
Türk siyasetinde 1997'den bugüne çok şey değişti… Geçmişi sorunlu, rejimle kavgalı isimler yeni parti kurup yüzde 32'lik bir oyla yüzde 100'ü temsil etmeye başladılar. Biten terör yeniden arttı, etnik ırkçılar her yeri sararken en büyük tepkiyi vermesi gereken MHP grup toplantılarıyla sınırlı bir süreç izledi.
Basınla diyalog geliştirilmedi… İktidar sadece söylemsel bir hedef olarak bırakıldı, altyapısı hazırlanmadı. Gülen cemaatinin MHP'yi hedef almasına (Ülkü Ocaklarına yapılan haksız polis operasyonları) "F tipi yapılanma" sözü dışında tepki gösterilmedi.
Çözüm süreci öncesinde "aman sesleri çıkmasın" diye orduyu tasfiye edenler, Ülkücüleri de bu şekilde pasifleştirmeye çalıştı.
Çözüm sürecinde, tarihinde en yüksek oyu alma potansiyeli olan MHP burada da başarısız oldu. Çözüm diye PKK'ya göz yumup, şehirlere bombaları yerleştirenlere göz yumanlar bir anda çözüm karşıtı olup, milliyetçi kesildiler, MHP'nin oylarını aldılar. Halbuki söylemlerinde satır satır haklı çıkan bir MHP gerçeği vardı.
Üniversitelerde milliyetçi öğrencilerin hayatları ellerinden alınıp, eğitim hakları gasp edilirken doğru düzgün bir basın açıklaması dahi yapılmadı. Tüm bunlar bir kenara bırakılıp, geriye çekilip "biz yeni nesil yetiştireceğiz" fikri de öne çıkarılmadı. Gençlere yönelik söylemler sadece "2023'te bu ülkeyi siz yöneteceksiniz oldu." Düşünce güzeldi ancak altı doldurulamayınca AKP üzerine kondu, kendi sloganı haline getirdi.
Ekonomiyle ilgili MHP'nin ne düşündüğü hiçbir zaman tam olarak bilinemedi.
Medyaya yapılması beklenen yatırımlar gerçekleşmedi, yapılanlar da son derece amatörce yönetildi.
Daha yüzlerce madde ve örnek olay…
***
Her şey bir yana, kendi insanına bu denli uzak ve soğuk olan bir yapının daha fazla devam edebilme şansı hiçbir siyasi gelenekte bulunmuyor. 1 Kasım seçimleri sonrasında yapıcı, mantıklı hamle yapılmadığı gibi, insanların yasal hakları bile dikkate alınmadı.
Yazıyı yazdığım dakikalarda Bahçeli'den yeni bir açıklama geldi. Özetle "Ankara sınırları dışında yapıldığı için kurultay yok hükmündedir" deniliyor.
İş artık km ile mesafe ölçmeye kadar düşmüş durumda. Ülkücülerin düşüncesini, fikrini, hamlesini, demokratik hakkını keşke bu kadar küçümsemeseydiniz Sayın Bahçeli…
Çünkü bu insanlar size hiçbir zaman saygısızlık etmedi, hiçbir zaman haddini aşmadı!
Tek istedikleri MHP'nin daha güçlü bir şekilde Türk siyasetinin içinde yer almasıydı…
İnandılar, kendini bu yola adadılar ve artık kararlılar.
Önce MHP değişecek, sonra Türkiye değişecek!
19 Haziran kurultayı tarihidir, hayırlar getirsin.