İlân edilmemiş bir son
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, 'ilân edilmemiş bir son' yaşıyor aslında… Bu sisteme geçilmesi için propaganda kullanılan hiçbir hedef tutmadı, tutacak gibi de görünmüyor…
Hatırlarsanız, bize ABD ve Güney Kore örnekleri anlatıldı hep… Bir anda nasıl bir kalkınma hamlesinin başlayacağı, dövizin dizginleneceği, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girileceği, kararların hızla alınıp vakit kaybedilmeyeceği, 150-200 yıllık İngiliz oyununun bitirileceği, küresel liderliğe ulaşılacağı propaganda edildi…
'İlân edilmemiş bir son', çünkü sistemin arkasındaki halk desteği giderek çekiliyor… Area Araştırma'nın son kamuoyu yoklamasında bu geri çekiliş bütün çıplaklığıyla görünüyor…
"Türkiye'nin yönetim sistemiyle ilgili bir referandum yapılsa oy verme tercihiniz ne olurdu?" sorusuna deneklerin yüzde 37.1'i 'Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi' cevabı verirken, 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' cevabı verenlerin oranı ise yüzde 50.4… Kararsız ve sandığa gitmeme eğilimli seçmen oranı ise yüzde 12.5…
Dağılımı geçerli oylar üzerinden yaptığımızda ise şu sonuçlar ortaya çıkıyor: 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi' yüzde 42.4… 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem' yüzde 57.4…
***
Bu sisteme geçmemizi sağlayan 16 Nisan 2017 referandumunda ise oranlar şu şekildeydi: Evet: Yüzde 51.4… Hayır: Yüzde 48.6…
Sistemi destekleyenler açısından 3 buçuk yılda 9 puanlık bir gerileme var… Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse, 'Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne 'evet' diyen her 10 vatandaştan 2'si pişman durumda…
Bu hızlı gerilemenin arkasında en önemli faktörlerden birisi hiç şüphe yok ki ekonomideki ağır sıkıntılar…
Hükûmetin 'dış politika', 'terörle mücadele' ve 'ekonomi politikası' halka sorulduğunda en düşük puanı 'ekonomi politikası' alıyor… Toplam seçmenin sadece yüzde 27'si hükûmeti ekonomi alanında 'başarılı' bulurken, yüzde 68.3'ü 'başarısız' olarak niteliyor…
Hükûmet açısından daha da düşündürücü olan ise ekonomi politikasını 'başarısız' bulanların partiler arası dağılımı… Çünkü AKP'ye oy verenlerin de yüzde 29.8'i hükûmeti bu alanda başarısız bulurken, yüzde 7.1'i fikir belirtmiyor… Yani AKP'ye oy veren her 3 seçmenden birisi gidişattan memnun değil…
Sıkıntının bir diğer boyutu da Cumhur İttifakı'nı diğer ortağı MHP seçmeninde görülüyor… MHP seçmeni içinde hükûmetin ekonomi politikasını 'başarılı' bulanların oranı yüzde 35'te kalırken, 'başarısız' bulanların oranı yüzde 63.8'e tırmanmış durumda…
***
Muhalefet parti seçmenlerdeki oran tabii olarak yüzde 90'ların üzerinde seyrederken, dikkat çeken bir oran da 'kararsızlar'da görünüyor…
Kime oy vereceği konusunda 'kararsız' kalan veya öyle ifade etmek durumunda kalan seçmenin sadece yüzde 13.8'i hükûmetin ekonomi politikasını onaylarken, yüzde 78.9'u onaylamayacak kadar kararlı…
Kararsızların bu duruşu aslında başka bir gerçeğe ışık tutuyor… O da şudur: Anketlerde 'kararsız' çıkan kitlenin oyları, 'geçerli oylar' tablosu oluşturulurken, bundan böyle oransal biçimde dağıtılamayacak… Çünkü artık mesele matematik konusu değil, siyasî ve sosyal…
Söz konusu kitle, nereden kopmuş ve neden kararsız hale gelmiş? Bugün neye öfkeli, kime kızgın? Bu faktörler göz önüne alınmadan, sadece oranlara göre 'kararsızlar'ı dağıtmak muhtemelen yanıltıcı olacaktır…
Seçmen davranışlarındaki farklılaşmanın yönü ve 'kararsızlar'ın özellikle ekonomi üzerinden hareketle 'kararsız' hâle gelmesi, sistemin mukadderatı açısından hiç de iyi işaretler vermiyor… 'İlân edilmemiş bir son'dan kastımız bu…