İktidar memurun arkasından nasıl dolandı?
Memur zamlarını belirlemek için toplanan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, 2012 yılı için ilk 6 ayda yüzde 4 ve ikinci 6 ayda ise artı yüzde 4 zam verilmesini kararlaştırdı. Bu zam, 12 ay için aylık ortalama yüzde 6.04 oranında maaş artışı demektir. Ortalama enflasyonun da, yıllık enflasyonun da altındadır. Zira bu sene beklenen enflasyon yüzde 9 ile yüzde 10 arasındadır.
Memur maaşları 4.5 milyon memur ve memur emeklisi ile bunların ailelerini doğrudan ilgilendiriyor. Yani yaklaşık toplumda 6 kişide bir kişiyi ilgilendiriyor. Ayrıca bu zamlar memurun moralini ve çalışmasını da etkiliyor. Yani tüm ekonomiyi etkiliyor.
Memura enflasyon altında zam yapılması, onun reel satın alma gücünü düşürmektedir. Geçim derdine düşen memurdan, etkin ve verimli bir kamu hizmeti beklemek yanlıştır. Kaldı ki ayrıca büyümeden refah payı hiç dikkate dahi alınmamıştır. Bu şartlarda memurlar daha fazla işi bırakma eylemi yapacaktır. Kamu hizmeti aksayacaktır.
Sonuçta Hükümet memur maaşından tasarruf yaptım derken, kamu hizmetleri aksamakta ve bu topluma daha fazla maliyet yüklemektedir. Söz gelimi memur zammı vergi verenler açısından on binde bir fedakarlık gerektirirse, kamu hizmetlerinin aksaması aynı mükellefe daha büyük oranda zarar verecektir. Zira kamu hizmetleri tüm ekonomiye girdi olmaktadır.
Aslında, AKP iktidarı Anayasa değişikliği ile memuru tuzağa düşürdü. 2009 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile memura toplu sözleşme hakkını Anayasaya koydu. Halk memura imkan verildiğini zannetti. Gerçekte ise memurun yargıya gitme hakkı kaldırıldı. Toplu sözleşme hakkı da, Anayasanın istediği Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun teşkili kanunu ile Hükümet eskisinden daha çok söz sahibi oldu. Ayrıca kamuoyundan gelen tepkileri başka yöne çekmiş oldu.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, Anayasa’nın 53 maddesinin 4. fıkrasına göre ve bu fıkraya uygun yapılan kanuna göre her dönemde yeniden kuruluyor. Anayasada bu madde “Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurabilir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir” şeklindedir. Ayrıca son fıkrada “Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir” deniliyor.
Ne var ki kanuna göre, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun 7 üyesini Bakanlar Kurulu doğrudan veya teklif üzerine dolaylı olarak seçiyor. Kalan 4 üyesini ise sendikalar seçiyor.
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun, memura adil bir maaş artışı ve büyümeden refah payı vermesini ümit ediyordum. Hükümet ile memur talepleri arasında bir denge kurmasını bekliyordum. Maalesef kurul, Hükümetin programını uygulamış durumuna düştü. Yani hükümet dediğini yargıyı paypas ederek yaptırmanın yolunu buldu.
Sık söylemekte bir sakınca yoktur... Hak verilmez alınır... Memur hakkını alırken mümkün olduğunca topluma ve ekonomiye zarar vermekten kaçınmalıdır. Yapması gereken, kendi ve ailesinin çıkarını siyasetin önünde tutmaktır. Bunu söylememin nedeni, maalesef memur sendikalarının, memur hakkından çok, siyaseti ve ideolojiyi ön planda tutuyor olmalarıdır. Zira tarafsız bakarsak, aynen işçi sendikalarında olduğu gibi, hemen hemen her ideolojinin, her partinin bir sendikası vardır. 6 memur sendikası birleşip, tek çatı altında toplanmadığı sürece, memurlar bu hükümetten her zaman dayak yiyecektir.