İktidar kümesteki kazları yoluyor

İstanbul'dan İzmir'e paralı yollar ve Osmangazi köprüsünde, otomobille gidiş 400 TL kadar tutuyor. Gidiş -Dönüş 800 TL. Şaka gibi… Ve anlaşılıyor ki Dünyanın en pahalı paralı yolları bizdedir. Aynı yollar talep garantili olduğu için bir o kadar da geçmeyenlerin vergisinden aynı müteahhitlere bu defa bütçe kanalıyla para ödeniyor.

Hastaneler, paralı yollar köprüler için verilen talep garantisi nedeni ile bütçenin bir kısmı bu ödemelere gidiyor.

Deprem vergileri içinde kalıcı hale getirilen iletişim vergisi yüzde 7,5'ten yüzde ona çıkarıldı. Otomobil üstündeki vergiler Ağustos 2020 de artırıldı. Lüks araçlarda vergiler yüzde 220'ye kadar çıkıyor.

Türkiye artık Küba gibi eski araba mezarlığı olacak. Normal şartlarda orta ve alt gelir gurubunun araba alma veya değiştirme lüksü kalmadı. Araba sayısı azalınca talep garantisi yine devam edeceğinden bu defa hükümetler bütçeden müteahhitlere daha çok para vermek zorunda kalacaktır. Hükümet bu parayı nereden verecek? Bu şartlarda elbetteki vergi ceza ve harçlar artacaktır.

AK Parti'nin iktidar olduğunda 2003 yılında bütçe içinde SGK açıkları, tarımsal destekler ve yardımlardan oluşan cari transferlerin payı yüzde 24,8 idi. Bu pay giderek arttı ve 2020 yılında yüzde 41,3 oldu.

Siyasi iktidar bütçe içindeki faiz payını düşürdü fakat cari transferleri daha fazla artırdı. Cari transferler iş yaratmayan, katma değer yaratmayan GSYH içinde yalnızca gelir transferine yol açan harcamalardır. Gelir dağılımını etkiler.

Cari transferlerin yüksek olması, bütçe için yatırımlar, maaş ve ücretler, mal ve hizmet alımları için kaynak sorunu yaratıyor. Yani hükümetlerin ya cari transferleri düşürmesi gerekir veya bütçe için yeni kaynak bulması gerekir.

Cari transferler düşürülemez… Çünkü cari transferlerin bir kısmı sosyal güvenlik açıkları, bir kısmı belediyelere pay, bir kısmı da seçim popülizmi için yapılan desteklerdir. Tarım destekleri önemsiz yer tutuyor. Halk yardımları yüzde 8,9 oranındadır.

Elbette her iktidar yaşlılara, engellilere sosyal yardım yapmak zorundadır. Ama iktidar, partililere her ay kamu bankasından para alması için kart dağıtıyorsa bunun adı popülist harcamadır.

Siyasi iktidarın kilit oyları buradan geliyor. Dahası iktidar her seçimde devlete ait araç gereç ne varsa kullanılıyor. Memur ve çalışanlar seferber ediliyor, kamu hizmetleri aksıyor. Kamu hizmetlerinin aksamasının da bir maliyeti var. Bunlar için yapılan harcamalarda popülist harcamalardır.

Dahası, her seçimde Devlet bankaları düşük faizle kredi dağıtıyor. Bu bankaların zararı da hazineden çıkıyor.

Özellikle, itibarı da bir siyasi propaganda aracı olarak benimseyen AK Parti, saraylar, uçaklar, Mercedeslere bütçeden para harcıyor. Bunlardan da vazgeçemez.

Eğer İktidar, popülist harcamalardan vaz geçerse, iktidar olamaz. O zaman zorunlu olarak kümesteki kazları yolmaya devam edecektir. Kümesteki kazlar hepimiziz… İğneden ipliğe ne alırsak vergi ödüyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları