İhracatta sorun ne?

Türkiye İhracatçılar Meclisi, bu ayki ihracat rakamlarını Kırklareli’nde açıkladı. Yaklaşık 8 yıldır gelenek haline gelen bu törenin yapıldığı şehirlerde büyük hareket oluyor. İş adamından tutun da Vali’sine kadar adeta seferber oluyorlar.
Herkes bu toplantıda derdini anlatıyor çözüm için TİM’e dert yanıyor.
Bu defa dert yanan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi oldu.
Türkiye’nin 2023 yılında yani Cumhuriyetin 100. yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi var.
Bu hedefi şu an için tutturmak çok zor görünüyor.
Türkiye yılda 150 milyar dolar civarında bir ihracat yapıyor. Bunu yaparken de zorlanıyor.
Hemen yanı başımızdaki Irak en büyük pazarımız ve biz bu pazarı şu an için kaybetmiş durumdayız. Suriye yine aynı durumda.
Avrupa zaten durgunluğun etkisi altında ve burada yaşanan olumsuzluk bizi ciddi olarak etkiliyor.
O halde biz bu 500 milyar dolarlık hedefi nasıl tuttururuz?
TİM Başkanı Büyükekşi bunun için tek çözümü, katma değeri yüksek teknolojik ürünler ihraç etmede buluyor.
Mehmet Büyükekşi aslında doğru bir noktaya dikkat çekiyor. Türkiye sadece akıllı telefon ithalatına 5 milyar dolar gibi müthiş bir parayı ödeyen ülke. O halde teknolojik ithalatın önünü kesmek ve tam tersi satıcı durumuna gelmek için mutlaka yüksek teknolojili ürünlere yönelmek lazım.
Mehmet Büyükekşi bir örnek veriyor.
Türkiye, tekstilde yüksek kaliteyi yakalamış bir durumda. Yani Türk tekstil ürünlerinin kalitesi, dünyada kabul görüyor. Ancak Türkiye, maalesef bu konuda da fasoncu durumunda. Büyükekşi’nin verdiği bir örnek insanın içini sızlatıyor.
Uluslararası bir giyim markasına 2 dolara yapılan tekstil ürünü, o firma tarafından 22 dolara satılıyor. Aradaki 20 dolarlık fark, sadece markalaşmaya gidiyor.
Türkiye kendi markasını yaratamaz mı?
İşte bunun için çok çalışmalı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor. Ancak bu devlet politikası olmalı.
Bugün Türkiye yurt dışından satın aldığı bir cep telefonuna karşılık 500 gömlek, binlerce çorap ve başka ürün satıyor.
Türkiye sadece cep telefonuna para ödemiyor. Yazılıma da milyonlarca dolar ödüyor. Microsoft’un bir ofis yazılımına yaklaşık 500 doları gözümüzü kırpmadan ödemek zorunda kalıyoruz. Oysa Türkiye, 500 dolarlık bir ürün için saatlerce üretim yapmak zorunda.
Türkiye şu an cep telefonu pazarına girdi.
Türkiye’nin ilk yerli telefonu diye lanse edilenlerin tamamı ithal. Türkiye sadece montajcı durumunda. Amerika da telefon üretmiyor. Örneğin bir Apple’ın iphone markası. Yüzde 100’ü Çin’de üretiliyor. Apple’a bir telefonun maliyeti yaklaşık 150 dolar. Firma bu telefonu yaklaşık 800 dolara satıyor. Aradaki farkı insanlar teknolojiye ödüyor. Türkiye telefon piyasasında kendi markasını yaratmalı. Yüzde yüzü yurt dışından ithal olabilir ama en azından kendi yazılımımızla bu ürünü dünyaya satabilir.
Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefine sadece 8 yıl kaldı. Bu 8 yılda teknolojide dünyayı çok rahat yakalayabiliriz. Çünkü Türkiye insan kaynağı olarak bu altyapıya sahip.

Yazarın Diğer Yazıları