Üzerinde yaşadığımız vatan coğrafyasında bu milleti bir arada tutan en önemli değer Atatürk'tür. 94 yıldır Cumhuriyet ile hesabı olan, Türkiye'yi bölüp, parçalamak isteyen unsurların hedefinde Atatürk düşmanlığı vardır. Dolaylı ya da direkt Gazi'yi hedef alıyorsa bu kişi ya da kurumların Cumhuriyet kazanımları ile beraber Atatürk'ten kuyruk acısı olduğunu ortaya koyar. Sağcıların bir bölümü ile kendilerini milliyetçi zanneden cahiller Rıza Nur'u pek sever. Şizofreni hastası Rıza Nur, Mustafa Kemal'in Sağlık Bakanı yaptıklarındandır. Gazi, Rıza Nur'un meczup olduğunu fark edince görevden almıştır. Bugün kendisine tarihçi sıfatı verenlerin ilham kaynağı da Rıza Nur'dur. Televizyonlarda Mustafa Kemal'e dil uzatma cüreti sergileyenlerin cemaziyelevvellerine bakmak lazım. Bunların pek çoğu İstiklal Harbi esnasındaki iç isyanlara karışanların torunlarıdır. Böylelerinin meşhur hainlerin soyundan geldiklerinden şüphe yok. Hain, haindir...
Hiçbirinin akademik tarihçi unvanı yok
Ve gelelim böyle müfterilerin yıllarca bu memleketin ekmeğini hem de kaymaklı yemelerine. Bunların dini, imanı, tanrısı her şeyleri paradır. Para için yapamayacakları alçaklık yoktur. Her kapıdan yallanmakta pek mahirdirler. Sağ iktidarın döneminde semirdikçe şişmiş, şiştikçe de sonunda patlamışlardır. Yıllarca FETÖ'nün amiral gemisi olan Zaman gazetesinde yazdılar. Kağıdın karalandığı beş para etmeyen kitaplarının reklamları, tanıtımları FETÖ ve benzeri cemaatlerin gazete, televizyon ve yayınlarında parlatılmış, bedavaya dağıtılmıştır. Yetmemiştir. İktidarın belediyeleri, vakıfları, dernekleri, parti kuruluşları tarafından konferans adıyla kucak dolusu paralar verilerek beslenmişlerdir. Daha vahimi bu müptezellerin yayınları Millî Eğitim'e bağlı kuruluşlar tarafından "tavsiye" listesine dahil edilmiştir. Hiç birinin akademik tarihçi unvanı olmadığı halde bu değerli unvan böyle gaspçılara bağışlanarak özel bir misyon yüklenmiştir. Televizyon ekranlarında o misyonun gereğince yıldızları parlatılmıştır. Çeşitli kuruluşların örtülü ödeneklerinden paralar aktarılmış, yayınları için devlet kuruluşlarından reklam ilanı sağlanmıştır. Başlatılan soruşturmalar derinleştirilerek bunların tüm bağlantıları ortaya çıkarılarak, geçmişe dönük hesap hareketleri incelenerek tüyü bitmedik yetimlerin hakları burunlarından fitil fitil geri getirilmelidir.
Yorum yapmaktan dahi imtina edenler var
İşin daha vahim tarafı ise toplumda milliyetçi-muhafazakâr, mütedeyyin kişi ve kuruluşların bu alçaklığa yeterince tepki göstermeyişidir. Bakıyoruz da AKP iktidarının sözcüleri kulağının üzerine yatmış, duymamazlıktan geliyor. MHP'de Bahçeli ve saz arkadaşları "koltuk bekası"na düştüğünden bu vahim hadise konusunda yorum dahi yapmaktan tırsıyor. Türkiye'nin bir çok yerinde örgütlenmiş olan Atatürkçü Düşünce Derneği'nin cılız sesi de toplumun her kesimine yankı yapamadı. "Orospuları ve çingeneleri severim. Birisi namuslu numarası yapmaz. Öteki milliyetçilik ayağına yatmaz." Charles Bukowski'nin bu sözü cuk oturdu bu işe... Daha fazla yorum yapmanın anlamı var mı? Hazır son yıllarda Osmanlı sevdasının rüzgârları eserken televizyonlarda yalan-yanlış dizilere milyon dolarlar ödenirken, piyasaya da tarihin televolesi niteliğini aşamayan tarihi romanlar peynir ekmek gibi satılırken biri kaza ile Ertuğrul ya da Abdülhamit'e aynı şekilde hakaret etse neler olurdu hiç düşündünüz mü? Hafakanların bastığının farkındayım. Son olarak soruşturma başlatan Cumhuriyetin Savcılarına bu sütundan suç duyurusunda bulunuyorum. Bu kişilerin devam etmekte olan FETÖ soruşturmaları kapsamında geçmişten bu yana bütün ilişkileri incelenerek, titizlikle hazırlanacak bir iddianame ile açık yargılanmaları sağlanmalıdır. Vesselam...
