İdeolojisiz Davutoğlu!

Aşağıdaki sözler Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun dudaklarından döküldü:
“Biz şunu diyoruz, bundan sonra devletin resmi ideolojisi olmayacak. Devletin bir tek, milletle bağı ve aidiyeti olacak. Milletin, toplumun her kesimiyle bağı olmayan bir devlet resmi ideolojiyle yaşayamaz. Resmi ideolojinin dayattığı tarih anlayışıyla da gelecek inşa edilemez. Hep beraber konuşacağız, kızmadan, öfkelenmeden. Hepimizin yaşadığı acıları paylaşarak konuşacağız.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanından bu sözleri duyan Yunanistan’ından ABD’sine kadar “devlet ideolojisine sahip” bütün ülkeler ve “Üçüncü bin yılda aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Asya’yı Hıristiyanlaştırma ideolojisine sahip” Vatikan’ındandan “Arz-ı Mev’ud ideolojisine sahip” İsrail’ine kadar bütün “dini devletler”, “IŞİD’inden PKK’sına kadar” cümle terör örgütleri herhalde o gece sevinçten uyuyamamışlardır.
Bütün ideolojilere tepki için ortaya çıkmış hippilerin bile, “ideoloji karşıtı olmak” gibi bir ideolojileri vardı!
İdeoloji, dünya, evren, toplum ve insanla ilgili duygu düşünce ve inanç birliğidir. “Birliği” yani “hedefi”dir. “İdeolocya Örgüsü”nün Necip Fazıl’ı sağ olsaydı Davutoğlu için kim bilir ne güzel teşbihler üretirdi. “Sağ” ve “sol” gibi millî olmayan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve diriliş dönemlerinde meydana gelen hadiseleri örnek göstererek bir başbakanın “İdeolojisiz devlet” inşa işine girişmesinin sonucu, devletin tasfiyesi olarak neticelenir.
ABD, “Kürdistan, Ermenistan, İyonya, Klikya, Pontus, Marmara ve Anadolu” olarak yedi parçaya bölünmüş Sevr ideolojisine sahip. “Milli Devletlerden” oluşmasına rağmen Avrupa Birliği, 12 havari ve İsrailoğllarının 12 boyunu temsil eden yıldızlarıyla apaçık ortaya koydukları gibi bir “Siyonist-Hıristiyan kulüp” Büyük Ortadoğu Projesi bir ideoloji değil mi? İslâm bir ayağı dünyada bir ayağı ahrette olan bir ideoloji değil mi? Sen hem Müslüman olacaksın hem cümle Haçlı-Siyon ittifakı İslâm düşmanlığı ideolojisiyle teçhiz olunmuş, hedefine adım adım ilerlerken bu ideolojinin önüne millî ve İslâmi bir ideolojiyle çıkmayacaksın!?
Sonra Osmanlı diyeceksin, Ensar diyeceksin. Osmanlının “Devlet-i ebed müddet ideolojisi” yok muydu?
Filistin halkının bir ideolojisi olmasa Gazze’de bu çileler niye çekilsin? Gelen ağam giden paşam der, topraklarını Yahudilere kucak dolusu ABD dolarına satar, İngiltere’ye, ABD’ye yerleşir; hatta Türkiye’ye gelir arazilere yatırım yapar, servetini birkaç yılda siyasilerle ortak iş yaparak geometrik olarak katlardı. Onlara ne Mescid’i Aksa’dan, ideolojileri almasa...
“Millet”ten, “Ümmet”ten vazgeçip “bireyciliğe geçmektir”, ideolojisizlik. Yani, Batı’nın tam da bu millete yutturduğu zoka’dır.
AKP döneminde bireycilik coşmuş, öyle olduğu içindir ki PKK’nın her türlü isteğine verilen tavizler ve devletin yağmalanıp rüşvetin sıradanlaşması kolay hazmedilir hale gelmiştir..

Yazarın Diğer Yazıları