Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Van’da bir köprülü kavşağın açılışını yaptıktan sonra “Biz kilometrelerce laf edip bir arpa boyu yol yapamayanlardan olmayacağız. Kilometrelerce yol yapacağız, bir arpa boyu laf edeceğiz” dedi.
Peki Binali Yıldırım bu sözü niçin söyledi?
Van’da 2003 yılı öncesi 37, 2003 yılı sonrası ise 382 kilometre yol yapıldığını belirterek 80 yılda yapılan yol yatırımının 10 katından fazlasını gerçekleştirdiklerini ifade etti ve böylece Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanların bir arpa boyu yol olduğunu göstermeye çalıştı..

***

Diyelim ki söyledikleri doğru.. Binali Yıldırım, ağaç kovuğundan mı çıktı, yoksa o da bu cumhuriyet rejiminin içinde mi doğdu, büyüdü, yetişti ve bakan oldu?
Yıldırım, bakan oldu ama milli ve dini kültüre aykırı davranıyor. Tayyip Erdoğan’ın açtığı yoldan ilerleyerek, 80 yıl teranesini tekrarlıyor. Son on yılda yapılanların Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanlardan fazla olduğunu söyleyerek, cumhuriyeti kuran ve geliştiren kadrolara haksızlık ediyor, vefasızlık ediyor..
Hepimiz o ünlü masalları biliriz:
“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler top oynarken eski hamam içinde... Ben deyim şu ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan, uçtu uçtu bir kuş uçtu; kuş uçmadı, Gümüş uçtu. Gümüş uçmadı, Memiş uçtu. Uçar mı, uçmaz mı demeye kalmadı; anam düştü eşikten, babam düştü beşikten... Biri kaptı maşayı, biri aldı meşeyi; dolandım durdum dört köşeyi.. Vay ne köşe bu köşe! Dil dolanmadan ağız varmaz bu
işe; bu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, şu köşe güz köşesi, diye iki
tekerleyip üç yuvarlarken aşağıdan sökün etmez mi Maraş paşası!.. Hemen bir sarıya bir fare deliği bulup, attım kendimi dışarı; gelgelelim şu mahallenin yumurcakları haşarı mı haşarı; bir fiske vurdular enseme, gözlerim fırladı dışarı!.. Az gittim uz gittim... Dere tepe düz gittim. Çayır çimen geçerek, lale sümbül biçerek; soğuk sular içerek, altı ayla bir güz gittim. Bir de dönüp ardıma baktım ki, ne göreyim, gide gide bir arpa boyu yol gitmişim!.. Vay başıma, hay başıma; bu yol bitecek gibi tükenecek gibi değil, ya bir devlet kuşu konsa başıma, ya da alsa beni kanadına kaşına, demeye kalmadı bir de gördüm ki, ne göreyim? Adıyla sanıyla, yeşiliyle alıyla, Zümrüdüanka dedikleri değil mi?
Kafdağı’nın üstünden süzüm süzüm süzülüp geliyor. Bakın hele! Yüzü insan, gözü ahu. Ne maval, ne martaval. İşitilmedik bir masal!”
İşte Binali Yıldırım da 10 yılda bir arpa boyu yol gittiğinin farkında olmayanlandan.. Başbakan düzeyinde, bakanlar düzeyinde, yandaş rektörler düzeyinde üniversite öğrencileri ile çatışıyorlar. Evet biraz yol aldılar ama ileri doğru değil, geriye doğru, 1980 öncesine doğru gittiler.
Hele hele insanları yasadışı olarak dinlemek konusunda ise doğrusu çok ileri gittiler. Öyle arpa boyu ile izah edilemez.. Açılan davaların milyonlarca sayfa tutan iddianamelerini hatırlarsak, bunların boyu öyle birkaç kilometre de değil. Hani Milli Piyango’nun yılbaşı ikramiyesinde verilecek büyük ikramiye, kağıt para olarak birbiri ardına dizilirse İstanbul’dan Macaristan’a yol oluyor ya, iddianame sayfaları yan yana dizilse, dünyayı kaç defa dolaşır? Buna, basındaki iftiranameleri de eklerseniz, aya kadar uzanır..

***

İşte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Eğer siz bazı gazetecileri dinlemek için sahte isimlerle yargıdan karar çıkarıyorsanız bu daha vahim bir suçtur. Türkiye’de bazı gazetecilerin telefonları sahte isimler kullanılarak dinlendi. Dinlemeden şikayet eden Sayın Başbakan, buna ne tür bir tepki verdi? Yargıcı kandıran kamu görevlileriyle ilgili bugüne kadar AKP Hükümeti ne yaptı? Eğer siz yasa dışı dinlemeye, yasal yönlerden kılıf hazırlayıp bir şekilde yargıcın önüne götürüp karar aldırıyorsanız buna hepimizin tepki göstermesi lazım. Yasa dışı dinlemeler bir ülkenin başbakanını dinleme noktasına gelmişse o da vahim bir olaydır. Orada devletin bütün sırları tartışılır, görüşülür. Sayın Başbakan’ın etrafındakikişiler kimdir, nasıl olmuştur? Bunu herhalde Sayın Başbakan’ın çıkıp açıklaması gerekir” diyor.
Sahi, sadece dinlemelerin çözümleri kaç milyon kilometre eder?