İbrahim Kalın'ın taşeron oyunundan haberi var mı

İlk defa araştırıp da kesin bir sonuca ulaşamadığım bir olayla karşı karşıyayım.

Konu yönetiminde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın da olduğu TÜRKSAT AŞ. ile ilgili.

Biliyorsunuz TÜRKSAT Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş., bir özel hukuk tüzel kişisi olmakla birlikte tamamı devlete ait bir şirket.

Ayrıca TÜRKSAT, Kamu İhale Kanunu hükümlerine de tabi değil. Yönetim kurulunda ise dikkat çeken isimler yer alıyor:

Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kemal Yüksek, Cenk Şen, Doç. Dr. İbrahim Kalın, Dr. Ali Taha Koç, Dr. Şuayip Birinci, İbrahim Eren, İbrahim Kolcu…

Türksat Genel Müdür Cenk Şen, yardımcıları Metin Çavuşoğlu, Hasan Hüseyin Ertok, Halil Yeşilçimen, Teftiş Kurulu Başkanı Mustafa Çavuşoğlu, Hukuk Müşaviri Mehmet Çerikçi…

Bu bilgileri neden verdim?

Sayıştay raporlarını okuduğum zaman ayrıntılara çok dikkat ederim. Birçok raporda bir bilgi dikkatimi çekti. TÜRKSAT'a tanınan bir imtiyaz farklı biçimde kullanılıyor.

Adeta taşeronlara akıtılan bir para kanalı yaratılmış.

Tek tek anlatayım…

Kanuna göre E-Devlet ile ilgili bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetleri kapsamında, TÜRKSAT A.Ş.'den doğrudan hizmet alımları İhale Kanunu'na tabi değil.

Bu hüküm uyarınca, idareler bütün bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetlerini değil, sadece e-Devlet ile ilgili olan bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetlerini TÜRKSAT'tan alabiliyor.

Ancak yapılan incelemede, kurum tarafından söz konusu hükmün kapsamı dışında kalan, E-Devlet ile ilgili olmayan ve doğrudan TÜRKSAT AŞ'den alımı yapılamayacak olan bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetlerinin de istisna hükümlerine göre alındığı görülmüş.

Yani İhale Kanunu'ndan kaçırılarak iş yapılmış…

Peki, bu alımı kimler yapmış?

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye Hudut ve Sahilleri Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye İş kurumu, Ulaştırma Bakanlığı…

Şimdi buraya kadar yazının pek ilgi çekmediğinin farkındayım.

Ancak...

Bu işin ayrıntısı söz konusu olunca sıkıntı başlıyor. Çünkü kurumlar aldıkları veya almak istedikleri bu hizmeti TÜRKSAT'a veriyor ve TÜRKSAT'ta bunu alt kullanıcıdan-taşerondan alıyor!

Hatta bir örnek verelim; Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu…

2019 yılı için en düşük ücret destek personeli için belirlenen 12 Bin 584 TL olarak tespit edilmiş ve en yüksek ücret olarak ise Kıdemli Uzman Sistemci, Kıdemli Uzman Yazılımcı ve Kıdemli Uzman Test Personeli unvanlarının her biri için 34 Bin 606 TL maaş belirlenmiş.

Sözleşmeye göre, Kurum tarafından "destek personeli" unvanında çalıştırılacak personel için 2019 yılı fiyatlarıyla 12 bin 584 TL Türksat A.Ş.'ye ödenmesi kararı veriliyor.

Bu unvandaki personel için Türksat A.Ş. ise taşeron firmaya 10 bin 731 TL ödüyor, alt yüklenici firma ise söz konusu personele asgari 3 bin 758 TL ile - azami 10 bin 731 TL arasında bir para veriyor.

Yani…

12 bin lira size oluyor 3 bin lira…

34 bin lira size oluyor 10 bin lira…

Aradaki fark birilerinin banka hesabına giriyor.

Burada belli ki bir emek sömürüsü ve taşeron oyunu var. Zaten ulaşamadığım nokta bu taşeronların kimler olduğuydu. Devletten alınan paralar TÜRKSAT aracılığıyla taşerona akıtılıyor.

Burada sorulması gereken basit sorular var.

TÜRKSAT hadi işi bu kurumlardan aldı. Neden kendi bünyesinde yapmıyor?

Neden alt taşeron firma kullanıyor?

Bu firmalar kimlerdir?

Hatta firmalardan kurumlara alınan kişiler kimlerdir?

Yazarın Diğer Yazıları