İbn-i Haldun sonumuzu 600 yıl önce görmüş
Aylardır neyi konuşuyoruz?
İnsanların maddi durumlarının ne kadar kötüleştiğini, var olan ekonomik düzenin çatladığını, iş yerlerinin kapandığını insanların işsiz kaldığını…
Tekrar tekrar aynı şeyleri yazmayacağım.
Çünkü Türkiye artık yönetilemiyor ve erken bir seçimle yeni bir iktidar adayının seçilmesinin şart olduğu her hâlükârda görülüyor.
Bakın, insanlara bin lira dışında beş kuruş yardım edilmezken 2019 yılı rakamlarına göre devlet kurumlarındaki temsil ve tanıtım giderleri ne kadar olmuş.
Hani itibardan tasarruf olmazdı ya işte o…
Genel Bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin yani Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklar, Anayasa Mahkemesi gibi idarelerin mali tablolarına baktığımızda hadi Cumhurbaşkanlığını geçelim. Tam 49.8 milyon TL temsil ve tanıtım gideri var. Anlaşılabilir. Devlet adamları ve heyetleri ağırlanıyor. Karşılıklı ziyaretler yapılıyor vs.
Ama bu kategoride en fazla ikinci harcamayı yapan kurum son günlerde epeyce gündemde olan Ticaret Bakanlığı. Tam 16.5 milyon TL harcama yapmış. Toplam 35 kurumun temsil ve tanıtım gideri başlığı altında harcadığı toplam rakam da 105 milyon TL.
Devam edelim…
Mesela özel bütçeli idarelerimiz var. A ve B diye ikiye ayrılıyorlar. A grubu olanlar üniversitelerimiz. Bu grupta en fazla harcamayı yapan üniversite 850 bin TL gider ile Artvin Çoruh Üniversitesi. Sonra 248 bin TL gider ile Ege Üniversitesi olmuş. Toplamda ise 98 üniversitede toplam yaklaşık 3 milyon TL temsil ve tanıtma gideri yapmış.
Özel bütçeli idarelerimiz B grubunda ise TÜBİTAK, Orman Genel Müdürlüğü, TSE, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu gibi 35 kurumumuz yer alıyor. Bu grupta en fazla gider 7.8 milyon TL ile TÜBİTAK''a ait, onu 6.1 milyon TL ile Devlet Opera ve Balesi takip ediyor. Toplamda ise 25 milyon TL bir gider oluşmuş.
Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlarımızdan RTÜK, SPK, KİK gibi 8 kurumumuz var. Burada şampiyonluğu 1.9 milyon TL ile RTÜK yapıyor. Toplamda ise 2.7 milyon TL…
Sosyal Güvenlik Kurumu SGK''nın 1.8 milyon TL, Yatırım İzleme Ve Koordinasyon Başkanlıklarında toplam 7 başkanlık 13.8 milyon TL harcamış.
Ya Belediyeler?
Zaten ipin ucu da burada kopuyor.
Toplamda 190 milyon liradan fazla temsil harcaması yapılmış. En fazla harcamayı da Bursa Belediyesi 24.6 milyon TL ile yapmış, onu Balıkesir Belediyesi takip etmiş o da 21.8 milyon TL olarak gözüküyor.
Tüm kurumlarımızda temsil ve tanıtma gideri ne kadar olmuş derseniz; 343 milyon TL…
Bu dosyayı hazırlarken bir kalem harcaması daha dikkatimi çekti. Mali tablolarda "Tedavi ve Cenaze Masrafları" adı altında bir kalemde yaklaşık 490 milyon TL para harcanmış.
Peki hangi kurum harcamış derseniz, Adalet Bakanlığı 178 milyon, Sağlık Bakanlığı 278 milyon, Millî Savunma Bakanlığı 15 milyon TL harcamış gözüküyor.
Adalet Bakanlığı''nın bu denli yüksek olmasının sebebi muhtemelen cezaevleri olsa gerek. Millî Savunma Bakanlığı''nın 15 milyon TL olduğu bir durumda Adalet Bakanlığı''nın bu denli harcamasının olması dikkat çekici.
Ama esas olarak belediyelerin neredeyse Cumhurbaşkanlığı kadar temsil harcaması yapması akıllarda şüphe uyandırıyor.
Modern sosyoloji ve ekonominin öncüsü olan İbn Haldun''u bilirsiniz.
Eseri Mukaddime''de der ki;
Giderek lüks ve konfora dalınır, israf artar.
Devlet asabiyet mensupları arasında pay edilir.
Devletin her bir köşesi asabiyet (burada hanedan) mensuplarının şahsi çiftliklerine dönüşür.
Milletin devleti temellükü ve temerküzü (kamusal ruh) kaybolur.
Devlet, bir gurubun kendi arasında dönüp dolaşan ayrıcılıklı bir kulübe dönüşür.
Makam, mansıp, şan, rütbe ve terfiden başka hiç bir şeyi gözü görmeyen bir asalaklar topluluğu ürer.
Devletin manevi temeli ganimetçiliğe kayar.
Hanedan, sülale, aile veya bir gurup azınlığın menfaatleri "Devletin ali menfaatleri" olur.
Devletin bütün enerjisi bu ayrıcalıklı sınıfların çıkarını koruma ve kollamaya yönelir.
Artık devlet milletten ontolojik olarak kopmuştur.
Millet, bu asalaklar topluluğunu doyurmak için elinde avucunda ne varsa verir. Vergi, mahsul, ürün vs. hepsini doymaz bir iştahla bu asalaklar yer yutar.
Devletin kasası açıldıkça açılır. Açıkları kapatmak için bir taraftan yeni vergiler konulur, diğer taraftan borçlanmaya gidilir.
Devlet, bir gurup azınlığın "har vurup harman savurduğu" (israf ve terbiz) bir çiftliğe dönüşmüştür.
Bu durumda devleti elinde tutan topluluk acze düşer, dışardan veya içerden yeni asabiyet dalgaları yükselir.
Buna karşı koyamayınca artık o devlet için sonun başlangıcı (mahv, zeval) gelmiş demektir.
Armağan KULOĞLU
Türkiye’yi radikal gelişmeler bekliyor
Kağan Kaya
Baltık Denizi’nde kesilen kablolar: Hibrit tehdit mi, denizcilik kazası mı?
Arslan TEKİN
‘Mustafa Kemal’in askerleri’ temizlenecek mi?
Murat Sururi ÖZBÜLBÜL
Özel, Yavaş, İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu el ele verir mi?
Arslan BULUT
Kerkük’ten al haberi!
Esfender KORKMAZ
Piyasalar şaşı oldu
Mustafa Hakan ÜNSER
Zihin Denetimi
Nuri KAYIŞ
Güldüren komedyen artık ağlatıyor
Mehmet Şahincileroğlu
‘Annem Ankara’ umut verdi
Buluthan AKAR
Yenidoğan Çetesi'nin laciverti: Para odaklı sürücü kursları!