Hükümetin eli fakirin cebinden çıkmıyor

Vergi gelirlerinin yalnızca üçte biri gelire orantılıdır... Yani vergi mükellefleri arasında, az kazanan az , çok kazanan çok vergi ödüyor. Vergi gelirlerinin üçte ikisini ise, fakirler ve zenginler aynı oran üstünden ödüyor. Bu adaletsizliği son 40 yıldır herkes dile getiriyor... Bazen hükümet üyeleri de söylüyor. Yine de sistem devam ediyor.
Öte yandan hükümet sıkıştıkça kamu mallarına zam yapıyor.. Söz gelimi doğalgaza Nisan’da yüzde 18.72 oranında zam yaptı... Şimdi eli kulağında, yeniden yapacağını dillendiriyor.
Son gelen vergi zamları şöyledir :
* Otolarda ÖTV oranı, yüzde 37’den yüzde 40’a çıkarıldı.
* Şaraptan alınan ÖTV 21,58 liradan 25,25 liraya,
* Rakıdan alınan ÖTV ise 66 liradan 77 liraya yükseltildi.
* Tapu harçları, alan ve satan toplam harcı olarak, binde 33 ’ten binde 40’a çıkarıldı.
Geleceği belli olan vergi veya muhtemel zamlar da şöyledir:
* Sigarada ÖTV oranı yüzde 4 artıyor,
* Doğalgaza ve elektriğe zam yapılacağı ifade ediliyor.
Vergilerin artırılmasının ve kamu mallarına zam yapılmasının ekonomik, siyasi ve sosyal etkileri ortaya çıkacaktır.

1) Vergilerin sık sık artırılması, vergi mükellefinin tepkisine neden oluyor. Vergiye karşı tepkinin olması da vergi kayıp ve kaçağını artırıyor. Bu tepki ya işyerini ve işini kapatma (vergiden kaçınma) veya kaçak çalışma (vergi kaçağı) şeklinde ortaya çıkıyor.
2) Verginin yüzü soğuktur. Vergi oranlarında sık sık artış yapılması, vergi mükellefinin vergi bilincini zedelemekte ve siyasi iktidara karşı tepkiye yol açmaktadır. Çıldır’da yaşamış ünlü halk ozanı Aşık Şenlik, Osmanlının Âşar Vergisi’ne karşı tepkisini şöyle dile getirmiş:
Ekinde yok... Biçinde yok..
Yemeğe ortak Osmanlı...
Sonuç olarak bugün vergilerle çok sık oynamak, kamu hizmetleri bilincini zedelemiştir. Güven sorunu yaratmıştır.
3) Şaraptaki verginin artırılmasının ise özel bir önemi vardır. Anadolu ve Trakya kaliteli üzüm üretimine elverişli topraklara sahiptir. Şarap ihracatı önemli bir döviz kapımız olabilir. Ne var ki şaraptan alınan ÖTV’nin artırılması dış rekabet gücümüzü düşürmüştür.
4) Doğalgaz gibi kamu mallarına maliyetlerinin üstünde zam yapılması “gizli vergi” dir. Aslında hükümetin çaktırmadan kamu malları fiyatlarını vergi gibi kullanması aynı zamanda haksızlıktır.. Başka bir ifade ile bu zamlar aynı zamanda “haksız vergidir.” Haksız vergiler de elbetteki vergiye karşı olan tepkiyi artırmaktadır. Vergi kayıp ve kaçağına yol açmaktadır.
5) Zamların enflasyonu artırması ise Türkiye şartlarında kaçınılmazdır.
Söz gelimi, doğalgaza zam yapılması demek, elektriğe de zam yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Zira elektrik üretiminin yarısı doğalgaz santrallerinden yapılmaktadır.
Bu ürünler tüm ekonomiye girdi olduğundan, diğer mal ve hizmetlerin maliyeti de artacaktır. Piyasada oligopol yapılar olduğu için, bir mala yeterli talep olmasa dahi, üretim maliyetleri perakende fiyatlara yansıtılıyor. Fiyatlar genel düzeyinin bir defa artması enflasyonist süreç yaratmaz. Birkaç ay sonra aynı fiyat düzeyinde devam eder. Ne var ki yine kronik enflasyon nedeniyle bu süreç daha uzun sürmekte ve enflasyonu, maliyet enflasyonu olarak beslemektedir.

Yazarın Diğer Yazıları