"Hükümet terörün arkasından nal topluyor"
Mermili Ölüm Tehdidinin ardından Kılıçdaroğlu'ndan YENİÇAĞ'a şok açıklamalar;
"Hükümet terörün arkasından nal topluyor"
* * *
CHP'nin, lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun politikalarını beğenir beğenmezsiniz. Bu çok farklı bir konu. Eğer, demokrasi diyorsanız demokrasi ile yönetilen bir ülkede yaşadığınıza olan inancınızı hâlâ yitirmediyseniz önceki gün Fatih Camii'nde şehit cenazesinde olup bitenleri en kıyısından bile haklı göremezsiniz. Devlet idare ve iradesinin en tepe olduğu bir noktada ülkenin ana muhalefet partisi liderine mafya raconu ile gözdağı verilmesini şu veya bu gerekçe ile mazur göremezsiniz. Peygamber efendimizin ahlakı ile ahlaklandıysanız onun sünnetini kendinize yaşam rehberi edindiyseniz zaten en başta camilerin siyaset ve provokasyon alanı olmasına müsaade etmezsiniz. Cami, namaz, cenazeye karşı edep ve adabı bilirsiniz. Şu parti bu parti demeden Emevi zihniyetine "dur" dersiniz.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile, düzenlenen çirkin saldırının arkasından dün bir telefon görüşmesi yaptım. Merhabalaşmanın ardından hal hatır sohbetinde karşılıklı ülkenin kötü gidişatından konuşuyorken ben de moral bozukluğumuzdan bahsedince Kılıçdaroğlu şu tespiti yaptı;
"Bütün ayarları bozulan hükümetin kendisidir. Türkiye'yi yönetemez konuma gelen hükümetin kendisidir. Terörü önlemek değil terörün arkasından sürüklenen hükümetin kendisidir. Terör örgütü ile oturup pazarlık yapan, Türkiye'nin başına 1 terör örgütünü değil 2 terör örgütünü birden bela eden hükümetin kendisidir. Hükümet bütün bu şaşkınlığı ile içeride muhalefete saldırarak kendisine meşru alan yaratmak istiyor. Aslında hükümetin meşruiyeti bile tartışma konusudur şu anda. Dolayısıyla sakın moralinizi bozmayın. Türkiye'de hepimizin mücadele ruhu var. Kuva-yi Milliye ruhu var. Hep birlikte mücadele edeceğiz."
Mermili ölüm tehdidinin yanı sıra Kemal Kılıçdaroğlu YENİÇAĞ'a sıcak gündem maddeleri ile ilgilide çok önemli açıklamalar yaptı.
*Şüphelilerin yakalanıp sonra serbest bırakılması...
"Serbest bırakılması zaten beni çok şaşırtmadı. Nedeni de şu; olay zaten hükümetin, devlet erkânının gözleri önünde oldu. Böyle gizli kapaklı bir şey yoktu. Mesela o adam kalkıp da Binali Bey'e, 'Binali dışarı' deseydi ne olurdu acaba merak ediyorum. Hükümeti protesto eden birisinin o cami avlusunda yeri olmazdı ve polisler hemen yakalayıp götürürlerdi. Adam Binali Bey'in arkasında, bunların sayıları 5-6 kişi orada provokasyon yapıyorlar. Cumhurbaşkanı (A.Gül'ü kastediyor-aht-) var, Başbakan var, İçişleri Bakanı var, vali var. Hepsi sırayla dinliyor bunu. Adam bunların önünden geçerek geliyor kurşunu benim önüme atıyor. Ondan sonra da elini konunu sallayarak gidiyor ve polis de alıyor bunu götürüp ifadesini aldıktan sonra da serbest bırakıyor. Ben merak ediyorum acaba böyle bir şey Binali Bey'e yapılmış olsaydı ne olurdu?"
*Başka tehditler de alıyor musunuz?
"Tehdit şu veya bu yerden gelebilir. Hiç önemli değil ben tehditlere zaten aldırmıyorum. Bunları bağladığım şey hükümet zemin kaybediyor, güven kaybediyor. Hükümet kaybettiği bu zemini bir şekli ile bir başka alanda irtifa kazanarak kendisine meşruiyet kazandırmak istiyor. Korkunun, paniğin getirdiği bir sonuç bu. Makul bir sonuç değil."
*"Kendi önlemimizi alırız" diye bir açıklamanız var. Bunu açabilir misiniz?
"Biz her halükârda şöyle bir şeyi düşünmek zorundayız artık. Bize karşı yapılan hareketler sıradan rutin hareketler olmanın çok ötesinde. Bize yönelik, CHP'ye yönelik saldırıları durdurmak için biz elbette şehit cenazelerine daha kitlesel boyutta katılacağız. Gençlik kollarımızı görevlendireceğiz. Herhangi bir olayın çıkmaması için de ellerinden gelen her türlü çabayı gösterecekler."
* Sizin üzerinizden CHP camiasını farklı alanlarda kışkırtmalara yönelik bir tahrik hissediyor musunuz?
CHP'yi kışkırtmak, tahrik etmek zaten istiyorlar. Bilinçli olarak bütün bu hareketlerin hepsi yapılıyor. Sıradan hareketler değil bunlar. Bakıldığında olayı bütün ayrıntıları ile görmek bir anlamda mümkün. Bakıyorsunuz oraya insanlar örneğin Kocatepe'de cebinde yumurta ile geliyor. Demek önceden hazırlık yapılarak geliyor. Spontane bir gelişme yok. Gidiyorsunuz Fatih Camii'ne mesela orada da bakın önce Vatan Caddesi'nde tören düzenlenecekti biz o törene katılacaktık. Fakat o tören iptal edildi Fatih Camii'ne alındı. Biz oraya gidecektik bize haber geldi; 'buraya gelmeyin burada olaylar olabilir.' Olabilir mi? Ben şehit cenazesine neden gitmeyeceğim? Gittik oraya baktık olay olabilir dedikleri kişi sayısı 5-6 kişi, bağıranlar onlar. Cami cemaati son derece sağduyulu, bakıldığı zaman onlara gerçekten teşekkür etmek lazım. Son derece sağduyulu hareket ediyorlar herhangi bir olayın içinde değiller. Olaya bu tür provokasyonlara asla destek vermiyorlar, prim vermiyorlar. Bu çerçeveden baktığınızda olay büyük ölçüde hükümetin yeteneksizliğinden, basiretsizliğinden kaynaklanan bir olay. Bunu hepimiz şu veya bu şekilde görüyoruz zaten. Hükümet de bunları görmezlikten geliyor. Bir anlamda bunlar olur diye geçiştirmeye çalışıyor. Ama doğru değil tabi bakıldığı zaman sonuçta bunun Türkiye'ye getirdiği bir maliyet var. Yazık günah bu ülkeye. Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık. Bu ülke için şehitlerimiz kan döktüler. Barışa, huzura ihtiyacımız varken tam tersine kendi akıllarınca terör estirip bizi korkutacaklar. Onlar kim olursa olsun bizi asla korkutamazlar. Biz cesaretle yüreğimizle bütün bu olayların üstesinden geliriz."
*Peş peşe bombalar patlıyor, güvenlik zirveleri toplanıyor ertesi gün bir daha bombalar patlıyor. Nasıl kurtulacak Türkiye bu tablodan?
"Bunlar artık Türkiye'yi yönetemiyorlar. Daha da önemlisi Türkiye Cumhuriyeti hükümeti strateji üretme yeteneğini kaybetti. Strateji üretemiyor. Sorunların çözümüne yönelik olarak neyi nasıl yapacağını da bilmiyor. Bir anlamda terörün arkasına takılmış, hani nal toplayan bir hükümet gibi. Terör oluyor, terörden sonra terörü lanetliyoruz vs.. bildiğimiz klasik laflar. Arkasından yeni bir terör eyleminin gelişine kadar bekleniyor. Bir zafiyet var. Zafiyet tek boyutlu değil. İstihbarat zafiyeti var, yönetim zafiyeti var. Devlette liyakat kalmadı. Devlette bu işi bilenlerin tamamı şu veya bu şekilde pasifize edildi. Partililer belli yerlere getirilerek bu bizim partili dolayısıyla bununla yola çıkalım düşüncesi egemen oldu ve Türkiye bu noktaya taşındı. Türkiye'nin geldiği nokta adım adım hepimizin gözleri önünde gelen bir nokta. Hepimiz üzülüyoruz. Hepimiz böyle bir şey olmaz diyoruz ama maalesef bunların hepsi gözümüzün önünde oluyor."
*Askere, yargı zırhı ile ilgili Meclise sevk edilen yasa tasarısına destek verecek misiniz?
"Daha tasarıyı görmedim ama terörle mücadele konusunda gerçekten askerin böyle bir tercihi varsa terörle mücadeleye biz her türlü desteği veririz. Terörle mücadeleye destek vermek de hepimizin ortak görevi olmak zorunda."
*PYD-YPG güçlerinin Amerika'nın desteği ile Fırat'ın batısına geçmesi?
"Bunlarda kırmızı çizgi falan yok. Hiçbir dostu olmayan Türkiye ve aslında kendi içine kapanan bir Türkiye portresi ile karşı karşıyayız. Ve bunu yaratan da bu hükümetin kendisi. Kendi ayaklarına sıktılar. Kırmızı çizgilerimiz var kimse geçemez dediler. Kimse Türkiye'nin gücünü test etmesin dediler. Bırakın artık bir başka devleti de neredeyse Orta Doğu coğrafyasında kabile şeyhleri bile Türkiye'yi tehdit etmeye başladılar. Acıdır ama maalesef gerçek bu kadar somut önümüzde duruyor."