Hukuk darbeleri ekonomik ve sosyal düzenimizi bozdu

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Hatay Milletvekili Can Atalay hakkındaki kararı, 30 Ocak 2024 günü TBMM Genel Kurulu’nda okunmuştu ve Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülmüştü. Bu nedenle CHP milletvekilleri bu kararın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi, Can Atalay hakkındaki bu kararların yok hükmünde olduğuna karar verdi. Karar 1 Ağustos’ta Resmi Gazetede yayınlandı. Karara 10 üye katıldı. 4 üye karşı oy verdi.

Bu kararı hukukçular yorumluyor… Benim söylemek istediğim, Türkiye’de hukuk darbeleri devam ettiği sürece, hükûmet ne yaparsa yapsın, ülkeyi ekonomik sorunlardan, krizlerden çıkaramaz.

Çünkü, iktisat politikalarının etkili olması için, sosyal ve ekonomik yaşamın altyapısını oluşturan hukukun ve güvenin olması gerekir.

Düzenli bir hukuki altyapısı olmadan, rekabet, ticari ilişkiler,ilişkileri, borç-alacak ilişkileri, mülkiyet hakları çalışmaz. İstikrarlı büyüme ve kalkınma sağlayamazsınız. Devlet, planlama yapamaz. Belirsizlik artar. ven bunalımı ortaya çıkar.

Mülkiyetin güvence altına alınmadığı piyasa ekonomisi çalışmaz. Kimse yatırım yapmaz. Bunun içindir ki hukukun üstünlüğü evrensel bir değer olarak benimsenmiştir.

Hukukun üstünlüğü, temel olarak hukukun bir topluluktaki veya ülkede etkili olduğunu; devlet erkini elinde tutan, siyasi veya bürokrata karşı üstünlüğünü ifade eder. Hak ve adalet üstünlüğü olarak özetlenebilir.

Hukuki güvencesi olmayan insanların geleceği de güvence altında olmaz.

Hukuki altyapısı olmayan ülkelerde insan hakları da olmaz. Bunun içindir ki hangi ülkede olursa olsun darbe dönemlerinde ve dikta rejimlerde insanlar yurt dışında yaşama alternatifleri ararlar.

Aslında dünyada gelişmekte olan ülkelerin gelişmesini tamamlayabilmeleri için; Mülkiyet haklarının güvenceye alınması, cinsiyet eşitliğinin sağlanması, ekonomik ilişkilerin düzenlenmesi gerekir. Herkese özgür çalışma hakkı veren, sürdürülebilir geçim imkânı sağlayan, yoksulluğu kaldıran hukukun üstünlüğü gereklidir. Gelişmekte olan ülkelerde despotik yapı, siyasi ayrımcılık, partizan kollama ve popülizm, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığını askıya alan uygulamalardır.

Türkiye’de peş peşe ‘Dünya Hukuk Literatürü’ne geçecek hukuk darbeleri yaşandı.

Ergenekon komplosu, Gezi Parkı davaları ve Osman Kavala ve diğerlerine ceza verilmesi, FETÖ darbe teşebbüsü, Ohal uygulaması, kişiye özgü başkanlık sistemi,

Hukuk darbelerinin iki yıkıcı sonucu oldu.

*Birisi Türkiye demokratik Batı’dan uzaklaştı. Otokrasi rejimlerle iş birliği yapıyor.

*İkincisi yaşamakta olduğumuz krizin temel nedenlerinden birisi, hukuk darbeleri nedeni ile güven sorunu yaşamamızdır.

1.Türkiye hukukun üstünlüğünde geri düştü.

Tüm hukukun üstünlüğü endekslerinde Türkiye son sıralara geriledi.

AB’nin yıllık raporlarında, “Yargı ve Temel Haklar AB’nin kurucu değerleri arasında hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı yer almaktadır.” diyor.

2023 raporunda; “Türkiye, hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanındaki AB müktesebatının ve Avrupa standartlarının uygulanması bakımından hâlâ başlangıç düzeyindedir. Rapor döneminde gerileme olmuştur. Daha önceki raporlarda tespit edilen, sistemsel olarak yargı bağımsızlığının eksikliği ve insan hakları alanındaki durumun acil olarak iyileştirilmesi ihtiyacı gibi başlıca meselelere hâlâ el atılmamıştır” deniliyor.

Yargının işleyişi ile ilgili olarak da; “AİHM'nin bazı kararlarının uygulanmamaya devam edilmesi, ciddi endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. Yetkililer tarafından hâkimler ve savcılar üzerinde oluşturulan hukuka aykırı baskı, yargının bağımsızlığı ile kalitesi üzerinde olumsuz bir etki oluşturmaya devam etmiştir.” deniliyor.

2. Hukuk darbeleri ile TÜİK verilerine göre üretici, tüketici güven endeksi dip yapmıştır. Bu yüzden ciddi yabancı yatırım sermayesi gelmiyor. Piyasada panik var. Bu nedenle dezenflasyonist politikalar olsa da çalışmıyor. Türkiye krizden çıkamıyor.

Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı, Avrupa Birliği müzakerelerine bakılmadan, Avrupa Birliği Müktesebatını aynen kabul etmemiz ile ancak gerçekleşir.

-----

Not: Tatil nedeni ile yazılarıma bir hafta ara veriyorum. 13 Ağustos Salı günü görüşmek üzere.

Yazarın Diğer Yazıları