Hidayet Bey buyurmuşlarki!
Bugün izin istiyorum sizlerden.. Şahsi görmemekle birlikte, iki satır notla şahsileşen bir mevzuda hem bilgilendirmek hem de gerekli cevabı vermek mecburi oldu.. İşin içine 'Şahsilik' girdiği için izin istiyorum sizlerden..
"Bir adamın kalitesini öğrenmek için bazen kapının önüne koymak gerekir anlaşılan.."
Böyle yazdı MHP Genel Sekreter Yardımcısı Hidayet Vahapoğlu.. Kim için? Benim için..
Peki ne için?
Efendim, Tayyip Erdoğan'ın aklına Ahlat'a köşk yaptırmak yeni geldi ya, hah işte ona işaret ettiğim bir sosyal medya paylaşımı yüzünden.. O paylaşımda Devlet Bey'in adı da geçiyordu.. Ahlat'a Cumhurbaşkanlığı köşkü önerisini 2012 yılında yapmış Devlet Bey.. Af buyrun, hafızam sağlamdır ama bu öneriyi unutmuşum.. Ve şekli hatayı hemen düzelttim zaten.. Ama zaten mesele önerinin kendisi değil, 6 yıl önce olmasına rağmen, fikrin şimdi kabul görüp, İNŞAATIN şimdi başlatılacak olmasıydı..
Devlet bey 6 yıl önce önermiş, abinin aklına yeni geliyor.. Peki bu arada değişen ne?
Tekraren söylüyorum; ıkınsanız da sıkılsanız da, Meral Akşener'in Ahlat'ta ev tutup, 'Bayram Sofrası' kurmasıdır 6 yıl sonra aklı başa getiren..
Üstelik o öneriden sonra Devlet Bey'in "Tayyip Erdoğan'dan Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz" dediği süreçleri yaşadık.. Demek ki o köşkü zaten Tayyip Erdoğan için önermemiş..
Ama bugün bakıyorum, çevresindeki bazı abiler, "Tayyip Erdoğan'a köşk yapılsın, bana ne bana ne" diye canhıraş çırpınıyorlar..
**
Neyse, şunu söyleyerek bu kısmı noktalayayım;
-2012 yılında yapılan önerinin 2018'de kabul görebilmesinin bir nedeni olmalı.. Hah işte ben o nedeni biliyorum.. Çünkü 40 kişiyiz, birbirimizi biliriz..
**
Gelelim Hidayet beyin sözlerine;
-Bir adamın kalitesini öğrenmek için bazen kapının önüne koymak gerekir anlaşılan..
O bir adam kim? Benim..
Hadise ne? Bengütürk'ten kovulmam..
Ve ardına bir söz daha ekliyor, diyor ki;
-Adam olan laftan anlar.. Farklı mecraya çekersen yazacaklarım ağır gelir..
Şimdiiiii, dinleyin Hidayet bey;
Yazacaklarınız nedir en çok ben merak ettim.. Ömrünüz rapor yazmakla geçtiği için, zor değildir, buyrun yazın.. Ağır gelirden kastınız küfür değilse, hemen, şu dakika bekliyorum, yazın..
Öyle bizim medya mahallesinin çakma kabadayıları gibi, "Yazarsam yer yerinden oynar" moduna gerek yok.. Buyrun yazın.. Açıkça talep ediyorum..
**
Meraktayım.. Ne yazacaksınız mesela..
Çaldı-çırptı mı diyeceksiniz ? Meslek hayatında hep yalandan-yanlıştan-çalandan-hırsızdan-namusuzdan yana oldu mu diyeceksiniz?
Dostlarını jurnalledi, onun bunun ardından yalan raporlar hazırladı mı diyeceksiniz?
"Mesleğinin namusunu" yerle bir edip, makam ve mevki için hırlı-hırsız herkesle işbirliği yaptı mı diyeceksiniz?
Doğru ya da yanlış bulursunuz, ama inandığı değerler adına, iktidarın yanı başında olup (bazılarının yaptığı gibi) malı götürmenin hesabındaydı mı diyeceksiniz?
Evladının yüzüne bakamayacağı şekilde, inanmadığı bir işe "Evet" dedi mi diyeceksiniz?
İktidara yanaştırılan bir televizyonda kalmak ve köşeyi dönmek varken, (Ki dönenler var) o, inandıklarının gereği olarak eğilmedi, salaklık etti mi diyeceksiniz?
Ne diyeceksiniz?
Düne kadar erdem olduğuna inanılan tavırların, bugün ahmaklık olduğuna mı işaret edeceksiniz?
Bakın ben size bir not düşeyim;
Bengütürk'ten KOVULMADAN, sizin deyiminizle kapının önüne konmadan 15 GÜN ÖNCE, oda tuttuğunuz binada bir dialog gerçekleşti;
-Ben de güvenmiyorum ona.. Türkiye'nin bekası için en büyük tehlike kendisidir..
Bu sözlerin sahibi bende.. Muhatabı kim biliyor musunuz; Bugün Ahlat'taki köşk projesine can siperane sahip çıktığınız Tayyip Erdoğan..
Dolayısıyla, bu görüşte olmasına rağmen, Tayyip Bey'le ortaklığa evet diyenlerden olmadığım için beni "İlkesizlikle" mi suçlayacaksınız?
Diyorsunuz ki;
-Omurgalı çok sürüngen gördük..
Hah işte, ben de onu diyorum Hidayet bey.. Ağzınız bal yesin, ben de tam onu diyorum..
Omurgalı sürüngen olmadığımı mı ilan edeceksiniz dünya aleme?
Ben sorayım o zaman;
Birebir sohbetlerimizde Tayyip Erdoğan için, partinizin 10 adım önünde ve ağza alınmayacak sözler ederken, iktidar imkanlarının sıcak yüzü müdür sizi 180 derece dönüştüren?
Bir büyüğümün ifadesiyle, 6 yıl önce iyi ve doğru bir niyetle yapılmış bir öneriyi, 6 yıl sonra "ARSA VE İNŞAAT" olarak algılayan kafa mıdır, omurgalı duruşunuzun ortağı?
**
Bakın Hidayet bey, ısrarla talep ediyorum, yazın..
Yazın ki, kendiliğinden gelişen bir platformda, omurga nedir, meslek ahlakı nedir, dostluklara sadakat nedir, fırıldaklık nedir, hırsızla-yalanla-dolanla rabıta nedir açık açık konuşalım..
Yerinde tarifinizle; Omurgalı sürüngenliği daha yakından tanıyalım..
Ben bir asker çocuğuyum.. Sizin gibi, sizden 10 dönem sonra Milli Güvenlik Akademisi mezunuyum..
O sebepledir ki "Devlete olan saygım" birçok insana göre daha yerleşiktir..
İşte bu gerçek de, zatıalinizin meslek hayatına ilişkin notlarımı bende tutar..
Ta ki, had sınırına kadar..
O yüzden diyorum ki, buyrun;
Mezunu olduğunuz ve hayati önemine inandığınızı bildiğim Milli Güvenlik Akademisi'ni bile kapatmışlara koltuk değnekliği yaparken, bana "omurga" demeyin..
Son görev yeriniz olan Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği gibi hayati bir kurumun bile belini bükenlerle yarenlik ederken, bana "sürüngenlik" tarifi yapmaya kalkmayın..
**
Buyrun Hidayet bey, bir Türk Milliyetçisi olarak karşınızda duruyorum..
Üstelik Milliyetçiliğim, makam-mevki hesapları ile şekillenmedi, şekillenmez.. Aldığım terbiye bu..
Ve bunu da en iyi bilen kişiye çok yakınsınız, inin ve sorun..
**
Haklı olduğunuz noktayı da teslim edip virgül koyayım;
Haklısınız kovuldum.. Ve daha önce de defalarca belirttiğim gibi, bundan gurur duyuyorum..
Siz bu hesabı yapıyor musunuz bilmem ama ben "Kızımın yüzüne bakabilmeyi seçtim.."
Hepsi bu..
***
Günün Sözü: Gergedan boynuzunda birdirbir oynanmaz..