Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi
14. Kurultayından 38. Kurultayına CHP…
12 Ocak 1959’dan 18 Kasım 2023’e iktidar…
“Tarih tekerrürden ibarettir” sözü ne kadar da önemli.
Mehmet Akif Ersoy’un şu dizeleri de bir o kadar önemli.
-"Geçmişten adam hisse kaparmış. Ne masal şey!
-Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
-'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;
-Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?"
14. Kurultayından 38. Kurultayına CHP ile 12 Ocak 1959’dan 18 Kasım 2023’e iktidar konusunda tarihî hatırlatmayı yapayım.
14. Kurultay’da genel sekreter merhum Kasım Gülek Parti Meclisi raporundaki şu tespitleri okuyor:
“1957 seçimleri iktidar ile muhalefet partileri arasında eşit olmayan şartlar içinde cereyan etti.
Radyo tek taraflı propaganda vasıtası haline getirildi ve muhalefete karşı en ağır ve haksız isnatları yaymakta kullanılıyor.
1957 seçimlerinden sonra anlaşılmıştır ki seçim kanununda emniyet ve eşitlik şartları tesis olunmadıkça, kütük ve liste işleri sağlam ve teminatlı esaslara dayanmadıkça, Türkiye'de dürüst ve emniyetli seçimden bahsetmek mümkün olamayacaktır.
Ayrıca seçimlerle ilgili Meclis tahkikatı açılması için TBMM’de, CHP Meclis Grubunun yaptığı teklifin görüşülmesine bir türlü imkân bulunamadı.
Basın Kanunu’nun ağır hükümleri, tekzip usulleri, resmî ve özel ilân dağıtımı, kâğıt tahsisi, mürekkep ve teknik malzeme temini hususunda basının maruz kaldığı zorluklar ve tutulduğu farklı muameleler yapıldı.
Demokrat Parti (DP) memlekette bir güdümlü basın rejimini kurdu.
Türkiye'de hiç bir devirde basın mensupları DP devrinde ve bu geçen sene de olduğu kadar büyük güçlükler ve ceza tehdidi altında kalmadı ve ceza görmedi.
Rejim buhranını gidermek için ülkede hukuk rejiminin gerçekleşmesi gerekir.
Rejim buhranının giderilmesi ancak aşağıdaki hakların ve devlet kurumlarının Anayasada teminata bağlanması ile mümkün olur.
1- Demokratik gelişmeyi durduran ve gerileten her türlü antidemokratik kanunlar usuller, zihniyet ve tatbikat kaldırılacaktır.
2- Anayasamız modern demokrasi ve cemiyet anlayışına uygun, halk egemenliği, hukuk devleti, sosyal adalet ve güvenlik esaslarına dayanan devlet nizamına göre değiştirilecektir.
3- Irk, cins, din, mezhep, siyasi fikir, içtimai menşe, doğuş ve servet farkı olmaksızın bütün vatandaşların müşterek malı olan hak ve hürriyetler anayasada yer alacaktır.
4- Milletin bütünlüğü ve devletin devamlılığını ifade eden Cumhurbaşkanlığı makamı tarafsızlığa kavuşturulacaktır.
5- Seçimlerin mevzuat ve tatbikat olarak serbest, eşit ve dürüst şartlar altında yapılması sağlam koşullara bağlanarak nispi temsil usulü kabul edilecektir
Demokrasilerde vatandaşların hürriyette, haysiyet ve şeref, vazife ve mesuliyette eşit olmaları ve farklı muameleye tabi tutulmamaları gerekir.
Anayasanın açık teminatı altında bulunacak eşit hak ve hürriyetlere sahip olmalarının hukuk devletinin temel unsur olması gerekir.
Hükûmetin anayasaya aykırı kanun çıkarma girişimlerini engellemek ve rejimin ve hürriyet düzeninin temeli ve cemiyetin huzuru için Anayasa Mahkemesi’nin kurulması bir gerekliliktir.
Türkiye’de hâkimler siyasi iktidarın baskı ve tehdidi altındadır.
Adalet Bakanı tarafından ‘görülen lüzum üzerine’ hâkimlerin emekliye sevk edilmeleri birçok sıkıntıya neden olur.
Demokrasilerde yargı bağımsızlığının gerçekleşmesi hâkimlerin gelecek endişesi taşımamasına bağlıdır.
Hâkimlerin tayin, terfi, tahvil, tecziye ve emekliye sevk edilmelerine ait muamelelerin, siyasi ve idari mercilerin elinden alınarak Yüksek Hâkimler Meclisi’ne verilmesi ve bu müessesenin Anayasamızda yer alması” hukuk devletinin vazgeçilmez şartıdır.”
Değerli okurlarım,
Benim yorum yapmama gerek var mı?
12 Ocak 1959’da iktidarın yarattığı sorunlar ile bugünkü iktidarın yarattığı sorunları lütfen karşılaştırın ve sizler değerlendirin.