“Hesap Ver” diyene bak!
Kırk yıldan fazladır siyasetle içli dışlıyız böyle bir şey ne gördük ne duyduk...
Memleketi Konya’da partisinin 5. Olağan Kongresi’nde konuşan Başbakan Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’na, Şişli Belediye’sindeki gelişmeleri kastederek “Hesap ver!” diye çıkışıyor...
Tamam, Şişli’deki gelişmelerin hesabını Kılıçdaroğlu versin de siz; koskoca Türkiye’de milletin “tape tape; kasa kasa” şahit olduğu, “ana avrat havuzlarda ıslandığı” ; Bakanlar istifa ettiren, soruşturma komisyonları kurdurulan, Yüce Divanların adres gösterildiği 12 küsur yıllık iktidarınızın hesabını “sıfırladınız” da sıra Kılıçdaroğlu’nun Şişli’sine mi geldi...
Bir yanda iç ve dış siyaseti ile hesabı verilmemiş bir Türkiye, diğer yanda Şişli diye bir ilçe... Türkiye’yi şehir şehir, ilçe ilçe kendilerinden sorsak hangi AKP’li belediye yüzünün akıyla hesap verebilir?
İşçilerinin maaşlarını ödemediği halde belediye mülklerini, birilerinin evlatlarının vakıflarına o mülklerin gerçek sahibi olan halka sormadan karşılıksız devreden belediyeler mi? AKP’li hangi belediye kupon arazilerin hesabını verebilir? Bir yerlerden gelen talimatla gerçek sahibinden üç kuruşa kamulaştırıp imar değişiklikleri yaparak eşe dosta yüz misline devreden AKP’li il ve ilçe belediyeleri mi? AKP’li belediyeler yaptıkları alt yapılardaki hafriyatların hesabını verebilirler mi?
Bütün bunları geçelim!
Davutoğlu, Şişli’nin hesabını Kılıçdaroğlu’ndan sorduğu saatlerde yönettiği Türkiye’nin Cizre ilçesinde PKK’lılar belediyeye ait kültür sarayından halkın üzerine ateş açıyordu ve tam o saatlerde 2 ölü ve 3 yaralı vardı ve ateş devam ediyordu. Sonradan ölü sayısı 3’e çıktı. PKK saldırısına maruz kalan Hüda-Par, “Gece polis çekilirse, PKK, ilçede katliam yapar” diye feryat etmekteydi. Yeniçağ, çok haklı olarak, bu acı ve utanç veren hadiseyi sürmanşetten vermişti. Başbakan Davutoğlu’ndan “Cizre” sesi ise olayın ancak üçüncü gününde çıkmıştı, o da, sade vatandaşa “görüntüye aldanmayın, devlet her şeye hâkim” aklı vermekti.
Bu nasıl bir “devlet hâkimiyeti” bu nasıl bir Türkiye’dir böyle?
Şimdi biz “Cizre’yi yönetemeyen Başbakan Türkiye’yi yönetebilir mi?” yahut “Cizre’de güvenliği sağlayamayan bir Başbakan, bütün Türkiye’de vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayabilir mi?” diye sorsak, abes bir soru mu sormuş olacağız?
O militanlar ilçeye Kalaşnikofları sokarken MİT neredeydi, devletin diğer güvenlik güçleri ve istihbarat servisleri neredeydi? Yoksa söylediler de siz siyasi irade mi oralı olmadı? Vali neredeydi, kaymakam neredeydi? Haberleri yoktu derseniz biz yine “PKK, paralel vali ve kaymakamlar atıyor” dediğimizde “Yok böyle bir şey” demiş olmanız bir anlam ifade eder mi?
Cizre yanıyor, Türkiye soyuluyor, ülke bölünüyor, Başbakan “Şişli de Şişli” diyor...
Şişli olmasaydı Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü yaptığı günleri ısıtıp ısıtıp gündeme getirmeye devam edecekti..
Hesap veremeyen siyasetçi, iflas etmiş bakkallar gibi işte böyle eski defterleri karıştırır. Maksat ortalık toz duman olsun, gerçekler örtülsün... Öyle bir “havuz medyası” ve “siyasî üslup” oluşturuldu ki millet bir ayakkabı kutusu kadar gerçeği bilmiyor.
Ve Davutoğlu yeni Başbakan!
Neresi yeni, her şey devraldığı gibi...